Ukrayna Milliyetçileri Örgütü: Nazi işbirlikçiliğinden ABD casusluğuna (II)
ABD istihbaratı, ilk olarak 1945 yılının eylül ayında Bandera ile ilgilenmeye başladı. UPA milisleri, Almanya’daki ABD bölgesine doğru geçiş yaparken, ABD istihbaratı da bir yandan batı Ukrayna’daki askeri duruma ve UPA birimlerinin yapısına ilişkin soruşturmalar yürüttü.
UPA milislerinin 1947’de ABD kontrolündeki bölgeye akışı, Polonya ordusunun ülkenin güneydoğusunda UPA’yı yok etmeye yönelik olarak başlattığı “Vistula Operasyonu” nedeniyle ivme kazanmıştı.
UPA milislerinin büyük bir kısmı Bandera taraftarıydı. Bazı kaynaklar, 1947 yılının eylül ayında kamplardaki Ukraynalı sığınmacıların, UPA milisi olarak eski SS subayı Anton Eichner tarafından eğitildiğini öne sürüyor.
Banderistler, İkinci Savaş’ın ardından kendilerini “Rus propagandası tarafından iftiraya uğramış, Nazilere ve Sovyetlere karşı direnmiş kahramanlar” olarak yansıtmaya başladı. Bu süreçte Bandera’nın Naziler tarafından tutuklanarak Sachsenhausen’de hapsedilmesi emsal olarak gösterildi; hatta Banderistler daha da ileri giderek Bandera’nın sadece Ukrayna için değil, tüm Avrupa için savaştığını iddia eder oldu.
Bununla beraber ABD’li istihbarat yetkilileri, savaş sırasındaki etnik temizlikte Banderistlerin rolünü örtbas etti. Öte yandan ABD istihbaratı, doğu Avrupa’daki Ukraynalı mülteci kamplarında faaliyet yürüten Sovyet ajanlarını bulmak için UPA gönüllülerinden yararlandı. UPA lideri Yuri Lopatinskiy, Sovyet casuslarını bulmak için Ekim 1947’de Deggendorf’taki kampa gitmişti.
Kasım 1947’de Berlin’deki Sovyet askeri yetkilileri, ABD bölgesinde UPA mensuplarının iadesi konusunda ısrarcı davrandı. ABD istihbaratı ise bu talebi, ABD’nin anti-Bolşevik güçlerin yıllardır kazanmaya çalıştığı güvenini yok edebileceği endişesindeydi.
Sovyetlerin, Bandera’nın ABD bölgesinde olduğunu öğrenmesi çok sürmedi ve hatta Sovyet ajanlarının Bandera’yı kaçırmak için Haziran 1946’da ABD bölgesine girdiği bile söylenegeliyor.
Bunun yanı sıra, Bandera ile ilgilenenler arasında İngiliz istihbaratı (MI6) de vardı. MI6, 1948 yılının Nisan ayında, Gerhard von Mende aracılığıyla Bandera ile temasa geçti. Riga’lı bir Alman olan von Mende, Alfred Rosenberg’un başında olduğu Ostministerium’un [Reich’ın İşgal Altındaki Doğu Bölgeleri Bakanlığı] Kafkasya ve Türkistan departmanının şefliğini yürüttü. Bu deperatmanın kuruluş amacı SSCB’deki Müslümanları Bolşevik idaresine karşı başlatılacak isyan için eğitmekti. Bu görev esnasındayken von Mende, UPA’nın kapasitesi ve eylemselliği hakkında da bilgilendirildi.1
1949’da MI6, Bandera’nın kendi casuslarını batı Ukrayna’ya göndermesine yardımcı oldu. 1950 yılında ise, bu casusları batı Ukrayna’dan istihbarat sağlayabilecekleri beklentisiyle eğitmeye başladı.
Fakat CIA ve ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Bandera’yla işbirliği yapılmasına açıkça karşı çıktı. 1950 yılına gelindiğinde CIA, Hrinioç-Lebed grubuyla çalışıyordu ve UHVR ile temas kurmak için kendi casuslarını batı Ukrayna’ya göndermeye başlamıştı. Bandera artık UHVR’in desteğini ve hatta Ukrayna’daki OUN parti liderliğini kaybetmişti. Nisan 1951’de CIA yetkilileri MI6'i Bandera’dan desteği çekmeye ikna etmeye çalıştı, MI6 reddetti.
Bandera, eski Polonya topraklarında, özellikle de Sovyet topraklarındaki genç neslin zihniyetini dönüştürmede kayda değer bir başarıya ulaştı, fakat artık işlevini yitirmişti; CIA için en iyi çözüm, Bandera’nın tasfiyesiydi.
Ve Bandera üzerinden Ukrayna’daki İngiliz operasyonları genişledi. 1954’ün yılların başlarından bir rapor, bu işbirliğinin [Bandera ile] operasyonel yönünün tatmin edici bir şekilde geliştiğini söylüyor.2Bandera, terör tecrübesine sahip, profesyonel bir yeraltı unsuruydu, onu vazgeçilmez kılan da buydu.
Bandera Münih’te kaldı ve casuslarını kendi başına eğitmeye devam etti. Amerikan karşıtı söylemi yayan ve diğer Ukraynalı göçmen gazetelerine saldıran bir gazete yayımladı. Yanı sıra Bandera, Avrupa’da ABD askeri ve istihbarat bürolarına sızmayı deneyerek ABD için çalışan Ukraynalıları sindirmeye çalıştı.
Bu arada Bandera, Ukrayna’ya casus yollamaya devam etti ve maaşlarını sahte parayla ödedi. Fakat Amerikan istihbarat yetkilileri, Bandera’yı susturma konusundaki kararlılıklarına rağmen, Sovyetlerin onu kaçırmasına ve öldürmesine asla izin verilmemesi yönünde karar aldı.
Bandera diğer yandan yeni sponsorlar aradı. 1956 yılının başlarında kısa bir süre için, İtalyan Askeri İstihbaratı (SIFAR) Bandera’ya destek verdi. Yine aynı yıl içerisinde Bandera, Nazi askeri istihbaratının SSCB/Doğu sorumlusu Reinhard Gehlen’in yönettiği Batı Alman istihbarat servisi BND ile yeni bir ilişki kurdu. Zaten Gehlen’in kıdemli subayları, savaş sırasında da SSCB’yi parçalamanın yegane yolunun milliyetçi grupları desteklemekten geçtiğini savunuyordu.
Bandera’nın BND’deki kişisel teması, savaşın son yıllarında Gehlen’in Fremde Heere Ost’taki [Doğu Bölgesi Askeri İstihbarat Servisi] eski yardımcısı ve savaş sonrası Gehlen’in en yakın danışmanı olan Heinz Danko Herre’ydi. Münih’teki CIA yetkilileri bu arada Bandera’ya karşı uyarılarına devam etti, Herre ise işbirliğinden vazgeçmediğini şöyle açıkladı:
“Bandera yaklaşık 20 yıldır tanıyoruz. Almanya sınırları içinde ve dışında yarım milyondan fazla takipçiye sahip”.
Eylül 1959’da Herre, BND’nin Sovyet Ukraynasından istihbarat akışını rayına oturttuğunu söyledi. Bu arada Bandera, ABD’deki Ukraynalı taraflarla ve Dışişleri Bakanlığı ve CIA yetkilileriyle görüşmek üzere 1955’ten beri ABD vizesi almaya çalışıyordu.
Herre, Batı Almanya’nın yardımı ile sağlanacak bir vizenin Bandera’nın ABD ile ilişkilerini geliştireceğini düşündü. BND üzerinden CIA’in güvenini kazanan Bandera, 1959 yılının Ekim ayında Münih’teki CIA yetkililerinden ABD vizesi için onay almayı başardı.
Bu olaydan 10 gün sonra Bandera, Münih’te Bogdan Staşinskiy isimli bir KGB casusu tarafından siyanür tozu püskürten özel bir silahla öldürüldü. Bandera’nın örgütüne ve BND’ye yıllar önce sızmış olan Sovyetler, Bandera’nın ölümünden sonra Alman istihbaratı ve Ukraynalı milliyetçiler arasında başka bir ittifakın daha tahsis edilemeyeceği kanaatine vardı. İnfazın ardından OUN-B grubu faaliyetlerini sürdürdü ancak KGB, örgütün en yüksek kademelerine kadar nüfuz etmişti. Herre ise 1961'e kadar Bandera’nın adamlarıyla irtibatı sürdürdü.
ABD ve Mykola Lebed
Mykola Lebed’in CIA ile olan ilişkisi Soğuk Savaş boyunca sürdü. 1945 ve 1946’da Stratejik Hizmetler Birimi (SSU) ile Hrinioç-Lebed grubu arasında irtibat kurma girişimleri, karşılıklı güvensizlikler nedeniyle gerçekleşemedi.
Aralık 1946’da Hrinioç ve Lopatinskiy; casus eğitimi, para ve silah için ABD’den yardım istedi. Buna karşılık, ABD için Ukrayna’da istihbarat ağları oluşturacaklardı.
SSU’un Vatikan’daki temaslarını koordine eden Macar asıllı gazeteci Zsolt Aradi, ilişkiyi onayladı. Bu arada Aradi, UHVR, UPA ve OUN’in Ukraynalılar arasındaki tek büyük ve etkili organizasyonlar olduğunu Hrinioç, Lebed ve Lopatinsky’nin “kararlı ve maharetli adamlar” olduğu notunu düştü.
Temmuz 1947 tarihli bir CIC raporu, Lebed’den “meşhur bir sadist ve Alman işbirlikçisi” olarak bahsediyor.
SSU’nun başlangıçta Hrinioç-Lebed grubunun teklifini reddetmesine rağmen Roma’daki CIC, teklifi ele aldı ve Lebed ve Ukraynalı göçmen kuruluşları, ABD bölgesindeki Sovyet faaliyetleri hakkında hakkında bilgi akışı sağladı.
Bunun yanı sıra Hrinioç da CIC muhbiri olarak faaliyet yürütmeye başladı. Kasım 1947’de Hrinioç, Bandera adına ABD yetkililerden Sovyetlerin iade taleplerinden korunmak için Lebed’e Roma’dan Münih’e geçiş yaptırılmasını istedi. Münih’teki CIC, Hrinioç’un güvenini kazanmayı ve Bandera ile toplantı düzenlemeyi umuyordu.
ABD ordusu, Aralık ayında Lebed ve ailesini Münih’e taşıdı. Bu arada Lebed, savaş zamanlarını, Bandera grubunun ve UPA’nın Almanlar ve Sovyetler ile mücadelelerini anlatan 126 sayfalık bir kitap kaleme aldı.
1948’deki Berlin ablukası ve Avrupa’daki savaşı tehdidi, CIA’i Sovyet göçmen grupları üzerinde incelemeye itti. ICON Projesi kapsamında CIA, 30 grup üzerinde çalıştı ve istihbarat ağı kurmak için Hrinioç-Lebed grubuyla birlikte operasyonel işbirliği önerisinde bulundu.
Bandera ile kıyaslandığında, Hrinioçve Lebed, CIA için Sovyet Ukraynasında yeraltı bağlatıları en sıkı olan ılımlı, istikrarlı ve operasyonel olarak güvenilir bir gruptu. Savaş patlak verdiğinde Sovyet cephelerinin gerisinde “direnişin” ve istihbarat grubunun olması elzemdi. Bunun ardından CIA, UPA için her türlü yardımı seferber etti; silah, teçhizat, para, radyo yayınları gibi. Hrinioç Münih’te kaldı, ancak Lebed, New York’a taşındı ve daimi ikamet statüsü, ardından ABD vatandaşlığı aldı.
ABD ordusu, Aralık ayında Lebed ve ailesini Münih’e taşıdı. Bu arada, Lebed savaş zamanlarını, Bandera grubunun ve UPA’nın Almanlar ve Sovyetler ile mücadelelerini anlatan 126 sayfalık bir kitap kaleme aldı.
1948’deki Berlin ablukası ve Avrupa’daki savaşı tehdidi, CIA’i Sovyet göçmen grupları üzerinde incelemeye itti. ICON Projesi kapsamında CIA, 30 grup üzerinde çalıştı ve istihbarat ağı kurmak için Hrinioç-Lebed grubuyla birlikte operasyonel işbirliği önerisinde bulundu.
Prolog Yayınevi’nin kuruluş süreci ve faaliyetleri
1953 yılından itibaren CIA, New York’ta Lebed’in liderliğinde bir çalışma grubu oluşturdu. Bu grubun temel amacı, Ukrayna edebiyatını ve tarihini yayınlaştırmak üzere kitaplar, gazeteler, bültenler ve radyo programları gibi propaganda materyalleri üretmekti. 1956 yılında kar amacı gütmeyen Prolog Araştırma ve Yayıncılık Ortaklığı olarak resmen kuruldu.
Prolog’un kuruluş süreci, misyonu ve finansman kaynağına dair ayrıntılar, 15 Şubat 1967 tarihli CIA dökümanlarında görülebilir:
Prolog’un vergiye tabi tutulmaması için CIA, gelir kaynağını “özel bağışlar” olarak gösterdi. New York eyalet yetkililerinden kaçmak için CIA, Prolog’u özel sözleşmelere tabi, kâr amacı gütmeyen bir kuruluşa dönüştürdü.
Hrinioç, Prolog’un Avrupa çalışmalarını yürüterek, Münih’te “Ukrainische-Gesellschaft für Auslandsstudien” bürosunu açtı. Hrinioç-Lebed grubu, artık tüm siyasi faaliyetlerini Prolog üzerinden yürütmeye başladı ve Prolog’da istihdam edilenlerin hemen hemen tamamı, CIA operasyonunda çalıştıklarından habersizdi.
Önce Atina’dan Nova Ukrayniya isimli bir radyo yayını başlatıldı. Sonra Suçasna Ukrayniya gazetesi kuruldu. Suçasnist adlı bir edebiyat dergisi çıkarıldı ve diğer yayınlar Ukrayna’daki kütüphanelere, kültür kurumlarına, idari ofislere ve şahıslara gönderildi.
Prolog, sadece 1957’de CIA desteği ile ayda 70 saat olmak üzere bin 200 radyo programı yayınladı ve 200 bin gazete ve 5 bin broşür çıkardı. Takip eden yıllarda Prolog, milliyetçi Ukraynalı yazar ve şairlerin kitaplarının basımını yaptı.
Prolog ayrıca, Sovyet seyahat kısıtlamalarının 1950’lerin sonlarında gevşemesiyle istihbaratçılığa da başladı. Göçmen Ukraynalı öğrencilerin ve akademisyenlerin, akademik konferanslara, uluslararası gençlik festivallerine, müzikal ve dans performanslarına, Roma Olimpiyatlarına ve benzerlerine gidebilmelerine ön ayak oldu. Prolog personelleri Sovyet Ukraynası yurttaşlarıyla iletişim kurma imkanı da buldu. Prolog’un önde gelenleri ve temsilcileri, geri dönüşlerinde CIA ile bilgi paylaştı. Sadece 1966’da Prolog personelleri 227 Sovyet yurttaşıyla temas kurdu.
1960’ların başında Prolog, Anatol Kaminskiy isimli CIA eğitimli bir ismi de bünyesine kattı. 1966'da Kaminskiy, Lebed ile birlikte Prolog’un yöneticileri arasında yer aldı. 1960'larda Prolog’un liderleri Ukrayna siyaseti, muhalif Ukraynalı şairler, KGB’ye bağlı şahıslar, KGB yetkililerinin kimlikleri, Ukrayna’nın batısındaki Sovyet füzeleri ve uçakları ve diğer pek çok konu hakkında raporlar yayımladı.
Prolog projesi, muhalif Sovyet yurttaşı Ukraynalılar üzerindeki en etkili CIA operasyonlarından biriydi. Ayrıca Lebed, Banderist dönemlerden kalma katı anti-Semitist söylemi de terk etmişti.
Lebed, 1975’te emekli oldu ama Prolog ve ZP/UHVR’nin danışmanı olarak kaldı. Ukraynalı gazeteci Roman Kupchinskiy, 1978’de Prolog’un yeni yöneticisi oldu. 1977’de Başkan Carter’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski, Prolog’un genişletilmesine yardımcı oldu.
1980’lerde Prolog diğer Sovyet halklarına ulaşmak için çalışmalarını genişletti ve yüce bir ironi olarak, bunlar muhalif Sovyet Yahudilerini de içeriyordu. SSCB’nin 1990’da çöküşün eşiğine gelmesiyle misyon, 1,75 milyon dolarlık bir nihai ödeme alarak kapandı.
Notlar
Tadeusz Piotrowski, Genocide and Rescue in Wolyn: Recollections of the Ukrainian Nationalist Ethnic Cleansing Campaign Against the Poles During World War II, s. 213.
“Our Relations with the Ukrainian Nationalists and the Crisis over Bandera”, EGQA-37253, 12 Mart 1954, NARA, RG 263, E ZZ-19, B 10, Aerodynamic: Operations, v. 10, f. 2.