Rusya'yı bırakamayanlar
"Rusya'da faaliyet göstermeye devam eden en büyük 110 yabancı şirketten 51'i ayrılma planı bile yapmıyor ve diğer 40'ı da ya fikirlerini değiştirdi ya da varlıklarını uygun bir fiyata satamadı."
Çevirmenin notu: ABD öncülüğündeki NATO ve kalan müttefiklerinin Rusya’ya yönelik savaşının ivme kazandığı Şubat 2022’den itibaren bir karmaşa başladı; Batılı şirketler, verimli Rusya pazarını terk ederek gelirlerinin ciddi bir kısmında feragat etmek zorunda kaldılar. Ya da işin görünen kısmı oydu.
Söz konusu şirketler, belli ki Rusya’nın savaşı kazandığını düşünüyor, dolayısıyla üst düzey yöneticiler, yönetim kurulları, hissedarlar ve bankerler ayrılmanın bir anlamı olmadığına ikna olmuş durumdalar.
Yani, Ukrayna’nın yenilgisinin tescil edilmesini beklerken Rusya pazarında kârlı bir şekilde iş yapmaya devam ediyorlar ve kapitülasyon şartları hissedarlarına “biz size demiştik” demelerine olanak tanıyor.
Aşağıda, Moskova makamları tarafından resmen “yabancı acente” olarak tanımlanan Novaya Gazeta’nın 6 Şubat’taki manşet haberinin tercümesi yer alıyor. Habere, gazetenin İngilizce sitesinde yer verilmemiş. Aynı haberin özeti aynı gün The Bell portalında da yayımlandı.
“Sessizce çalışırsanız kimse peşinize düşmez”
Savaşa rağmen Rusya’da iş yapmaya devam eden 110 yabancı şirketin durumunu inceledik. İşte niye ülkeyi terk etmediklerinin sebebi.
Denis Morohin
6 Şubat 2024
Rusya makamları yabancı şirketlerin sadece ülkeden “ayrılıyormuş” gibi yaptıklarını, ancak ayrıldıklarında geri döneceklerinden emin olduklarını söylemekten hoşnut. Novaya Avrupa’nın araştırmasının da gösterdiği üzere, yabancı şirketler Kremlin’e bu tür iddialarda bulunmak için sebepler sunuyor. Rusya’da faaliyet göstermeye devam eden en büyük 110 yabancı şirketten 51’i ayrılma planı bile yapmıyor ve diğer 40’ı da ya fikirlerini değiştirdi ya da varlıklarını uygun bir fiyata satamadı. Size bu şirketlerin savaş döneminde ülkede kalmalarını sağlayan beş ana stratejiden bahsedeceğiz.
24 Şubat’tan kısa bir süre sonra, Rusya pazarını paylaşan dört ulus ötesi tütün devi —Japan Tobacco, Philip Morris, British American Tobacco ve Imperial Brands— ülkede çalışma konusunda en radikal açıklamaları yapmıştı; ülkeyi terk edeceğiz ve işimizi satacağız. 2022 yılında Novaya Avrupa’nın muhatapları bu planları aşırı şüphecilikle değerlendirdi: “En azından en büyük tütün şirketleri kesinlikle ayrılmayacak, bunu neden yapsınlar ki? Philip Morris, St. Petersburg yakınlarındaki fabrikayı kapatmazsa, Endonezya veya Brezilya’da yaşayanların ‘Putin’in satılıklarından’ intikam almak ve savaş vergisi ödemek için Marlboro almayı bırakacaklarını mı düşünüyorsunuz?”
Topyekûn savaşın patlak vermesinden neredeyse iki yıl sonra, bu tahminin büyük ölçüde gerçekleştiği ortaya çıktı. Yalnızca tütün şirketleri değil (ayrılanlar sadece British American Tobacco ve Imperial Brands’ti), diğer pek çok büyük şirket de tüm vaatlerine ve hatta Ukrayna’nın kendilerine verdiği “savaşın sponsorları” unvanına rağmen Rusya’da faaliyet göstermeye devam ediyor. Pazar lideri Japan Tobacco, 2023’ün sonunda çalışmaya devam etmesini şu şekilde açıklamıştı: “Tüketicileri alıştıkları üründen mahrum etmek istemiyoruz.” Novaya Avrupa’ya göre aynı zamanda 2022 yazının başlarında, bu üretici bir satış görüşmesi yapıyordu ve kurumsal açıklamaları bunu doğruladı.
2024’ün başında durum netleşti; bazıları gitmiyor, çünkü Rusya makamları biraz bile kızdırırlarsa önemli varlıklarını ve fazlaca para kaybedeceklerini biliyorlar. Diğerleri Rusya’da gayet iyi durumdalar, kârlı işlerini kaybetmek için hiçbir sebepleri yok ve artık piyasadan çıkma sözü vermelerine rağmen bunu saklamayı bile bıraktılar. Örneği diğerlerine ders niteliğinde olan üçüncüsü ise Kremlin’in şartlarına uymak istemedi, yetkililerle çatışmaya girdi ve her şeyini kaybetti. Dördüncüsü, ilk üç gruba bakarak, sessiz kaldı ve iki yıl boyunca sessizce çalıştı.

Geride kalanlar için beş strateji
Novaya Gazeta Avrupa, 2023 yılında Rusya’da faaliyet gösteren ya da en geç 2023’ün ikinci yarısında pazardan ayrılan 110 yabancı şirketin durumunu inceledi. Forbes’un 2023 sıralamasına göre ilk 50 yabancı şirketi aldık ve bunlara Novaya Avrupa tarafından derlenen 2022’de Rusya’da net kâra göre ilk 100 yabancı şirketin geçen yılki sıralamasındaki firmaları ekledik (Temmuz 2023’ten önce çıkışlarını tamamlayanlar hariç).
Tüm bu şirketlerin Rusya’da faaliyet gösterme stratejilerine bağlı olarak beş kategoriye ayrılabileceği ortaya çıktı.
En büyük grup olan ve 51 şirketi dahil ettiğimiz gruba “sessizce bekle” adını verdik. En iyi ihtimalle, geniş çaplı savaşın patlak vermesinden duydukları endişeyi dile getirdiler ya da sadece sessiz kaldılar. Bazıları da açıkça faaliyetlerine devam edeceklerini söyledi. Hala bu davranış modeline bağlı kalanlar arasında Auchan, Metro, Calzedonia, Ecco, Benetton, Ehrmann, TotalEnergies, Rockwool, Mitsui, büyük ilaç şirketleri var.
2022 yılında (2023 yılı raporları henüz yayımlanmadı), 448 milyar ruble kombine net kâr elde ettiklerini tahmin ediyoruz.
İkinci büyük grupta yer alan 40 firma ise işlerini satma, pazardan çıkma, yatırımlarını azaltma ve Rusya’daki kalkınma planlarından vazgeçme sözü veren firmalardı (“Söz Ver ve Vazgeçme” stratejisi). Sonuç olarak, ülkedeki çeşitli varlıklarını —üretim, perakende zincirleri, markalar, hizmetler veya tedarikler— muhafaza ettiler. Örnekler arasında BP, JTI, PMI, Pepsico, Mars, Nestle, Raiffeisen, UniCredit, Intesa, ABB, Bacardi, Campari bulunuyor. Bu grup çalışan sayısı bakımından daha küçük ancak toplam kâr bakımından —669,6 milyar ruble— daha büyük. Ayrı bir grupta, Rusya’daki markalarını şu ya da bu şartlarda koruyan üç şirketi (Leroy Merlin, Decathlon, Adidas) seçtik; aslında “ayrılmadan ayrıldılar”. Bunların hiçbiri 2022 yılı kârlarını açıklamadı.
Her grupta sekiz şirketin yer aldığı iki küçük grup, “Sıkı dur” ve “Hepsini kaybet” stratejileri. Piyasadan çekilenler (toplam 43 milyar ruble kâr) piyasadan çıkma taahhüdü verdi, fakat işlerini ancak 2023’ün ikinci yarısında, genelde iskontolu ve uygun olmayan koşullarda sattılar. Bunlar Hyundai, Kia, Volvo, Ingka Group (Mega alışveriş merkezlerinin bir parçası olarak), AB InBev, Veon.
Bir o kadarı da (Danone, Carlsberg, Fortum ve toplam net kârı 48,8 milyar ruble olan diğerleri) Rusya makamlarıyla anlaşmazlığa düştükleri ya da Kremlin’in de itiraf ettiği üzere Batı’nın Rus varlıklarını tazmin etmesini engellemek için bir “tazminat fonu” haline geldikleri için müsadere ya da harici yönetime gönderildi.
Novaya Avrupa’nın hesaplamalarına göre, Rusya’da iş yapmaya devam etmeyi içeren ilk iki stratejiyi seçen liderler, toplam 20 firma ile ABD’li şirketler. Almanya 14 firma ile ikinci sırada yer alırken (bunların 12’si “sessizce bekliyor”), İtalya, 11 firma ile üçüncü sırada yer alıyor.
“Kal ve çalışmaya devam et” stratejisi, yabancı şirketlerin savaşı kınamak için sözde çaba gösterdiklerini, ancak gerçekte onlar için büyük ve büyüyen bir pazarda para kazanma fırsatını ellerinde tutmanın daha önemli olduğunu gösteriyor. Onlar için bu kazançların Batılı tüketici pazarlarındaki potansiyel sorunlardan daha ağır basması muhtemel. Ukrayna makamları tam da şirketlere bu tür zorluklar yaratmak amacıyla, ocak ayı sonunda 48 şirketin (31’i Rusya makamlarının “hasım” olarak nitelendirdiği ülkelerden) yer aldığı bir “Uluslararası Savaş Sponsorları” kaydı oluşturdu.
2023 yılının ortalarından bu yana, bu listedeki bazı şirketler Batı’da kurumsal boykotlarla karşılaşmaya başladı. Fakat bu boykotlar oldukça yerel düzeyde kaldı ve şimdiye kadar ağırlıklı olarak İskandinav ülkelerinde kendini gösterdi.
Örneğin İsveçli SAS, yolcularına Mondelez ve Nestle ürünlerinin yanı sıra Pepsico gazlı içecekleri ve Bacardi alkolü vermeyi durdurma kararı aldı.
İsveç ve Norveç’teki bir demiryolu şirketi, Tallink feribot şirketi ve diğerleri gibi diğer tüketiciler de Mondelez çikolatasını reddetmeye başladı. Uluslararası ticaret konusunda uzman bir Rus avukat, Novaya Avrupa’ya verdiği demeçte “Bununla birlikte Mondelez şimdilik dayanıyor,” diyor. Avukat, Finlandiya’da demiryolu şirketi VR ve havayolu şirketi Finnair, Nestle ve Unilever ürünlerini bırakabileceklerini söylüyor.
Ukrayna tüm bu şirketleri savaş sponsorları listesine dahil etti ama boykotlar henüz yeni başladığı için iktisadi sonuçlarını değerlendirmek zor. Henüz hiçbir şirket bu tedbirlerden zarar gördüğünü iddia etmedi.
Rehineler ve “kurnaz adamlar”
Novaya Avrupa’nın muhatapları, hem Rusya’yı terk etme sözü verip de bunu yapmayanlar hem de iki yıl boyunca sessiz kalanlar olmak üzere pek çok şirketin kendilerini Kremlin’in rehineleri konumunda bulduğunu söylüyor. Büyük bir analiz şirketinde çalışan bir uzman, “Rusya’da çalışmaya zorlandılar ve Rusya makamlarının yurt dışında bloke edilen varlıklarıyla takas etmek için ihtiyaç duydukları bir döviz fonu haline geldiler,” dedi.
Uzman, “rehine” statüsünü, yabancı firmalara uygulanan ve onları işletme için ciddi kayıplar olmadan çıkma şansından mahrum bırakan bir dizi kısıtlama ile açıklıyor. Özellikle iflas yasak ve kasıtlı iflas belirtileri varsa, yöneticiler cezai sorumlulukla karşı karşıya kalırlar.
Varlıklar, şu anda çok düşük olan mevcut ekspertiz değerlerinden yüzde 50 indirimle satılabilir. Ve en önemlisi, ayda ortalama bir veya iki işlemi inceleyip kabul eden özel bir komisyon aracılığıyla satış işlemi izni almanız gerektiğini belirtiyor.
Rusya’daki tesislerini uygun koşullarda satmayı deneyen ancak başaramayan ve her şeylerini kaybetmek istemeyen dünya devleri arasında uzmanlar Mitsubishi Motors, ABB, General Electric’i sayıyor ve tamamı Rusya’daki üretimlerini durdurdu.
Ancak bunun tam tersi bir grup da var, durumu çok iyi anlayan “hilekârlar”; piyasadaki konumları Rusya’da güvenle çalışmaya devam edebilecekleri yönde. Eğer Kremlin, Batı ile pazarlık yapmak için onların varlıklarını ellerinden alırsa, ekonomide sorun yaşayacaklardır.
Muhataplarımız, devletin büyük çaplı savaşın patlak vermesinden sonra özel işletmeleri sahiplerinin elinden almayı öğrenmiş olmasına rağmen, yetkililerin bazı şirketleri kamulaştıramayacağını, aksi takdirde bunun “kendi ayağına sıkmak” olacağını söylüyor. Sektördeki kaynaklarımıza göre tütünle ilgili sorunlar buna bir örnek teşkil ediyor. Rusya’da temsil edilen en büyük dört sigara üreticisinden British American Tobacco ve Imperial Brands, Rusya’daki varlıklarını satarken Japan Tobacco ve Philip Morris hiçbir yere gitmek için acele etmiyor.
Sektöre aşina bir kaynak, Novaya Avrupa’ya “Putin’in Carlsberg ve Danone’nin varlıklarına el koyduğu gibi Rusya’daki fabrikaları da Japan Tobacco ve Philip Morris’in elinden aldığını düşünelim. O zaman da Rusya’daki fabrikaların hammadde tedariki konusunda ciddi sorunlar yaşayacağı göz ardı edilemez. Tütün tarlaları elbette sigara üreticilerine ait değil. Fakat küresel kaygılar, küresel devlerle birlikte hareket edebilecek ve Rusya’ya tütün hammaddesi tedarikiyle ilgili sorunları ayarlayabilecek ekili arazi sahipleriyle nasıl etkileşime gireceklerini hala biliyorlar,” diye konuştu.
Aynı zamanda, diğer ülkelerin yanı sıra Çin’de de tütün hammaddesi üretildiğini ekliyor: “Ancak oradaki tütün farklı, bizim fabrikalarımız için pek uygun değil. Ve Çin, dostumuz olmasına rağmen, Batı ile de kavga etmek istemeyecektir. Putin ve dostları, dükkanlarda sigara kalmadığında ne olacağını çok iyi hatırlamalılar, zira 1990 ve 1991’de insanlar bu tür kıtlıklar nedeniyle devlet başkanının memleketinde Nevskiy Prospekt’i kapatmışlardı.” (Anatoliy Çubays bu isyanı hatırlar ve Moskova ve diğer kentlerde de benzer isyanlar olmuştu).
Sektörden bir başka kaynak, Rusya pazarının dünya çapındaki küresel tütün üreticileri için küresel büyüklükte en az iki numara olduğunu, bu nedenle kaybedilemeyeceğini söylüyor.
Kaynak, “Son ana kadar burada oturup para kazanmak istiyorlar,” diye düşünüyor.
Örneğin Japan Tobacco, 2022’de elde edeceği 3 milyar dolarlık net kârın beşte birini, yani 645 milyon dolarını Rusya’da elde etmişti (bu, 43,5 milyar ruble, dolar karşısında 67,46 olan ortalama ruble kuruna göre yeniden hesaplandı). Aynı zamanda, 2022’de Rusya’daki ruble kârı 2021’e kıyasla bir buçuk kat artmıştı.
Aynı zamanda Philip Morris, 2022 yılında Rusya’da 787 milyon dolar (53,1 milyar ruble) kazanmıştı; bu rakam aynı yıl 9,05 milyar dolar olan toplam net kârının yaklaşık yüzde 5,4’üne denk geliyor. Rusya’daki net kârı savaşın ilk yılında üçte bir oranında arttı.
Söz vermek çekip gitmek anlamına gelmiyor
Pazardan çıkma niyetlerini açıklayan ama varlıklarını sadece kısmen azaltarak kalanlar arasında, yiyebileceğiniz ve içebileceğiniz şeylerin bir dizi küresel üreticisi bulunuyor. Bunlar arasında dünyanın en büyük iki alkolsüz gazlı içecek tedarikçisinin yanı sıra en büyük iki alkollü içki satıcısı olan Bacardi ve Campari Group da yer alıyor.
Tüm bu şirketlerin (Mars, Nestle, Procter&Gamble, Mondelez ve diğerlerinin yanı sıra) hemen hemen aynı şekilde davranması dikkat çekici. Savaşın ilk günlerinde, Rusya’daki faaliyetlerinin bir kısmının askıya alındığına dair (Coca-Cola, PepsiCo, Campari) oldukça tek tip açıklamalar yaptılar. Savaşın üçüncü yılının başında, aslında işletmeleri ayakta kalmıştı. Coca-Cola ve PepsiCo, Rusya’daki üretim tesislerini terk etti ve yerli markalardan para kazanarak küresel markaları pazardan çıkardı. Campari, Rusya’daki satışlarını çok az azalttı (Kommersant’a göre, şirket Ocak-Temmuz 2023’te Rusya’daki iştiraki aracılığıyla 3,12 milyon litre alkol ithal etti, bu rakam bir önceki yıl 3,58 milyon litreydi).
En ilginç şey Bacardi’de yaşandı; savaş başladıktan hemen sonra, dünyanın en büyük aile şirketi olan alkollü içecek şirketi, Rusya’ya teslimatların durdurulduğunu ve yatırımların dondurulduğunu açıkladı. Ağustos 2023’te Wall Street Journal, şirketin internet sitesindeki açıklamada bu vaatlerin ortadan kaybolduğunu fark etti. Bacardi sadece tedariki sürdürmekle kalmadı, aynı zamanda William Lawson’ın viskisini Rusya’da şişelemeye devam etti.
Alkol endüstrisinden bir kaynak, “Halka açık olmayan bir şirket ve eğer doğrudan bir yasak yoksa tüm bunların kendilerini ilgilendirmediğini söyleyebiliyorlar. Bacardi’nin merkezinin Bermuda’da olması bu şekilde davranmalarına yardımcı oluyor ve her zaman şunu söyleyebiliyorlar: ‘Biz bir Amerikan şirketi değiliz ve kiminle çalışacağımıza biz karar veririz’. Ancak diğer durumlarda kendilerini, büyük bir bölümlerinin bulunduğu ABD ile ilişkilendirebilirler,” ifadelerini kullandı. Bacardi’nin yanı sıra Campari, Coca-Cola ve PepsiCo bu haber için sorulan sorulara yanıt vermedi.
INFOLine analitik kurumunun genel müdürü İvan Fedyakov, ağırlıklı olarak Amerikalı işletmelerin savaş konusunda çok daha alaycı olduklarını söylüyor. Fedyakov, “Avrupalı şirketler, işlerine ciddi zarar verebilecek bir tüketici boykotundan korkuyor. Amerikalılar için Ukrayna ile çatışma onlardan çok uzakta,” diyor. Uzmana göre çatışma daha keskin bir şekilde alevlenirse, Amerikan şirketlerine Rusya’da vergi ödedikleri hatırlatılabilir ama şimdilik sarkacın hangi yöne sallanacağını görmek için bekliyorlar.
Bu stratejinin bir başka canlı örneği de Avusturya’nın Raiffeisen bankası. Topyekûn savaşın başında onlarca şirket gibi, Rusya’dan “sıkı kontrol altında” ayrılmakla ilgili temkinli bir açıklama yayımlamıştı (şimdi bankanın internet sitesinden kaldırıldı ama önbellekte korunuyor). O zamandan bu yana banka kamuoyuna defalarca bölünme ya da satış da dahil olmak üzere farklı çıkış stratejilerinden bahsetti ve muhtemel anlaşmanın tarihini durmaksızın erteledi. Fakat Reuters’in 2023 sonunda Avusturyalı yetkililere dayanarak yazdığı üzere, Avusturya’nın kendisi bununla ilgilenmiyor: Moskova ile ilişkilerini tamamen kesmek istemiyor, zira hala yenilemeyi umuyor. Reuters’e göre ayrıca Viyana, Rusya ve Doğu Avrupa arasında akan bir “para merkezi” olarak kalmak istiyor.
Bir Rus bankasının yönetim kurulu üyesi, Novaya Avrupa’ya yaptığı açıklamada, “Raiffeisen jeopolitik durumda yaşanacak muhtemel bir değişikliğin eskisi gibi kalmasına ve çalışmasına izin vermesini umuyor,” diye konuştu. Aynı zamanda, 2023’ün 9 aylık sonuçlarına göre Rusya’daki işleri, Avusturyalı bankaya kârın yarısını getirdi (2 bin 114 milyar avronun 1024 milyar avrosu). Novaya Avrupa’nın Batı bankacılık çevrelerindeki bir kaynağı, “Yetkililerin izni olmadan Rusya’dan ayrılmaya çalışırsanız, her şeyi sıfıra indirebilir ve ayrıca tutuklanmayla karşı karşıya kalabilirsiniz,” diyor.
Aynı zamanda Raiffeisen, Avusturya’da varlıklar açısından birinci sırada yer alan ve yüzde 17’lik pazar payına sahip sistemik açıdan önemli bir banka. Avusturya makamları, böyle bir finans kuruluşunun sorunlarla karşılaşması halinde onu desteklemek zorunda kalacaktır. Kaynağımız, Rusya’daki büyük bir işletmenin kaybının bu tür varsayımsal zorlukları beraberinde getirebileceğini dile getiriyor. Avusturya makamlarının dev bir bankanın ek sermaye sorununu çözmek istemesi pek mümkün değil.
Çalış ve sessiz kal
Rusya’daki büyük bir gıda şirketinin yöneticisi, “suskunların” stratejisini şöyle açıklıyor: “Sektöre hâkim olan alaycı bir görüşe göre asıl neden cirodur. Rusya pazarı gelirlerinde küçük bir paya sahip olabilir ama mutlak rakamlarla bu yine de çok büyük bir paradır. Ve eğer sessizce çalışırsanız, kimse peşinize düşmez.” Muhatap, şirketlerin çıkış konusunda kekelemeden “sessizce çalışmasının” bir başka nedenini daha sayıyor: “Varlıklarını kaybetme riski. Gösteri vakaları biliniyor; işi ellerinden alırlarsa kimse yardım etmez.”
“Çalış ve sessiz kal” stratejisini seçenler arasında en dikkat çekenler dev perakende zincirleri: Alman Metro, Fransız Auchan ve muhtemelen Auchan’la ilişkili olan Leroy Merlin zinciri (her ikisi ve Decathlon zinciri Fransız aile şirketi Mulliez’e ait). Bir sektör kaynağı, Auchan, Leroy Merlin ve diğer bazı Avrupalı şirketlerin bir yere gitmek için acele etmediklerini, zira Rusya pazarını terk etmenin onlar için olası bir boykottan ya da kamuoyundan daha acı verici olacağını söylüyor.
Aralık 2023’te ABD Tüzel Kişiler Sicilinden alınan veriler Leroy Merlin’in sahibinin değiştiğini gösterdi: Birleşik Arap Emirlikleri’nden Scenari Holding LP. Piyasa buna inanmıyor. Adının açıklanmasını istemeyen sektör kaynaklarından biri, esasında Fransız sahiplerin zincir üzerindeki kontrolü ellerinde tutmuş olabilecekleri görüşünde. Bu durumu, Rusya’da 112 hipermarketi bulunan ve gelirlerine göre Forbes Rusya, yabancı şirketler sıralamasında üst sıralarda yer alan Leroy Merlin’in bilinmeyen bir şirkete satılamayacak kadar büyük bir varlık olmasıyla açıklıyor. Kaynak, Leroy Merlin’in 2022 yılına kadar gelirinin dörtte birinden fazlasını Rusya’da elde ettiğini ve bunu kaybetmenin işletmeye ağır bir darbe anlamına geleceğini hatırlatıyor.
Decathlon ve Adidas “tabela değiştirme” konusunda iki örnek daha teşkil ediyor. Birincisi zinciri Rus ARM şirketine sattı (eskiden restoran işinde uzmanlaşmıştı) ve bu şirket Desport adı altında mağazalar açtı. Eski Decathlon ile aynı marka ürünleri satıyorlar, Desport’un online kataloğu bunu doğruluyor.
Adidas çok akıllıca bir çıkış yaptı: Rusya’daki tüzel kişiliğini koruyarak mağazalarının bir kısmını Lamoda’ya kiraladı ve şimdi ürünlerini resmi bir Rus distribütör aracılığıyla satıyor.
Enerji üretiminde kâr yanılsaması
Kremlin yabancı şirketlere şunu göstermeyi başardı; “haklarında ısrar edenler” her şeylerini kaybedecek. Petrol ve doğalgaz üreticisi Shell ve bira üreticisi Carlsberg gibi şirketler bu sorunla karşı karşıya kaldı. Ve sadece pazarlık yapmayı bilenler varlıklarını koruyor ya da Rusya’yı parayla terk etmelerine izin veriliyor. Aynı sektörlerden, petrol, doğalgaz ve bira sektörlerinden diğer şirketler —BP, TotalEnergies ve Heineken— bunu başardı.
Shell 15 yıldır Sahalin’de gaz üretip sıvılaştırıyor ve başta komşu Japonya olmak üzere Asya pazarlarına sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) satıyordu. Topyekûn savaş patlak verdi ve on yıllardır Kremlin’in dostu olan şirket, Rusya’daki tüm işletmelerinden çekileceğini açıklayan ilk şirketlerden biri oldu. Ve bunu, Ukrayna’nın işgal edilmesinin dördüncü gününde, 28 Şubat 2022’de oldukça sert bir açıklama yayımlayarak yankısız bir şekilde yaptı.
Belki de Vladimir Putin’in 30 Haziran 2022’de bir kararnameyle Sahalin LNG tesisinin yüzde 27,5’ini Shell’den almasının nedeni budur. Resmi olarak konuşmak gerekirse, Kremlin bu kararnameyle tesisi Gazprom (yüzde 50) ve Japon Mitsui (yüzde 12,5) ve Mitsubishi (yüzde 10) (“bekle ve gör” stratejisinin klasik temsilcileri) dahil olmak üzere tüm hissedarlarından aldı ve tesisi özel olarak kurulmuş bir Rus şirketi olan Sahalin Energy’ye devretti. Ancak Japonlar ve tabii ki Gazprom hissedar olmayı kabul etti. Shell bu onuru reddetti.
Bu ret, aynı Putin kararnamesiyle Shell’in hissesinin satılması ve paranın Rusya içinde bir “C” hesabında bloke edilmesi anlamına geliyordu. 2023 baharında Rus hükümeti Novatek’e hisseyi satın alma yetkisi verdi. Novatek, Gazprom’dan sonra Rusya’nın ikinci büyük gaz üreticisi ve Kremlin’in küresel LNG pazarını fethetme konusundaki en büyük umudu. Novatek’in ihracatı, savaş nedeniyle petrol ambargosu altında olan Rusya’nın bütçesi için kritik önem taşıyor.
2023 baharında Kommersant gazetesi, Novatek’in ortaklarından Leonid Mihelson’un Putin’den Shell’in Sahalin rafinerisindeki hissesini satmak için Rusya’dan 1,16 milyar dolar çekmesine izin vermesini istediğini ve gazeteye göre Putin’in de bunu kabul ettiğini bildirmişti. Petrol ve gaz piyasasından iki kaynağın Novaya Avrupa’ya verdiği bilgiye göre anlaşma hala belirsizlik içinde ve muhtemelen sonuçlanmadı: Novatek’in hisseyi, Shell’in de parayı alacağından haberleri yok. İçlerinden biri “Aslında [Shell] ayrılmadı,” dedi. Ona göre bunun bir kanıtı da Novatek’in hisse fiyatlarının “Sahalin-2’ye girişte şu ana kadar herhangi bir şekilde oynamamış olması”. Sahalin Energy’nin hissedarlarına ilişkin bilgiler Spark tüzel kişilikler veri tabanında sınıflandırılmış durumda.
Novaya Avrupa’nın şirketin varlık için parayı alıp almadığını sorması üzerine Shell’in basın servisi, şirketin internet sitesinin Sıkça Sorulan Sorular bölümünde bu konuda yazılanlara ekleyecekleri bir şey olmadığını belirtti. Ve orada yazan da şu: “Sahalin Energy Investment Company’deki yüzde 27,5’lik hissemizle (bir hisse hariç) ilgili tüm yasal haklarımızı saklı tutuyoruz.” Yani, Putin’in geçen yıl santrali elinden aldığı şirketteki haklarını.
Petrol ve gaz piyasasındaki muhataplarımızdan biri şirketin açıklamasının şu şekilde yorumlanabileceğini düşünüyor: Shell kamulaştırmanın yasa dışı olduğunu düşünüyor ve varlık üzerindeki haklarını korumak için Kremlin’e dava açabilir.
Aynı zamanda, Aralık 2023’te Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Shell ve Novatek anlaşmasının tamamlandığını teyit etmedi.
Fakat Shell’in rakipleri İngiliz BP ve Fransız TotalEnergies yüksek sesle açıklama yapmadı ve hissedar haklarını koruma sözü vermedi. Sonuç olarak Rusya’daki varlıklarını korudular. TotalEnergies’in stratejisi, yüzde 19,4 hissesine sahip olduğu Novatek ile birlikte LNG üretiminden para kazanmaya devam etmek. Ayrıca Fransız şirketinin Novatek ile ortak Arktik gaz projelerinde de hissesi bulunuyor.
BP kamuoyuna “çıkışımızı sonuçlandırmak için seçenekleri değerlendirmeye devam ediyoruz,” şeklinde dikkatle güvence verdi. Aynı zamanda şirket, Rusya’da uygulanan kısıtlamalar nedeniyle Rosneft’teki yüzde 19,75’lik hissesini satamayacağının da farkında ama savaşın kısa sürede sona ermesini ve ilişkilerin normalleşmesini beklemiyor, bu nedenle de Novaya Avrupa’ya konuşan ve ismini vermek istemeyen eski bir petrol şirketi yöneticisine göre “eli kolu bağlı oturmayı” düşünmüyor. Bu durumda BP’nin yapabileceği tek şey, “dürüstçe dekonsolidasyon yapmak ve bu varlığı hesaplarda göstermemek, piyasaya darbenin bilançosunu göstermek, çünkü üretimi, rezervleri, nakit akışları, her şeyleri düştü,” diye ekledi. BP yorum talebine yanıt vermedi.
“Rusya işimizi çaldı”
Bira endüstrisi de hem konformist olmayan hem de becerikli diplomatlar buldu. Heineken, bu pazardaki kaynağımıza göre, “yetkililere geldi ve sizin şartlarınızla ayrılmaya hazır olduğunu söyledi, ancak biraz parayla, diyelim ki alıcınızı getirin, asıl önemli olan tarafsız olması ve yaptırım altında olmaması.” Sonuç olarak, Eylül 2022’de Amerikan Ball Corporation’dan alüminyum kutu üretimi için üç Rus fabrikası satın alan Rus şirketi Arnest tarafından satın alındı.
Kaynağımıza göre Carlsberg, bu tür koşulları kabul etmeye hazır değildi, alıcıyı kendisi seçmek istedi ve “hükümet açısından yapıcı olmayan bir şekilde davrandı”.
Sonuç olarak, Heineken en azından biraz, ama çıkışta kazandı: Arnest, Rus iştirakinin borcunu 100 milyon avro olarak geri ödedi. Fakat Carlsberg’e ait olan Baltika, devletin dış yönetimi altına alındı. Buna karşılık Danimarkalı şirket “Rusya işimizi çaldı,” açıklamasını yaptı.
Sektördeki kaynağımız, “Şimdi eğer bu durum çözülebilirse, bu ancak devlet başkanları düzeyinde ve devletlerarası müzakerelerde olacaktır. Ve şu anda bunlar imkânsız olduğu için Carlsberg, Rusya’daki varlığını unutmak zorunda kalacak gibi görünüyor,” dedi. Aynı zamanda kaynağımızın verdiği bilgiye göre, Arnest her iki bira fabrikasının Rusya’daki işlerini satın almaya hazırdı (hatta Carlsberg Haziran 2023’te alıcı belirtmeden, işin satışı konusunda bir anlaşma imzaladığını duyurmayı başardı) ama Baltika için Kremlin’in onayını alamadı.
Son zile kadar bekliyoruz
Novaya Avrupa’nın listesinde, ancak topyekûn savaşın ikinci yılının sonunda Rusya’daki varlıklarını sattığını duyuran sekiz şirket yer alıyor. Belçikalı bira şirketi AB InBev dışında neredeyse tamamı Rusya makamlarıyla anlaşmaya varmayı başardı ve anlaşmalar için onay aldı.
Rusya’nın en büyük bira üreticilerinden AB InBev Efes’in yarısına sahip olan Türk Anadolu Efes, diğer yarısını da ortağı olan dünyanın en büyük bira üreticisi AB InBev’den satın alacağını açıkladı. Duyuruda, anlaşmanın ancak düzenleyici makamlar tarafından onaylandıktan sonra sonuçlandırılabileceği vurgulandı. Rusya makamlarının bu yönde bir onay verdiği bildirilmedi.
AB InBev hisselerini satma niyetini uzun zaman önce, savaşın başlamasından iki ay sonra açıklamıştı. Bira pazarındaki kaynağımız, anlaşmanın bu kadar uzun süre sonuçlandırılamamasının Belçikalıların Rusya makamlarıyla bir anlaşmaya varamamasından değil, AB InBev ile Anadolu Efes arasında uluslararası düzeyde bir iş bölümü sorunu olmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Ayrıca, Belçikalı şirketin ayrılması epey koşullu oldu: AB InBev, Anadolu Efes hisselerinin yüzde 24’üne sahip olduğu için ayrılmadan ayrılmayı başardı. Bu da Avrupalı bira üreticisinin Rusya’nın bira pazarında para kazanmaya devam edeceği ama itibarını koruyacağı anlamına geliyor.
Hyundai, Kia ve Volvo otomobil üreticileri arasında geç kaldı. Rakipleri fabrikalarını çoktan sattı ve bu endişeler son dakikaya kadar acele etmedi. Petersburg fabrikasının yüzde 70’ine ve yüzde 30’una sahip olan Hyundai ve kardeş şirketi Kia, yıl sonunda fabrikayı Rus Art Finance LLC şirketine satmak için onay aldı. Rusya makamları, Hyundai’nin iki yıllık geri alım opsiyonunu elinde tutacağını belirtti. Volvo ise 2023’ün üçüncü çeyreğinde Kaluga’daki kamyon fabrikasını satmak için onay aldığını bildirmiş ve fabrika o tarihten bu yana el değiştirmişti.
Çıkışa doğru
Novaya Avrupa’nın görüştüğü ve Rusya’daki küresel şirketlerin planlarını bilen hukukçular, bu sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda fikir birliği içinde değil. Bazıları, kamuoyunun baskısı altında şirketlerin ayrılmaya çalışmaya devam edeceğine inanıyor. Diğerleri ise ayrılmak isteyen herkesin çoktan ayrıldığını, kalanların ise yeni koşullara uyum sağladığını ve bu koşullarda nasıl para kazanılacağını öğrendiğini düşünüyor.
Rusya’da çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen bir avukat, “Üzerlerindeki baskı güçlü olduğu için varlıklardan kurtulmaya çalışacaklar. Bunu para için yapmayacaklar, zira varlıkları satmanın ekonomik bir anlamı yok, para zaten Rusya’dan çıkamaz ama bu daha çok sosyal sorumluluk, itibar ve benzeri şeylerle ilgili. Aynı zamanda geri dönmeyi umanlar var, pazar büyük ve cazip. Köprüler korunuyor ve korunmaya devam edecek. Fakat bunlar aynı köprüler değil, elbette eskisi gibi olmayacak,” diyor.
Ancak herkes geri dönemeyecek: “Bazıları şimdiden o kadar çok tartıştı ki buraya geri dönmeyecekler,” diyen avukat, 2022 yılında Rusya’daki enerji, makine yapımı ve finans işlerinden tamamen çekilen, varlıklarını satan ve tedarik ve hizmeti durduran Siemens’i örnek gösterdi.
Duvernois Legal’in yönetici ortağı Yegor Noskov ise farklı bir bakış açısına sahip. 2022’nin ilkbaharında ayrılanlar, Rusya’da çalışmaya devam etmekten kaynaklanan imaj kayıplarının olası kârları aştığına karar verdiler.
Raiffeisen’i örnek olarak gösteren avukat, “Diğer şirketler Rusya pazarından elde ettikleri kârın kendi işleri için çok önemli olduğunu ve imaj kayıplarını aştığını düşünerek pazarda kalmaya ve rekor kârlar elde etmeye devam ediyor,” ifadelerini kullandı.
Noskov, bu konfigürasyonun 2024 yılında da devam edeceğine inanıyor: “Bence gidenler askeri operasyonlar sona erene kadar ve belki de uzun bir süre geri dönmeyecekler. Kalanlar da işlerini satmayacak, ancak başka markalar ya da piyasada varlıklarını sürdürmelerini sağlayacak her türlü planla duruma uyum sağlayacak ama Rusya’daki varlıklarının yurt dışındaki ana şirketlerle doğrudan ilişkisi olmasından kaçınacaklardır.
Rus sermayesinde askeri blok-mali blok ihtilafının durumu: "Oligark sistemi" nereye?
Batı’nın Rus sermayedarları hedef alan yaptırımlarının motivasyonu belliydi; Washington, Londra ve Brüksel, baskı ağırlaştıkça sermayedarların malikaneleri ve offshore banka hesaplarını geri alabilmek için Rusya Devlet Başkanı Putin’in kellesini alacakları bir tür saray darbesi tertip edeceği beklent…