NATO-Rusya savaşının ekonomik cephesi ve "offshore merkezleri"
"Rusyalı tüzel kişileri ve bireyleri, offshore varlıklarını altı ay içinde Rusya yargı yetkisine yeniden kaydettirmeli. Aksi takdirde, Rusya Federasyonu'nun varlıkları millileştirmeye tabi olacak."
Çevirmenin notu: IMF’in yaptığı hesaplamaya göre Rusya, yurt içi ekonomik büyümenin sermaye çıkışına engel olamadığı ilk örneği teşkil ediyor. Rusya’daki özelleştirme süreci de türünün ilk örneği, zira yurt içindeki varlıkların çıkışı ile yabancı sermaye akışları arasındaki fark epey açıktı. Dolayısıyla yurt içindeki sermaye birikiminin çok daha fazlasının yurt dışına akması söz konusu oldu ve netice olarak, Çarlık Rusya’sının son 10 yılından çok daha orantısız bir eşitsizlik ortaya çıktı.
Batı’da papağan gibi tekrar edilenin aksine Rusya’da devlet o kadar da “büyük” değil. Nitekim sözgelimi offshorizasyon süreciyle şimdiye dek dünyanın en fazla sermaye tahliyesinin — daha doğrusu talanın — yaşandığı ülke.
Cephede savaş devam ederken offshore şirketler bizi arkamızdan vuruyor
Rusya’dan çekilen büyük sermaye Bahamalar ve Panama’ya yerleşti ve dönmeye niyetleri yok
Valentin Katasonov
26 Şubat 2024
Rusya’nın Ukrayna’daki özel askerî harekâtının başlamasının üzerinden iki yıl geçti. Aynı zamanda kolektif Batı’nın Rusya’ya karşı ilan edilmemiş savaşının üzerinden de iki yıl geçtiğini söyleyebiliriz. Bu savaşın, silahlı (“sıcak”), sabotaj, enformasyon, propaganda ve iktisadi olarak farklı biçimleri var.
Savaş, Rusya toplumunda hayatın tüm yönlerinin kararlı bir şekilde yeniden yapılandırılmasını gerektiriyor. Buna iktisadi alan da dahil. 2022’nin ilkbaharında, iç ekonominin harekete geçirilmesi, ülkenin yüksek düzeyde bir iktisadi öz yeterliliğe ulaşması, “reform” yıllarında kaybedilen iktisadi ve mali egemenliğin geri kazanılması gerektiğinden bahsetmiştim.
Bu da yönlendirici planlamanın uygulamaya konmasını, para ve sermayenin sınır ötesi hareketlerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesini, yeniden sanayileşmeyi (parçalı ithal ikamesi yerine), parasal sistemin ciddi bir şekilde yeniden yapılandırılmasını, bir dizi uluslararası kuruluştan (DTÖ, IMF, Dünya Bankası) çekilmeyi ve diğerlerini gerektiriyor. Elbette Rusya ekonomisinin deoffshorizasyonu, bu önerilen tedbirler listesinin en önemli maddelerinden biri.
Rusya’ya, Kırım’ın ülkemize iadesi ile ilgili olarak iktisadi yaptırımlar uygulanmadan önce bile, 2012 yılından bu yana ülke yönetimi tarafından deoffshorizasyon görevi dile getiriliyor.
Deoffshorizasyon konusu, Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Aralık 2012’de Federal Meclis’e hitaben yaptığı konuşmada gündeme getirilmişti.
Devlet Başkanına göre, Rusya’daki büyük şirketlerinin on ticari sözleşmesinden dokuzu yabancı bir yargı alanında kayıtlı; neredeyse tüm büyük ve orta ölçekli işletmeler, mali kaynaklarını offshore* iştiraklerinin ya da kontrol edilen yabancı şirketlerin yabancı bankalardaki hesaplarında tutuyor. Ayrıca Rusya mallarının offshore yoluyla ihracatının ve ülke ekonomisine offshore’dan yapılan yatırımların hacminin son derece büyük olduğuna dikkat çekmiş. Rusya’da milli orta ve büyük ölçekli işletmeler neredeyse yok denecek kadar az.
Neredeyse on yıl boyunca, 24 Şubat 2022’ye kadar, neredeyse her gün çeşitli yetkililerin ağzından “sanayisizleşme” kelimesini duydum ama işler ilerlemedi. Örneğin, kaçak sermayenin sözde “afları” vardı (para vergi ödemeden yurt dışına transfer edildi), fakat sonuçlar hezeyan oldu.
Geçtiğimiz yılın şubat ve mart aylarında Rusya’ya dönü iktisadi yaptırımların başlamasıyla birlikte, Rusya ekonomisinin deoffshorizasyonu sorunu son derece acil bir hal aldı. Bu arada, “deoffshorizasyon” kavramı daha geniş bir anlamda —sermayenin sadece Panama veya Bahamalar gibi klasik offshore yetki alanlarından değil, genel olarak yurt dışından —ABD, Avrupa, Kanada, Avustralya ve diğerleri— geri getirilmesi yorumlandı.
Görünüşe göre iş dünyasının ve Rusyalı zenginlerin sermayelerini ve varlıklarını anayurtlarına geri döndürmeleri için ikna edilmelerine gerek yoktu. Ne de olsa “dondurulma” ve ardından millileştirme (el koyma) ile tehdit edilmişlerdi. Ve yalnızca tehdit edilmekle kalmadılar. Bu gerçekleştirilmeye başladı. Batı, bugüne dek Rusya’daki iş dünyasının ve Rusyalı zenginlerinin kaç varlığının “dondurulduğunu” (bloke edildiğini, el konulduğunu) söylemiyor. Resmi olmayan tahminler, 50 milyar dolar ile 200 milyar dolar arasında değişiyor.
Öyle görünüyor ki Rusyalı iş insanları ve oligarklar sermayeleriyle birlikte anayurtlarına koşmalılar. Rusya’daki bazı gazeteleri okuduğunuzda ya da bazı yetkililerin açıklamalarını dinlediğinizde durumun sahiden de böyle olduğu hissine kapılıyorsunuz.
Birkaç yıl önce Rusya’da, yetkililerin “Rusya’nın offshore merkezleri” olarak adlandırdığı ve çeşitli Panama ve Bahamalar’a alternatif olması amaçlanan iki özel idari bölgenin (ÖİB) ortaya çıktığını hatırlatmak isterim. Bilgi koruma (gizlilik) rejiminin ve elverişli vergi rejiminin aşağı yukarı aynı olduğunu söylüyorlar.
Fakat burada Rusyalı işletmelerin varlıkları, “dondurma” veya el koyma gibi çeşitli sürprizlere karşı güvence altına alınacak. Ve gerekirse, yabancı menşeli sermayeyi bile bu “Rusya’nın offshore merkezlerinde” barındırmaya hazır olacağız.
Kaliningrad oblastındaki Oktyabrskiy Adası ve Primorskiy oblastındaki Russkiy Adası ÖİB lokasyonları olarak belirlendi. Bu adalar, 24 Şubat 2022 tarihine kadar hiç kuşkusuz “ıssız” olarak nitelendirilebilirdi. Ancak daha sonra çeşitli Panama ve Bahamalar’daki Rusyalı şirketler gerçekten oralara gitmeye başladılar. Sürüler halinde değil ama gittiler.
11 Ekim 2023 tarihinde İktisadi Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, Devlet Dumasında yaptığı konuşmada 2023 yılında özel bölgelerde ikamet edenlerin listesine 141 şirketin daha eklendiğini ve toplam sayılarının 277’ye ulaştığını bildirdi.
Geçtiğimiz aralık ayında Federasyon Konseyi, “Ekonominin canlandırılmasına yönelik ilave tedbirler” konulu bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Konsey, ayrıca 24 Şubat 2022’den sonra deoffshorizasyona ilişkin bazı rakamları da açıkladı. İktisadi Kalkınma ve Ticaret Bakanlığı Kurumsal Düzenleme Departmanı Müdür Yardımcısı Raysa Sevastyanova, 2022 yılında 83 şirketin Rusya’ya taşındığını belirtti.
2023 yılında 156 uluslararası şirket, Rusya’nın ÖİB’lerinde yeniden kayıt yaptırdı. Geçen yılın sonunda Kaliningrad oblastındaki Oktyabrskiy Adası ve Primorskiy Krayındaki Russkiy Adası olmak üzere iki ÖİB’in topraklarında toplam 292 kişi kayıtlıydı. Sevastyanova, bunların arasında 227 uluslararası şirket ve bir fon olduğunu belirtti. Bu ÖİB’lerin var olduğu beş yıl boyunca yeniden kayıt yaptıran şirketlerin gelen yatırımların toplam hacmi 67 milyar rubleye ulaştı.
Dolar bazında bir milyara bile ulaşmayan bu rakam büyük bir başarı olarak sunuldu. İktisadi Kalkınma Bakanlığının bu iki “harikalar adasına” yerleşen her yeni tüzel kişiliğin hesabını titizlikle tutması dikkat çekici. Fakat aynı zamanda kaç Rusyalı şirketin offshore’da kayıtlı olduğu, yararlanıcılarının kimler olduğu vs. hakkında kabaca bir fikre bile sahip değiliz.
Mihail Delyagin, ironik bir dille şöyle diyor:
“[…] Offshore’dan Rusya’ya yeniden kayıt yaptıran her firma hakkında gururla rapor veren İktisadi Kalkınma Bakanlığı temsilcileri, en azından hala Rusya’nın varlıklarını elinde bulunduran offshore şirketlerin sayısı hakkındaki temel soru karşısında şaşkınlığa düşüyorlar.”
Bu yılın ocak ayında, Birleşik Rusya Fuar Merkezinde düzenlenen uluslararası Rusya sergi ve forumunun “Gelecek On Yıllarda Rusya’nın İktisadi, Sosyal ve Jeopolitik Gelişiminde Uzak Doğu’nun Rolü” başlıklı genel oturumunda konuşan Başbakan Yardımcısı ve Uzak Doğu Federal Bölgesi Başkanlık Elçisi Yuriy Trutnev, Primorye’deki Russkiy Adası’nda bulunan ÖİB katılımcılarının varlıklarının değerinin 5 trilyon ruble olduğunu söyledi.
Uzmanlar merak ediyor: İktisadi Kalkınma Bakanlığı ve Başbakan Yardımcısının rakamları neden neredeyse iki kat büyüklükte farklılık gösteriyor? En ikna edici izahı şu: Trutnev, ÖİB’lere halihazırda aktarılmış olan varlıkların rakamını değil, Russkiy Adası’nın yeni sakinlerinin sahip olduğu varlıkların rakamını verdi. Yani, şu ana kadar varlıklarının çok küçük bir kısmını adaya aktardılar. Peki neden tüm varlıkları değil?
Bir diğer izah; etrafı kolaçan ediyorlar, aceleleri yok, Rusya makamlarının garantilerine tam olarak güvenmiyorlar. Başka bir izahı; sonsuza kadar mutlu yaşamayı bekledikleri denizaşırı ülkeleri ve yargı alanlarını terk etmelerine izin verilmiyor.
Rusya’dan kaçan sermayenin şu ana dek sadece küçük bir kısmının ülkeye geri döndüğü hakikati, bazı gizli kaynaklardan değil, Rusya Merkez Bankası’nın internet sitesinde yayımlanan bir belgeden anlaşılabilir. Burada, “Rusya Federasyonu’nun Uluslararası Yatırım Pozisyonu” başlıklı istatistiksel özetten söz ediyorum.
Özetin ilk bölümü, çeşitli biçimlerde (doğrudan, portföy ve diğer yatırımlar) sermaye ihracatı sonucunda Rusya dışında oluşan varlıklara ilişkin rakamları veriyor. Özetin ikinci bölümü ise yabancı yatırımcıların Rusya’daki varlıklarını gösteriyor.
1 Ocak 2022 itibariyle, yabancı varlıkların değeri 1.651,9 milyar Amerikan dolarına eşitti. Rusya’daki yabancı varlıkların değeri ise 1.166,9 milyar dolar olarak kaydedildi. Özetin ikinci kısmı üzerindeki ilk kısmın fazlalığı, ülkenin “net yatırım pozisyonu” olarak adlandırılıyor.
Rusya’da 2022’nin başında bu rakam 485 milyar dolara eşitti. Ülke, en hafif tabirle, Batı ile yaklaşan iktisadi savaşa hazırlıksızdı. Batı, Rusya’nın ekonomisindeki yabancı varlıkları dondurabileceğinden (el koyabileceğinden) neredeyse yarım trilyon dolar daha fazla varlığı dondurabilir (ya da el koyabilir).
Şimdi de 1 Ekim 2023 itibariyle (en son veriler) yayımlanan özete bakalım. Rusya’nın yurt dışındaki varlıkları 1,502.6 milyar dolar, Rusya’daki yabancı varlıklar 673,8 milyar dolar.
Yabancı sermayenin Rusya’dan epey hızlı bir şekilde kaçtığı ortaya çıktı. İncelenen dönemde (21 ay), Rusya’da yerleşik olmayanların ülke ekonomisindeki varlıkları 493,1 milyar dolar veya yüzde 42,2 oranında azaldı.
Rusya’nın yurt dışındaki varlıkları da bu dönemde 149,3 milyar dolar ya da yüzde 9,1 gibi oldukça mütevazı bir oranda azaldı.
Sonuç olarak, Rusya’nın net değeri 485,0 milyar dolardan 828,8 milyar dolara yükseldi. Yani 343,8 milyar dolar ya da yüzde 71 oranında. Diğer bir deyişle, varlıkların dondurulması ve müsadere edilmesine yönelik karşılıklı savaşta bu tamamlanmamış iki yıl boyunca daha da savunmasız hale geldik. Bu süre zarfında Rusyalı iş dünyasının yabancı varlıklarını sıfırlamasak bile en azından yarıya indirmiş olmamız gerekirdi. Ancak sadece yüzde 9 oranında azaldılar!
Burada itiraz edebilirim: Rusya iş dünyasının anayurtlarına dönmek istediklerini ama yurt dışındaki “kötü amcalar” tarafından buna izin verilmediğini söylüyorlar. Hepsinden önce, tüm offshore yetki alanlarının büyük çoğunluğunu “denetleyen” Anglo-Saksonlar tarafından. Peki Rusya iş dünyasının bu offshore yargı alanlarına ne işi var? Orada fabrikaları, tesisleri, madenleri, limanları, petrol ve gaz kuyuları mı var?
Hayır, Panamalar ve Bahamalar’da sadece kayıt, yasal bir adres ve mali belgeler de dahil olmak üzere çeşitli belgeler var. Ve mali belgelerde, Rusya Federasyonu topraklarında bulunan gerçek, fiziksel varlıkların değerini yansıtan her türlü rakam mevcut.
Bence “sizi almazlar” argümanı da epey yapmacık. Dilerseniz, Rusya Federasyonu’nda her zaman yeniden kayıt yaptırabilirsiniz.
Ya istek yoksa? O zaman zorla olmalı.
Geçen yılın başında bir grup Duma milletvekili tam da bunu yapmaya karar vererek 21 Ocak’ta Rusya ekonomisinin deoffshorizasyonuna ilişkin bir yasa tasarısı sundu. Tasarıyı sunanlar M.G. Delyagin, O.A. Nilov, G.Y. Semigin, A.V. Terentyev, Y.İ. Grigoryev, A.S. Aksenenko, F.S. Tumusov ve N.P. Burlyayev (yani Adil Rusya grubu).
Açıklayıcı bilgilendirmeye göre, bazı yaşam destek ve stratejik işletmeler de dahil olmak üzere Rusya Federasyonu’ndaki büyük şirketlerin yüzde 50’sinden fazlası offshore bölgelerde kayıtlı. Taslağın yazarları, bu tür bölgelerin çoğunun yabancı istihbarat teşkilatları tarafından gözetlendiğine inanıyor.
Onlara göre bu, “en iyi durumda Rusya’nın çıkarlarıyla hiçbir ilgisi olmayan çıkarlara dayalı olarak” yönetildikleri anlamına geliyor. Rusyalı tüzel kişileri ve bireyleri, offshore varlıklarını altı ay içinde Rusya yargı yetkisine yeniden kaydettirmeli. Aksi takdirde, Rusya Federasyonu’nun varlıkları millileştirmeye tabi olacak.
Ve rüzgâr bu tasarının yelkenlerini şişirmiş gibi görünüyor. Geçen yıl 21 Şubat’ta Vladimir Putin hükümete ekonominin deoffshorizasyonunu hızlandıracak ek tedbirler sunması talimatını verdi:
“Hükümetten, parlamento ile yakın temas halinde, ekonominin deoffshorizasyonu sürecini hızlandıracak ek tedbirler önermesini istiyorum. İş dünyası, her şeyden önce kilit sektörlerde ve endüstrilerde, Rusya’nın yetki alanında faaliyet göstermeli. Bu temel bir ilkedir.”
Hatta o dönemde bazı gözlemciler, deoffshorizasyon yasa tasarısının gerçek hazırlayıcısının devlet başkanının kendisi olduğunu ve yukarıda adı geçen milletvekillerinin sadece onun iradesini yerine getirdiklerini ileri sürmüşlerdi.
Bununla birlikte tasarı şiddetli bir muhalefetle karşılaştı. Tasarının özel mülkiyetin kutsallığına yönelik bir saldırı öngördüğü söyleniyor (yani mal sahibinin yeniden kayıt yaptırmayı reddetmesi halinde Rusya’daki varlıklara el konulabilecek ve kamulaştırılabilecek).
Mihail Delyagin bu argümana şu şekilde yanıt verdi:
“Rusya’nın, özel mülkiyetin sadece Almanya’nın çıkarlarına hizmet ettiği sürece kutsal ve dokunulmaz olduğu Alman Anayasasında yer alan özel mülkiyete yönelik tutum standardını benimsemesinin zamanı geldi (varlıklarına el konulan Rusyalı petrol tüccarları bu hukuki normun etkinliğini hissettiler). Bizim yetki alanımıza geri getirildikten sonra, varlıklar sadece vergilendirmeye tabi olmakla kalmayacak, aynı zamanda bizim çıkarlarımıza göre yönetilecektir.”
Kısacası, offshore varlıkların sahipleri yeniden kayıt yaptırabilirler ama bunu istemiyorlar. Bu nedenle, lobicileri aracılığıyla geçtiğimiz yıl boyunca yukarıdaki tasarının tekerine çomak soktular. Ve işte hikâyenin sonu: 29 Ocak 2024’te Devlet Duması nihayet genel kurul oturumunda deoffshorizasyon yasa tasarısını reddetti.
Askeri uzmanlar silahlı kuvvetlerimizin Ukrayna’daki askerî harekâtlarda cesaret ve profesyonellik sergilediğini söylüyor. Ve bazı başarılar da elde ediyorlar. Ne yazık ki iç cephede durum farklı.
Şu ana kadar geri çekiliyor ve yenilgiler yaşıyoruz. Ve deoffshorizasyon yasa tasarısının hikayesi bunu açıkça gösteriyor. Şahsen, iktisadi cephedeki durum hakkında askeri cephedeki durumdan daha az endişe duymuyorum.
(*) Offshore yatırım, yatırımcının ikamet ettiği ülkenin dışında bir yerde yaptığı yatırım. (ç.n.)
Rusya'yı bırakamayanlar
"Rusya'da faaliyet göstermeye devam eden en büyük 110 yabancı şirketten 51'i ayrılma planı bile yapmıyor ve diğer 40'ı da ya fikirlerini değiştirdi ya da varlıklarını uygun bir fiyata satamadı."