Mihail Delyagin yazdı: Rubledeki değer kaybının asıl sebepleri
"Son yıllarda defalarca ispatlandığı üzere faiz oranındaki keskin artışlar rubleyi güçlendirmez, aksine spekülatif saldırıları kışkırtır ve bu da rublede, yeni bir zayıflamaya yol açar."
Çevirmenin notu: 7 Ağustos’ta Moskova Borsası’nda dolar kuru 97 rublenin üzerine çıkarken, avro 106,5 seviyesini aştı. Bu değerler en son Mart 2022 sonunda, Batı’nın birincil yaptırımlarının devreye sokulmasının ardından yaşanan şok sırasında kaydedilmişti.
Buna ek olarak Rusya Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası’ndan müteşekkil “mali blok”, döviz manipülasyonlarının yakında yeniden başlayacağına dair karanlık tahminlere rağmen en çok hoşlandıkları uygulama olan bütçe kuralına henüz dönmedi.
Mali blok tarafından tertiplenen devalüasyon, ülkedeki üreticilerin önünü görememesini de beraberinde getiriyor. Mevcut manevralar, ülkenin savaş döneminde ciddi biçimde ihtiyaç duyduğu kaynaklarını yığın haline getirip “düşmanın” ellerine teslim ediyor.
Netice olarak bu “başarı” olarak kabul edilebilir. Yıllardır kaynakları Ulusal Kalkınma Fonu’na yığan ve ardından paranın bir kısmını Batı’ya sunan Rus maliyesi, şimdi de aynını yapıp bu tertibi onlara öğreten IMF’den çekilme taleplerini de reddediyor.
Rublenin başına ne geldi biliyor musunuz? İşte cevabı
Mihail Delyagin
7 Ağustos 2023
Spekülatörler “tahta” döviz kurunu nasıl manipüle ediyor?
Modern liberalizm (Voltaire’in döneminden farklı olarak) kendi halkının çıkarlarına karşı küresel finans spekülatörlerine hizmet eden bir ideolojidir. Rusya da “tarihin buharlı lokomotifinin” önünde koşmayı başardı: dünyada iktidardaki ilk “saf, katıksız” liberal Kerenski’ydi.
Beşeriyetin gelişimi sadece ne yaptığına değil, nasıl yaptığına da bağlıdır: karmaşık eylemler onu öğrenmeye zorlar ve ilerlemeyi beraberinde getirir, ilkel olanlar ise bozulmaya neden olur. Yabancı ve hasmane bir iradenin uygulanması çok basit bir faaliyet ve geleceği düşünmek açısından organik bir yetersizlik anlamına geldiğinden (zira uygulayıcıları kendi halklarını yok ederek, onun bir parçası olarak kendilerini de yok ederler), liberalizm sadece başlangıçtaki ilkelliği değil, aynı zamanda bireyin ve bu tür bireylerden oluşan tüm yönetici tabakanın daha da ilkelleşmesi ve bozulması anlamına gelir.
Küresel mali spekülatörlerin (ve buna bağlı olarak onlara hizmet eden liberallerin) yolsuzluğa olan nesnel ilgisi de ek bir bozulma faktörüdür. Bir yandan ilgili devletin liderliği üzerinde dışarıdan ilave kontrol sağlarken, diğer yandan Güneydoğu Asya’daki bazı ülkeler hariç, yolsuzluğa bulaşmış yetkililer ganimeti ülkeden ihraç ettikleri için, küresel finans sistemine ucuz mali kaynak sağlamanın bir aracıdırlar, üstelik bu kaynaklar her an ellerinden alınabilir (sadece şu kutsal soruyu sorarak: “odun nereden geldi?”).
Ve yolsuzluk, bazı planların karmaşıklığına rağmen, ilke olarak son derece basit bir faaliyettir ve bu da faillerinin ilkelleşmesini sağlar.
Bugün Rusya’nın sosyo-ekonomik politikası, birkaç istisna dışında, hala liberaller tarafından belirleniyor ve yukarıda izah edilen nedenlerle nesnel olarak koşullandırılmış olan bozulma dinamikleri, normal bir okulda (USE’den1 önce) okumak için hala zamanı olan neredeyse herkesi şaşırtıyor.
Bu bozulma, ruble döviz kuru meselesinde oldukça bariz bir şekilde ortaya çıkıyor.
Bu tamamen devlet tarafından belirlenir, zira döviz piyasasındaki arz ve talep dengesini tamamen devlet belirler.
Bir yandan ihracat gelirlerinin yurda getirilmesi ve borsada satılması gereken payını belirleyerek, orada satılan döviz miktarı belirlenir. Evet, ihracat kat be kat azalabilir ama döviz gelirlerinin zorunlu satış payı yüzde 100’den sıfıra kadar (şu anda olduğu gibi) belirlenebilir. Mesela geçen yıl mart ayında Maliye Bakanlığı, döviz gelirlerinin sadece yüzde 80’inin zorunlu satışı normunu getirdi ve bunun rublenin neredeyse iki kat güçlenmesi şeklindeki etkisi oldukça barizdi.
Rubledeki değer kaybı ve Rus ekonomisinin akıbetine dair fikirler
"Dünyanın en insanlık dışı piyasası olan Rus piyasasında serbestlik güvence altında. Ve birileri de hala rublenin değer kaybetmesine şaşırıyor."
Öte yandan, kamu bankacılığı sistemine (şu anda sadece birkaç büyük bankaya) borç para vererek dolaşıma ruble sokuluyor. Mesela Maliye Bakanlığı tam da yüksek getirili devlet tahvillerinin (yüzde 10’dan fazla getirisi olan ve bazen resmi enflasyon oranının üç katından fazla olan) yeni ihraçlarını gerçekleştirdiğinde bankalara vererek, verilen paranın kullanım şeklini (gayri resmi de olsa) belirleyebilir. Bu durumda para bütçe açığını kapatmak için kullanılır.
Ve eğer bu “karşılıksız” olarak sağlanırlarsa, aynı devlet tarafından yakılıp yıkılan ekonomi konjonktüründe, onları yatıracak hiçbir yer olmaz ve döviz piyasasına döviz almak için gönderilirler.
Döviz piyasası yönetiminin gerçek resminin çok daha çeşitli olduğu aşikâr ama ilke belli: ruble döviz kuru tamamen devlet tarafından belirlenir.
Hükümet elbette bunu şiddetle reddediyor, zira piyasanın sözde görünmez kıllı elini başını sallayarak inkâr edebilecekken neden mesuliyet kabul etsin?
Dahası, döviz kuru belirleme süreci üzerinde mutlak kontrole sahip olan yetkililer, tam da bu yıl ruble kurunu düşürüyor. Yani düşük seviyenin bütçe açısından ciddi sorunlar yarattığı ve halihazırda ayakta kalan kaynak dışı ihracatı baltaladığı geçmişte değil, ekonomi için genel olarak kabul edilebilir ve rahat bir seviyede olduğu bu yıl.
Rusya’nın sosyo-ekonomik alanının liberal liderliğinin makul olduğu varsayımına dayanan tek hipotez, sivil sanayii de dahil olmak üzere Rus imalat sanayiinin aktivasyonuna dikkat çekiyor. Bu durum liberaller açısından anlamlı yatırım olanaklarının ortaya çıkması ve buna bağlı olarak mali kaynakların, spekülatörlerin kâr elde ettiği spekülatif alandan sapması tehdidini yarattı.
Doğal olarak bu ihtimal ne onlar ne de liberal uşakları için kabul edilebilirdi ve yatırım rekabetçiliğinin ortaya çıkmasını önlemeleri, Rusya’yı hammadde ihraç eden ve (bunları işleyerek para kazanan beyler izin verirse) bitmiş ürünler veya makine kitleri ithal eden bir ekonomik sömürge durumunda tutma maksadıyla yükselmeye başlayan sanayiyi boğmaları zaruri hale geldi.
Bunu yapmanın en basit yolu, ekipman maliyetini (neredeyse on yıllık ithal ikamesi politikasının “olağanüstü” başarısı nedeniyle ithal edilen) ve hammadde ihracatının karlılığını keskin bir şekilde artırarak rubleyi çökertmek ve ardından “yükselen enflasyonist beklentiler” bahanesiyle kredi maliyetini yükseltmektir ki bu yapıldı.
Doğru, sonra meyveleri toplamanın zamanı geldi.
Mesele şu ki, Rusya klasik para teorisiyle tanımlanamayacak koşullar yarattı: yapay anlamda devasa bir “para açlığı” yaratıldı ve bu uzun süre devam ettirildi (1998 temerrüdünden sonra ve geçen yılın sonunda görüldüğü gibi, para arzının büyümesi enflasyonu artırmak yerine azaltıyor, zira ticari faaliyetlerin büyümesi nedeniyle emtia arzı, geleceğe yönelik umutla para arzından daha hızlı büyüyor) ve sistematik olarak bariz yetersizlik gösteren bir düzenleyici olarak devletin liberal kısmına piyasa güveni neredeyse sıfır).
Bu yüzden son yıllarda defalarca ispatlandığı üzere faiz oranındaki keskin artışlar rubleyi güçlendirmez, aksine spekülatif saldırıları kışkırtır ve bu da rublede, standart (mevcut, liberal yönetimin başında olduğu Rusya ile ilgisi olmayan) koşullar açısından paradoksal olan yeni bir zayıflamaya yol açar.
Bir yandan paranın değer kazanması reel sektörün rekabet gücünü zayıflatıyor ve ruble kütlesini döviz piyasasına sıkıştırıyor; diğer yandan panik havasının şiddetlenmesi de söz konusu.
Son dokuz yılda liberallerin bu durumu fark ederek dolar kurunu kasıtlı olarak 95 rubleye yükselttikleri ve böylece özel askerî harekât koşullarında Rus ekonomisinin altını oydukları varsayımı, bu makalenin yazarına pek olası görünmüyor.
Nihayetinde bunun gerçekleşmesi için, Rusya’nın (yukarıda izah edilen nedenlerle) dört nala koşan liberal liderliğinin, hatalarından değilse bile, en azından içtenlikle başarıları olarak gördüğü şeylerden öğrenme kabiliyetine sahip olduğunu varsaymak gerekir.
Rusya Federasyonu AŞ'de her şey yolunda mı?
"Yasalar oligarkların istekleri ve sözlü vaatleri doğrultusunda çıkarılıyor."
Birleşik Devlet Sınavı (Rusça: Единый государственный экзамен, ЕГЭ, Yediniy gosudarstvenniy ekzamen) Rus eğitim sisteminde 2009 yılından bu yana uygulanan üniversiteye giriş sınavları. Her öğrencinin liseden mezun olduktan sonra bir üniversiteye veya meslek yüksekokuluna girmek için geçmesi gereken bir dizi sınav. (ç.n.)