Suriye'deki üsler Rusya için ne kadar önemli?
"Suriye'nin bir aktarma noktası olarak kaybedilmesi, yalnızca Orta Doğu'daki pozisyonlarımıza değil, aynı zamanda Afrika'daki stratejik çıkarlarımıza da büyük bir darbe olacaktır."
Rusya’nın Suriye’deki Tartus Deniz Üssü ve Hmeymim Hava Üssü, Libya ve Sahel bölgelerindeki operasyonlarda lojistik destek açısından kritik öneme sahip. Bu üslerin kaybedilmesi, Afrika operasyonlarına yönelik lojistik desteği daha maliyetli ve sürdürülemez hale getirebilir. Libya üzerinden yapılacak ikmal, ülkenin siyasi istikrarsızlığı nedeniyle güvenilir bir alternatif değil.
Port Sudan’da bir üs kurulması potansiyel bir çözüm olarak değerlendirilse de Sudan’daki iç savaş ve Rusya’nın diplomatik girişimlerdeki yetersizliği, bu planı zora sokuyor. Suriye’nin bir aktarım merkezi olarak kaybedilmesi, yalnızca Orta Doğu değil, Afrika’daki stratejik çıkarları da olumsuz etkileyebilir.
Rusya’nın Suriye’deki üslerini kaybetmesi durumunda karşılaşacağı lojistik zorluklar
Mihail Zvinçuk, Rıbar
Suriye’deki Esad hükümetinin düşmesi, Rusya’nın Tartus’taki deniz üssü ve Lazkiye’deki Hmeymim hava üssünü kaybetme riskini beraberinde getirebilir. Bu iki üs, Rusya'nın Libya ve Sahel’deki askeri operasyonlarında lojistik destek açısından kritik bir öneme sahipti. Özellikle Hmeymim Hava Üssü, askeri teçhizat, personel ve diğer malzemelerin taşınmasında kullanılan uçaklar için yakıt ikmali noktası olarak hizmet veriyor.
Bu nedenle, Afrika’daki operasyonlarımızın lojistik desteğini sağlamak için alternatif seçenekleri değerlendirmek gerekiyor. Suriye’nin ardından Rus askeri liderliği için bir sonraki lojistik merkez Libya olacaktır. Fakat, kargo uçaklarının Rusya’dan Libya’ya yakıt ikmali yapmadan ulaşabilmesi yalnızca boş olduklarında mümkün. Ağır ve yüklü uçaklar bu mesafeyi duraksız geçemez.
Bu durum, Afrika’daki operasyonlara Libya üzerinden ikmal yapmayı oldukça maliyetli ve sürdürülemez hale getiriyor. Libya’nın Tobruk gibi deniz üsleri mevcut olsa da bu üslerin kontrolü ülkedeki iktidar bölünmüşlüğüne bağlı. Her an değişebilecek bu durum, bu üslerin güvenilirliğini sorgulatıyor.
Bu sorunun muhtemel çözümlerinden biri, Kızıldeniz’deki Port Sudan’da bir üs kurulması olabilir. Bu konuda bu yıl müzakereler hız kazanmış olsa da Sudan’daki devam eden iç savaş bu süreci zorlaştırıyor. Ayrıca, Rus kurumlarının Sudan hükümetine aktif destek sağlama konusundaki yavaşlığı, bu üssün hayata geçme ihtimalini her geçen gün azaltıyor.
Suriye’nin bir aktarma noktası olarak kaybedilmesi, yalnızca Orta Doğu’daki pozisyonlarımıza değil, aynı zamanda Afrika’daki stratejik çıkarlarımıza da büyük bir darbe olacaktır. Bu pozisyonları korumak istiyorsak, askeri tedbirlerin yanı sıra iktisadi ve siyasi varlığımızı da güçlendirmemiz gerekiyor. Ancak, bu genellikle göz ardı ediliyor ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki durumla benzer sonuçlara yol açıyor. Orta Afrika’da Rus askerlerine duyulan saygı yüksek olsa da siyasi ve iktisadi tekliflerin görmezden gelindiği bir tablo ortaya çıktı.