"Köpeklere ölüm": Ukrayna'nın Herson'da başlattığı infaz dalgası ve bölgeden manzaralar
Rus kuvvetlerinin yakın zaman önce Rusya’ya bağlanan Herson kentinden [oblastından değil] ve Dinyeper Nehri’nin batı yakasında kalan tüm bölgelerden çekilme kararı sonrasında Rusya içindeki reaksiyonların negatif olanlarının ağırlıkta olduğu muhakkak.
Rusya, nehrin batı yakasından çekileceğini açıklamasından hemen sonra ağır hasar gören Antonov Köprüsü’nü Ukrayna ordusu tarafından kullanılmaması için havaya uçurdu.
Herson’da sivillerin tahliyesinin bir ay önce başlamasına ve Rusya’nın 115 bin kişinin tahliye edildiğini duyurmasına rağmen, geride hala birileri kalmış gibi görünüyor.
Yaygın iddia bölgede halihazırda 100 bin kadar insanın olduğu yönünde. Ancak kentte günlerdir elektrik olmadığı için güncel haberlere erişmek de zor.
Bazı bilgiler doğrulanamasa da kesin olan şey, bölgede çok sayıda insan olduğu, Dinyeper’i hala feribotlarla geçmeye çalıştıkları ve Ukraynalı askerlerin “infazlara” başladığı.
Yani Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin eylül ayında Harkov’da ele geçirdiği bölgelerde başlattığı “av” kampanyası, Herson’da da gerçekleşiyor. Bu beklenmedik bir durum değil ve Harkov’da o zaman neler yaşandığına değinmek yararlı olacaktır.
Harkov tecrübesi
Kiev yönetimi, yeniden ele geçirdiği bölgelerde düzenlediği katliam ve infazları çoğu zaman, Batı basınının kulağının üstüne yattığını çok iyi bildiği için gizleme gereği duymadı.
Nitekim bunlar New York ve Londra basınında sayfaları doldurmadı ama Ukraynalı asker ve milisler, “işbirlikçi” olduğundan şüphelendikleri herkesi tereddütsüz öldürüyor.
Eylül ayının ikinci haftasında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in danışmanı Aleksey Arestoviç’in Batı’da eko yapmayan beyanı şöyleydi:
“Öğretmenler ve anaokulu öğretmenleri, iyi teyzeler değil, duygusallığı olmayan suçlular olduklarını aklında tutsun. Ya ölüm ya da hapis, şu anki hava böyle. Biz bir Avrupa ülkesi gibi oyunu hiçbir şekilde duygusallık ve hoşgörüyle oynamayacağız.”
Yine aynı şekilde Ukrayna Başbakan Yardımcısı İrina Vereşçuk, ele geçirilen bölgelerde Rus öğretmenlerin gözaltına alındığını ve 12 yıl hapis cezasıyla yargılanacaklarını bildirmişti.
Bunun yanında Ukrayna kuvvetleri Harkov’da ilerlerken Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell, kuşlardan haber almış olacak ki Kiev’den ele geçirilen bölgelerdeki insanlara işkence yapılmamasını talep etmişti. Bu da pek yankı bulmadı.
Okur Rus devlet kanallarını ne kadar muteber görür bilinmez ama 5 Ekim’de Rossiya24 televizyonunun yabancı paralı askerlerin Harkov’da sivillere ateş açmaya devam ettiğine dair bir haberi vardı.
Aynı gün içinde Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine bağlı 25. Hava Taarruz Tugayı askerleri, amaçsızca ölüme gönderildiklerini söyleyerek artık savaşmak istemediklerini belirttikleri bir video yayımladı. Askerler komutanları tarafından yüz üstü bırakıldıklarını ve “infaz emirleri” aldıklarını belirtiyor, videodaki en önemli kısım buydu:
“Biz harekete geçmeden önce komutan dedi ki: Orada sadece işgalciler var, sivil yok, bütün evlere, pencerelere, arabalara ateş edin, bodrumlara el bombası atın.”
Bunlar gerçek ve zaten 24 Şubat’tan sonra Kiev yönetimi, “işbirlikçilere” hangi tarifenin uygulanacağına dair çerçeve çizen mevzuat değişiklikleri yaptı.
“İşbirlikçi” olmak için Rus kuvvetleri geldikten sonra memuriyete devam etmek yeterli. Hatta açlıktan ölmemek için insani yardım kabul etmiş olmak bile yeterli.
Harkov ve Herson gibi bölgelerdeki yerel halk, başından beri Rus kuvvetlerinin gelişini onaylasın veya onaylamasın ölüm tehditleriyle baş başa; zira buralarda mahkemeler yok, Ukraynalı veya yabancı askerler kimin işbirlikçi olduğuna keyfi olarak karar veriyor.
Herson’dan manzaralar
Manzaranın tarif edildiği gibi olduğunun ispatı Ukraynalı askerlerin Telegram hesaplarından yaptığı paylaşımlarda görülebilir.
Hesaplardan birinde bir Ukraynalı asker [veya bir grup asker] Herson’da yaşadıklarını aktarıyor. Kanal, 7 Kasım’da şu paylaşımı yapmış:
“Ve yakında size bahsettiğim hediyeler gelecek! Yüksek sesle açılacaklar... Çok yüksek sesle...”
Sonraki paylaşım:
“İşbirlikçilerle yerinde ilgileneceğiz. Ayrım yapmayacağız.”
Devamında şöyle demişler:
“Kentte kalan herkes zaten işbirlikçi. Şarkılar imdadınıza koşmayacak. Gitmek için yeterli zamanınız vardı ama kaldınız. Şimdi sizi hesap günü bekliyor.”
9 Kasım öğleden sonra askerler, kente geldiklerini ve boş olduğunu bildirdi. Sonra şunları yazdı:
“Köpeklere ölüm!”
Ardından şu mesaj geldi:
“Herson’da cephede savaşan tüm askerler bu günden sonra bir mülk edinecek. Ben evi tercih ederim. Herson’da işbirlikçilerin geride bıraktığı birçok daire var. Herkese yeter.”
11 Kasım sabahı yapılan paylaşım da şöyle:
“Ucuza taze ork filetosu satıyoruz!”
Aynı gün öğleden sonra kanal, Dinyeper’i vapurla geçmeye çalışan sivilleri kastederek şunları yazmış:
“Geçitteki orkları hakkından geldik, şimdi yiyebiliriz.”
İki dakika sonrasında şu mesaj paylaşılmış:
“Yemekten sonra referandumda Rusya’ya oy veren şeytanları arayacağız. Önümüzde gece avı var.”
“Bitler arasında ayrım yapmayacağız. Onları savaşın tüm hiddetiyle cezalandıracağız.”
Hemen sonra bu infazların “kendi inisiyatifleri” olduğunu iddia etmişler:
“Her ihtimale karşı, bu bizim kendi kişisel girişimimiz. Emirlerle hiçbir ilgisi yok.”
Harkov’da yaşananlar hatırlanacak olursa bunun doğru olup olmadığı şüpheli.
İki dakika sonra yapılan paylaşım:
“Herkes gülümsüyor ve ‘Ukrayna ordusuna selam olsun’ sloganları atıyor. Ama bu insanlardan kaçı orkları kıçından öpen sefil ikiyüzlüler? Bence çoğu.”
Bu Telegram kanalının 10 binden fazla takipçisi var. Yani gönderiler kimsenin gözünden kaçmıyor ama pek kimsenin umrunda değil.
Ukraynalı askerlerin Herson’da ayrım gözetmeksizin katliam yaptığını rahat rahat açıklıyor olması, görünüşe göre Kiev’deki herhangi bir yetkiliyi veya bu askerlerin üstlerini de rahatsız etmiyor.
Ayrıca Kiev’in “işbirlikçilerin filtrelenmesi” olarak tabir ettiği, dolaylı olarak doğrulanmış katliamlar da mevcut.
Kasabalar kordona alındı
Herson’un yaklaşık 50 kilometre kuzeyinde, yakın zamana kadar Rus kuvvetlerinin kontrolünde olan Snigirevka adında küçük bir kasaba yer alıyor.
Ukrayna yönetimi, Snigirevka kasabasının “filtreleme” işlemi sırasında basın mensuplarına kapatıldığını bildirdi. Bunun tek bir nedeni olabilir, orada katliam yapılıyor. Durum aksi olmasaydı Kiev yönetimi, sivillerin “ne kadar mutlu olduklarını” ve hainleri ararken hukukun üstünlüğüne ne kadar da bağlı olduklarını tüm dünyaya göstermek için gazetecilerin oraya girmesine izin verirdi.
İlgili kararı perşembe günü Nikolayev Valisi Vitaliy Kim, Telegram kanalından duyurmuş. Kim, yaptığı açıklamada kente herhangi bir heyet ya da gazetecinin alınmayacağını, zira “bölgenin tehlikeli olduğunu ve filtreleme uygulanacağını” ifade etmiş:
“Ukrayna ordusu artık münhasıran video çekme hakkına sahip. Snigirevka’dan ayrılanlar geri dönmek için acele etmemeli.”
Bölgede kaç insanın öldürüldüğü belki de Rus kuvvetleri geri gelene kadar öğrenilemeyecek. Buça’daki gibi suçun Ruslara atılacağı bir tiyatro sahnelenmesi de ihtimal dahilinde.