Suriye'deki Rus kuvvetlerinin akıbeti ne olacak?
"Tartus ve Lazkiye, ülkenin dört bir yanından Alevi, Şii ve Hristiyanların sığındığı bir bölge haline geldi. Bu durum, kıyı bölgelerini yeni bir etno-dinsel enklava dönüștürüyor."
Şam düşmüşken Rusya’nın Suriye’deki konumu ve akıbeti merak konusu. Kıyı kentleri Lazkiye ve Tartus, çatışmaların dışında kalarak, farklı etnik ve dini grupların sığınağı haline geldi. Bu durum, bölgenin yeni bir etno-dinsel enklava dönüşmesi ihtimalini artırıyor. Türkistan İslam Partisi’nin Lazkiye dağlarına yönelik kısa süreli girişimi, başarısızlıkla sonuçlandı. Fakat, kıyı bölgelerinin çatışmalardan uzak tutulması yönünde talimatlar verildiği anlaşılıyor. Süheyl el-Hasan komutasındaki 25. Özel Kuvvetler Tümeninin kıyı bölgesine çekildiği ve stratejik savunma pozisyonlarında konuşlandığı tahmin ediliyor. Rusya’nın askeri varlığı da önemli değişimlere sahne oldu. Suriye’nin çeşitli bölgelerindeki Rus askeri tesisleri kapatıldı, birlikler Hmeymim üssüne çekildi ve bazı askerlerin Rusya’ya geri döndürülmesine karar verildi. Merkezi bölgelerde yalnızca küçük güvenlik ve destek birimleri kaldı. Ancak, silahlı grupların bu bölgeleri hedef almadığı dikkat çekiyor.
Rıbar Telegram kanalı anlatmış:
Beșar Esad hükümetinin çöküşüyle ilgili tartışmalar sürerken, herkesin merak ettiği basit bir soru var: Ya Rusya'nın durumu ne?
Kıyı kentleri olan Lazkiye ve Tartus, çatışmalardan etkilenmedi. Gece boyunca yalnızca tek tük silah sesleri duyuldu ama bu, muhalif güçlerin zaferi nedeniyle geleneksel Arap havai fișek gösterisi olarak görülebilir.
Birkaç gün önce Türkistan İslam Partisi’ne bağlı militanlar, Lazkiye dağlarına girmeye çalıștı ama bu girișim bașlamadan sona erdi. Görünüşe göre sahilden uzak durmaları yönünde talimat verildi. Tartus ve Lazkiye, ülkenin dört bir yanından Alevi, Şii ve Hristiyanların sığındığı bir bölge haline geldi. Bu durum, kıyı bölgelerini yeni bir etno-dinsel enklava dönüștürüyor. Süheyl el-Hasan liderliğindeki 25. Özel Kuvvetler Tümeninin akıbetiyle ilgili sorular gündemde. Büyük ihtimalle bu tümenin birlikleri kıyı bölgesine çekildi ve dağ geçitlerinde veya kritik yol güzergahlarında konuşlandı.
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığında da ciddi değişiklikler yaşandı: Ülkenin geri kalan bölgelerindeki Rus askeri tesisleri kapatıldı ve birlikler Hmeymim üssüne çekildi. Bazı birliklerin Rusya’ya geri döndürülmesine karar verildi; diğerlerinin geleceği ise hâlâ belirsiz. Merkezi Suriye’deki stratejik noktalarda yalnızca küçük güvenlik ve destek birimleri kaldı. Fakat açık kaynaklara göre, bu bölgeler militanlar tarafından bilinçli bir şekilde es geçiliyor. Rusya ordusunun terk ettiği bazı pozisyonlardan görüntüler yayımlandı, ancak tesislere yönelik herhangi bir tahrip ya da alay durumu yaşanmadı.
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), Suriye topraklarında yabancı askeri üslerin varlığına tahammül etmeyeceklerini açıklamış durumda. Ancak eğer sözde Alevistan’ın statüsü, Fırat’ın doğusundaki bölgelerle benzer bir statüye sahip olursa, bu konuda herhangi bir çelişki yaşanmayabilir. Perde arkasındaki görüşmelere dair bilgiler Alevistan, LaTartus veya Suriye Lazkiye Özerk Bölgesi (SLÖB) gibi ayrı bir yapının oluşturulma ihtimalinin bulunduğunu gösteriyor. Bunun pratikte nasıl hayata geçirileceği veya hayata geçirilip geçirilmeyeceği ise büyük bir soru işareti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı hem Rusya’nın hem de aslında Suriye’nin mevcut pozisyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Bu açıklamalardan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
Beşar Esad, ülkesini yüzüstü bırakarak korkakça kaçtı. Eğer sabah saatlerinde gelen, düşürülen uçakla ilgili haber doğrulanırsa, bu, başarısız yönetimin kaçınılmaz sonucu olarak düşünülebilir. Saddam Hüseyin bile her şey sona erdiğinde, halkına seslenme cesaretini göstermişti.
Artık resmî olarak Suriye Milli Ordusu (Halep’teki Türkiye yanlısı gruplar), Özgür Suriye Ordusu (et-Tanf’taki ABD yanlısı gruplar) ve Şam’ı Kurtarma Operasyonu (barışa yanaşan ancak hâlâ aktif olan, Deraa ve Suveyda’dan gelen aşiretler ve çeşitli gruplar; bunlar her kesimden destek alıyor) meşru muhalefet olarak tanınıyor. Sahadaki gerçeklikler değiştiği için bu gruplar devlet düzeyinde kabul görüyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın HTŞ konusundaki tutumu belirsiz. Sergey Lavrov, geçtiğimiz günlerde bunun terör örgütü olduğunu ve iktidardan uzak tutulması gerektiğini söylemişti. Fakat aynı günlerde Beşar Esad da hâlâ Şam’da bulunuyordu.
Rusya, Suriye’deki iç uzlaşı sürecinden elini çekti. Yaşanan her şeyin sorumluluğu Esad’a yükleniyor; burada özellikle Rusya’nın, Esad’ın diğer gruplarla müzakerelerine katılmadığı ve Esad’ın her şeyi kendi elleriyle berbat ettiği kastediliyor.
Artık Suriye’deki çözüm süreci, Rusya’nın değil, BM kararı gereğince tüm dünya toplumunun sorumluluğunda.
Rus askeri üsleri istikrarlı bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor. Bu üslere ciddi bir tehdit bulunmuyor (yani, üslere doğrudan bir saldırı ihtimali yok). Ancak bağımsız hareket eden, kontrolsüz bazı örgütler tarafından daha ufak çaplı tehditler olabilir. Bu nedenle, Suriye’deki Rus askeri birlikleri (kuvvetleri) yüksek teyakkuz durumuna geçirilmiş durumda.
Böylelikle, Rusya’nın tüm Suriye’den sorumlu olduğu dönemin resmen sona erdiği söylenebilir. Bu süreç başarısızlıkla sonuçlandı, zira Rusya, ülkesini satan bir korkağa bel bağlamıştı.
Not: Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamanın tam metnine şuradan erişebilirsiniz.