Scholz, Ukrayna'ya Taurus tedarikini neden reddediyor?
"Scholz şöyle düşünebilir: Ukrayna'daki savaş için belirleyici olmayan ama Almanya'nın kendi caydırıcı kabiliyetine büyük bir zarar anlamına gelen bir silah teslimatını neden yapalım?"
Alman Hava Kuvvetleri komuta kademesinin Kırım Köprüsü’nü nasıl bombalayabileceklerini ve bu işteki rollerini nasıl gizleyebileceklerini konuşuyor olmaları artık sır değil. Örtmece için çeşitli alternatifler tartışıldı; örneğin, iletişim resmi olarak Taurus füzelerinin üreticisi aracılığıyla sağlanabilir ya da İngilizlerden yardım istenebilir. Sorun şu ki, Ukraynalıları Taurus’ları kısa vadede kendi başlarına kullanabilecek şekilde eğitmek çok uzun sürecek. Bu, Bundeswehr’in (ya da İngilizlerin) dahli olmadan bu kısa vadede mümkün olacak bir şey değil. Ve generaller, konunun artık Almanya’nın savaşa dahil olmasında geldiğini biliyorlardı, zira konuşmanın bir noktasında Frank Gräfe açıkça “yapacak bir şey yok” demişti.
Alman basınının “gazetecilik” adını verdiği sirke geçmeden önce kısaca hukuki bir soruyu gündeme getirmek fena olmayabilir. Elbette muhtemel savaş senaryolarını ele almak generallerin işidir. Eğer generaller bir NATO tatbikatı kapsamında Rusya’nın NATO’ya saldırması durumunda düşman hedeflerine yapılacak teorik saldırıyı canlandırmış olsalardı bu konuşma çok daha az skandal olurdu. Ne yazık ki onların işi bu.
Ama burada başka bir şey var. Generaller, Ukrayna’nın Rusya’daki bir hedefi bombalamasına nasıl yardım edebileceklerini konuşuyordu. Bu ya Rusya’ya karşı bir savaş eylemi ya da en azından bir devlet terör eylemi olur ki bu da nihayetinde bir casus belli sayılabilir.
Ve Almanya da dahil olmak üzere NATO ülkeleri Rusya ile savaş halinde olmadıklarını iddia ediyorlar. Dolayısıyla burada iki ihtimal var: Ya Alman hükümeti yalan söylüyor ya da generaller açıkça hükümetlerinin talimatlarına aykırı hareket ederek ve hükümetlerinin istemediği bir saldırıyı planlayarak vatana ihanet ettiler. Ve saldırının planlandığı, Taurus füzeleri için köprüye üç olası uçuş rotası bile hazırladığını söyleyen bir subay tarafından son derece açık bir şekilde ifade edilmişti.
Tüm partilerden Alman siyasetçiler de aşağı yukarı aynı şeyi söylüyorlar. Savunma Bakanı Boris Pistorius, telefon görüşmesinin ifşa edilmesinin bir “Rus dezenformasyon kampanyasının” parçası olduğunu iddia etti. Ancak Rusya hakikati bildiriyorsa dezenformasyon bu işin neresinde? Pistorius konuşmanın gerçek olup olmadığını tartışmıyor ve Moskova, konuşmayı kamuoyuna duyurmaktan başka hiçbir şey yapmış değil.
CDU’lu şahin Roderich Kieswetter, Rusya Devlet Başkanı Putin’in “Almanya da dahil olmak üzere tüm Batı’yı düşman ve savaş hedefi” olarak gördüğünü açıkladı. Bu kadarına da artık pes denilir, Alman köprülerine ve cephaneliklerine saldırı planları hazırlayanlar Rusyalı generaller miydi, tertibatı yapanlar Alman generalleri miydi? Burada kim kimi savaş hedefi olarak gördüğü gayet açık.
Alman basını, bunun “dezenformasyon” olup olmadığını sormak yerine başka şeylerle ilgilense de aşağıda tercümesi verilen t-online makalesinde Taurus teslimatı konusunda Şansölye Scholz’un şahinlerden gördüğü baskı detaylandırılarak, olası teslimatın Berlin açısından yaratacağı ciddi güvenlik riskleri detaylandırılmış.
Scholz’un Taurus tedarikini reddetmesinin gerçek sebebi
Daniel Mützel
16 Mart 2024
Şansölye Scholz, Federal Meclis’te yaşanan sert tartışmada, Taurus seyir füzelerinin Ukrayna’ya teslim edilmesine karşı olduğunu bir kez daha teyit etti. Bunun henüz kamuoyuna açıklanmamış özel bir sebebi olabilir.
Bu hafta Federal Meclis’te gerçekleştirilen Taurus tartışmalarının belki de en etkileyici sahnesi buydu: Başbakan Olaf Scholz (SPD), CDU’lu dış politika uzmanı Norbert Röttgen’in Ukrayna’ya Taurus seyir füzeleri gönderilmesiyle ilgili sorusuna, gözle görülür bir şekilde duygularına yenik düşerek kişisel bir saldırıyla yanıt verdi.
Scholz, Röttgen’e “Ama beni rahatsız eden şey, sevgili Norbert, sevgili milletvekili, her şeyi bilmeniz ve bilginizin kamusal bilgi olmadığı hakikatine dayanan kamusal iletişimde bulunmanızdır. Bir demokraside bunun böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum,” dedi.
Daha sonra Şansölye’nin ne demek istemiş olabileceğini merak edenler yalnızca orada bulunanlar ve internet üzerinden canlı yayını izleyenler değildi. Ülke dokuz ayı aşkın bir süredir bu hassas güdümlü füzelerin Ukrayna’ya teslim edilmesini tartışıyor. Şansölye bu konuda uzun süre sessiz kaldı, ta ki geçtiğimiz günlerde Taurus’ları neden teslim etmemeye karar verdiğini ilk kez kamuoyuna açıklayana kadar.
Şansölye hangi gizli bilgiden bahsediyor?
Scholz esasen 500 kilometreden fazla ve dolayısıyla teorik olarak Moskova’ya kadar ulaşabilen seyir füzesinin hedefleme kontrolünü elinde tutmaya odaklanıyor. Kontrolün sağlanabilmesi için Alman askerlerinin de işin içinde olması gerekecek ki bu nedenle Taurus teslimatı ihtimal dışı bırakılıyor. Scholz, çarşamba günü yaptığı açıklamada “Bu Şansölye olarak geçmek istemediğim bir çizgi,” diye konuştu.
Bu da Scholz’a Ukrayna’ya güvenmediği suçlamasını getirdi. Röttgen de ertesi gün ARD televizyonuna verdiği mülakatta herhangi bir “özel bilgiye” sahip olmadığını söyledi ve Şansölye’yi, korkuyu “kendi yaptırımının bir aracı ve enstrümanı olarak” kullanmakla suçladı.
Fakat, Almanya’nın kontrolüne yapılan atıf görünüşe göre bu, hakikatin sadece bir parçası. Şansölye’nin Taurus konusundaki hayır oyunda rol oynayan bir başka önemli faktör daha var. Röttgen’i bir tür gizli bilgiye sahip olmakla suçlayan Scholz, işin içinde ne olabileceğine dair ipucu verdi. Konu, ilk kez Federal Meclis’in seçilmiş üyelerine açıklanan gizli bilgilerle alakalı (konu sadece Röttgen ile ilgili değil).
“İlk kez şüphelerim var”
T-online’ın edindiği bilgilere göre, belirleyici olaylar pazartesi günü Savunma Komisyonunun özel oturumunda gerçekleşti. İlk bölümde komisyon üyeleri ilk olarak çağrılan Federal Savunma Bakanı Boris Pistorius’u hava kuvvetlerinin dinlenmesi konusunda sorguladı. İkinci gizli bölüm ise Taurus ile ilgiliydi ve burada seyir füzesine ilişkin hassas detaylar ilk kez özel Federal Meclis komisyonu üyeleriyle paylaşıldı.
Davet edilen Alman Silahlı Kuvvetleri Genel Müfettişi Carsten Breuer’in Taurus konusundaki en önemli gerçekler hakkında 20 dakikalık bir sunum yaptığı bildirildi: Breuer’in operasyonel kabiliyeti ve birim sayısının yanı sıra (Alman Hava Kuvvetlerinin yaklaşık 600 Taurus’a sahip olduğu tahmin ediliyor), teslimatın Almanya’nın güvenlik çıkarları açısından taşıdığı özel riskler hakkında da konuştuğu söyleniyor.
Konu hakkında bilgi sahibi bir kişi, t-online’a yaptığı açıklamada bazı parlamento üyelerinin “ağızlarının açık kaldığını” söyledi:
“Breuer’in sunumundan sonra salonda bir sessizlik oldu. Genelde yüksek sesle talepte bulunanların bile artık soruları yoktu.”
Bir komisyon üyesi ve Taurus tedarikinin desteklendiği toplantıdan sonra t-online’a yaptığı açıklamada “ilk kez tereddüt ettiğini” ve teslimat konusundaki tutumunu yeniden gözden geçirmek istediğini belirtti.
Hedef programlama önceden bilinenden daha karmaşık
CDU/CSU’nun savunma politikaları sözcüsü Florian Hahn’ın toplantının ardından ARD’ye verdiği mülakatta da bunun ipuçları mevcut. Taurus’lar konusunda Şansölye’yi özlü sözlerle zorlamayı seven Hahn, sanki düşüncelerini yeniden düzenlemek zorunda kalmış gibi sakin ve farklı bir tavırla konuşuyor.
Breuer ne demişti?
Görünüşe göre genel müfettiş, milletvekillerine Taurus’un konuşlandırılmasının daha önce sanıldığından çok daha karmaşık olduğu konusunda detaylı bilgi vermiş. Ona göre, seyir füzesini etkili bir şekilde konuşlandırmak için muazzam miktarda veri gerekiyor.
Taurus silahlarının hedef programlamasının karmaşık olduğu halihazırda biliniyordu. Hedef girişi ve rota yönlendirmesi için teknik ve operasyonel prosedür olan “merkezi görev planlama” (ZMP), Taurus’un mümkün olan en hassas rotada uçmasını sağlamak için irtifa ölçüm noktaları, vektör verileri, uydu görüntüleri ve raster haritalar gibi çok sayıda farklı kaynak veriden oluşuyor. ZMP sistemi, 2023 yılı sonunda savunma elektroniği şirketi Hensoldt ile birleşen Alman ESG şirketi tarafından geliştirilmişti.
“Alman Silahlı Kuvvetlerinin operasyonel kabiliyeti” tehlikede
Söz konusu olan gigabaytlar ya da terabaytlar değil, özel teknik sistemler tarafından işlenmesi gereken son derece büyük ve karmaşık veri miktarları mevcut. Ancak bu teknik sistemlerin yalnızca sınırlı ölçüde mevcut olduğu belirtiliyor. Eğer Taurus’ların teslimatı sırasında Ukrayna’ya bunlar da transfer edilirse, artık Alman Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına açık olmayacaklar. Konu hakkında bilgi sahibi bir kişiye göre bu durum “ordunun operasyonel kabiliyetine” ciddi zarar verecek bir kabiliyet boşluğu yaratacak.
Ne tür bir ekipmanın söz konusu olduğu belli değil. Ne Taurus üreticisi MBDA ne de Federal Savunma Bakanlığı sorulara yanıt verdi. Bu sistemlerden kaç tane olduğu, bunların değiştirilmesinin ne kadar süreceği ve tedarik edilmelerinin neden bu kadar zor olduğu da belli değil. Konuya aşina bir kişiye göre, bu uzun süre değiştirilemeyecek bir “teknik darboğaz”: “Eğer bu kabiliyeti teslim edersek, bizim için artık var olmayacaktır.”
Bu durum, örneğin Ukrayna’ya 18 Leopard 2 tankının teslim edilmesiyle kıyaslanamaz; ordunun bu tankları ikame etmek için 2026’ya kadar beklemesi gerekecek. Konu hakkında bilgi sahibi bir kişiye göre, bu “ulusal güvenliğin temel soruları” ile ilgili bir mesele: “Taurus, havadan karaya alanda en güçlü silahlarımızdan biri ve neredeyse stratejik yeteneklere ulaşıyor.” Breuer’in sunumunda milletvekillerine, Federal Cumhuriyet’in güvenliği için, ilgili herkesin artık farkında olması gereken bir “fiyat etiketi” verildi.
İki farklı modelde Taurus
Burada belirleyici olan Taurus’un nasıl konuşlandırılacağı: “seyreltilmiş”, daha az veri içeren varyantı mı yoksa halihazırda amaçlanan, tüm ek özelliklere sahip varyantı mı? Eğer Taurus tüm avantajlarına sahip olursa, örneğin 15 metreye kadar alçak irtifaya inebilir ve böylece düşman hava savunma mevzilerinin etrafından ya da altından daha iyi uçabilir.
Fakat dört farklı sistemin kullanıldığı bu hassas navigasyonun ve rotanın ve tam hedefin modellenmesinin (birkaç metreye kadar doğru) yukarıda bahsedilen sistemleri gerektirdiği söyleniyor.
Taurus, Ukraynalı askerler için daha kısa bir eğitim süresi de dahil olmak üzere herhangi bir ek kabiliyet olmadan Ukrayna’ya gönderilebilir. Ancak bu durumda, Taurus daha az güçlü İngiliz Storm Shadow seyir füzeleri için bir ikmal görevi görecektir. Her iki varyant da kendi avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte mümkün.
Askeri uzman Fabian Hoffmann Taurus için “basit” ve “genişletilmiş görev planlaması” arasında ayrım yapıyor. Hoffmann’a göre ikincisi için de uygun bir teknik altyapı mevcut olmalı. Bu da Ukraynalı askerlerin sistem üzerinde eğitilmesini mümkün kılacak ama geciktirecektir.
Hava kuvvetleri sızıntısındaki ipuçları
Sızdırılan, yüksek rütbeli hava kuvvetleri subayları arasındaki konuşmalarda karmaşık görev planlamasına ve Taurus’ların farklı kullanımlarına da atıfta bulunuluyor. Örneğin bir yarbay, “ideal olarak uydu görüntülerinden gelen hedef verilerinden” bahsediyor, zira bu sayede en yüksek hassasiyete, yani üç metrenin altına ulaşılabiliyor:
“[Hedef verilerini] ilk aşamada hava kuvvetlerinin bir hava üssünün bulunduğu Büchel’de işlemek zorundayız.”
Subay, konuşmanın başka bir kısmında daha hassas uydu verilerinin girilmesi halinde modelleme hesaplama süresinin iki katına çıkarak on iki saate çıktığını ve bunun “bununla başa çıkabilecek” bir veri hattı gerektirdiğini açıklıyor.
Almanya Taurus’lar olmadan savunmasız mı?
Pazartesi günü yapılan komisyon toplantısında milletvekillerine verilen bilgilerin, Federal Meclis’te daha sonra yapılan tartışmalar ve birlik önergesinin oylanması üzerinde gözle görülür çok az etkisi oldu.
Aynı zamanda bu, Şansölyenin veto konusunda neden ısrar ettiğine dair hesaplamalarına daha fazla ışık tutabilir. Örneğin, en kötü senaryo söz konusu olduğunda Scholz, teknik ekipman da dahil olmak üzere Taurus’ların bir kısmını Ukrayna’ya teslim ederse ve Ukrayna savaşı kaybederse, Almanya temel bir askeri kabiliyetinden vazgeçerken Rusya, Ukrayna’nın batısındaki NATO sınırında durabilir. Yani bir “kaybet-kaybet” durumu meydana gelebilir.
Sonuç olarak Almanya askerî açıdan eskisinden daha da zayıflayacaktır. Bunun sorumlusu da Şansölye olacaktır. Taurus sistemleri şu anda her taraftan vurgulandığı gibi oyunun kurallarını değiştirmeyip sadece taktiksel avantajlar sağlayacağı için Scholz kendi kendine şöyle düşünebilir: Ukrayna’daki savaş açısından belirleyici olmayan ama Almanya’nın kendi caydırıcı kabiliyetine büyük bir zarar anlamına gelen bir silah teslimatını neden yapalım?
Siyasi bir mesele olmaya devam ediyor
Nihayetinde bu siyasi bir mesele olmaya devam ediyor. Teslimatın önündeki engeller kaldırılabilir. Almanya, Taurus’u Ukrayna’ya “premium versiyon” olarak da gönderebilir ve kendi güvenliğine yönelik riski kabul edebilir. Komisyon toplantısında hazır bulunan CDU/CSU, Yeşiller ve FDP’nin bu riski kabul etmeye hazır oldukları anlaşılıyor.
En güçlü Taurus destekçilerinin argümanlarını takip ederseniz, bu da mantıklı: Ukrayna’nın aynı zamanda Almanya’nın güvenliğini Ruslara karşı savunduğu tezi söz konusuysa, askeri bir çekirdek kabiliyetin teslim edilmesi haklı görülebilir.
Şansölye bu yargıyı farklı bir şekilde ortaya koydu. Scholz bunu, her zaman vurguladığı gibi, Şansölye olarak Federal Almanya Cumhuriyeti’nin güvenliğini teminat altına almak üzere görev yemini ettiğine işaret ederek yapıyor. Şu anda ortaya çıkan bilgiler ışığında, kendisini eleştirenlerin birçoğunun suçladığı gibi, bunu sadece iç politik nedenlerle yaptığı kuşkulu görünüyor.