Harkov dolaylarında hal ve gidişat
Suriye’deki vekalet savaşının öğrettiği en önemli şeylerden biri, sıcak çatışmaların olduğu zamanlarda son dakika haberlerine, özellikle de ana akım medyanın yaydığı bilgilere pek itibar edilmemesi gerektiğiydi.
Rusya’nın Ukrayna’ya harekat başlattığı 24 Şubat’tan sonra özellikle New York basınının Amerikan istihbaratının bilinmesini istediği ölçüde haberler yaptığı ve savaşın bir başka cephesi olarak eylemlerine yön verdiği görülmüştü.
Ukrayna ordusu, New York Times’a göre birkaç aydır Kiev yönetiminin bizzat Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ve ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in nezaretinde hazırladığı karşı taarruz planını geçen hafta yürürlüğe koydu.
Başarılı oldukları ve büyük kazanımlar elde ettikleri gerçeği yadsınamaz; Ukraynalıların Rus ordusunu geri püskürtmeyi başarmış olup olmadığı ya da Kremlin’in sunduğu ölçüde yaşananların “taktiksel geri çekilme” mi olduğu ucu açık bir soru.
Harkov’dan gelen haberler
Rusya, geleni evvelden fark etmiş olacak ki Ukrayna’nın kontrolündeki bölgelerden sivillerin tahliyesi için günler öncesinden hazırlık yaptı, bunun detaylarına geçen hafta pazar günü Vesti’nin haftalık derlemesinde yer verildi.
Rus kuvvetleri, Harkov’un güneydoğu kesiminde ahaliye bölgeden güvenli çıkış imkanı verdi, aracı olmayanlar için otobüsler tahsis edildi. Rusya Savunma Bakanlığı, 11 Eylül’de Ukrayna kuvvetlerinin kontrolüne geçen Balakliya ve İzyum bölgelerindeki tahliye işlemlerinin tamamlandığını duyurdu.
Keza 11 ve 12 Eylül’de gelen haberler de kaygı vericiydi, fakat tahliyelerin erken yapılmış olması işin iyi tarafı oldu. Çünkü yakın zaman önce sahada Rus ordusuyla işbirliği yapanların kıyımdan geçirildiği çok açıktı, Buça bunun en bilindik örneğiydi.
Ya da Kiev’in ceza kanununda yaptığı, Rus ordusu ya da Moskova’ya bağlı askeri-sivil idarelerle işbirliği yapanlara yönelik 15 yıla varan hapis cezası içeren değişikliği anımsamak faydalı olacaktır.
Kiev yönetiminden bir yetkili de 12 Eylül’de BBC’ye verdiği röportajda Ukrayna ordusu ve milislerin ele geçirdiği İzyum kentinde Ruslarla işbirliği yapanlar hakkında arama faaliyeti yürüttüklerini belirtmiş.
BBC, ayrıca nüfusun üçte ikisinin kenti çoktan terk ettiğini, çoğu semte elektrik, gaz ve su tedariki olmadığını ve telefon ve internet hatlarının çalışmadığını not düşmüş.
Spekülasyonlar
Rusya’nın toprak kaybı iki gerekçeyle açıklanabilir; ilk olarak Donetsk dolaylarında işlerin Ruslar açısından kötü gittiği aşikar. Zira aylardır devam eden çabalara rağmen Rus ordusu ve Donbass cumhuriyetlerine bağlı milis kuvvetleri Avdiivka yerleşimini ele geçiremedi.
Avdiivka epey önemli bir mevkii, çünkü Donetsk kent merkezine sadece 10 kilometre mesafede. Burası, Ukraynalıların son 8 yıldır beton surlar inşa ettiği ve mevziler kazdığı bir bölge.
Donetsk ve Lugansk cumhuriyetleri, birinci önceliğin Ukrayna ordusunu Donetsk’in doğal sınırlarından defetmek olduğunu daha önce söylemişti, dolayısıyla İzyum ve Balakliya’daki çekilişin gerekçesinin Donetsk’teki mevzileri tahkim etmek olduğu söylenebilir.
İkinci olarak Ukrayna ordusunun Harkov gibi büyük kentleri ve civarındaki yerleşim birimlerini zapt ettiği bilgisini gözetmek yerinde olacaktır. Ukraynalı milislerin kent sakinlerini evlerinden kovduğu, apartmanları teker teker askeri mevziye çevirdiği ve buralara ağır silahlar konuşlandırdığı bilinen bir şey, bunu Uluslararası Af Örgütü bile söylemişti.
Ukraynalı askerler, genellikle evlerin alt katlarını zapt ediyor, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak için üst katlarda bırakıyor. Fakat Moskova’nın ikinci bir Mariupol’e şahit olmaktan ve kent savaşına girmekten mümkün olduğunca imtina ettiğini söylemek mümkün.
Böylelikle ağır silahlarını kentlerden çekerek kırsala taşıyan Ukrayna ordusuyla baş etmek Ruslar açısından her türlü daha basit olacak.
Karşı taarruzun sürpriz teşkil etmediği, başta da bahsettiğim gibi Rusların tahliyeleri 8 Eylül gibi görece erken bir tarihte başlatmasından anlaşılabilir.
Kupyansk bölgesindeki askeri-sivil idarenin başkanı Maksim Gubin, Rossiya 24 televizyonuna bugün [13 Eylül] şu açıklamayı yapmış:
“Nüfusun yaklaşık yarısından biraz fazlası şu anda Kupyansk topraklarında kaldı. Sayı 25-30 bin civarında. Kupyansk ilçesinin toplam nüfusu yaklaşık 120 bin kişi, şimdi yaklaşık 60 bin kaldı. Nüfusun geri kalanı, büyük kısmı Rusya Federasyonu topraklarına tahliye edildi”.
Av zamanı
İsmi meçhul yerel yetkilinin açıklamalarını resmi makamların açıklamaları izledi. Ukrayna Başbakan Yardımcısı İrina Vereşçuk, dün Strana’ya verdiği demeçte ele geçilen bölgelerde Rus öğretmenlerin gözaltına alındığını ve 12 yıl hapis cezasıyla yargılanacaklarını bildirdi.
Vereşçuk’a göre “işgal altındaki topraklarda” Rusların getirdiği müfredat kapsamında ders veren Ukrayna vatandaşı öğretmenler de aynı muameleyi görecek.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in danışmanı [o sıfata sahip olup olmadığı da şüpheli] Aleksey Arestoviç ise, bölgede gönüllü olarak Rus vatandaşlığı alan kişilerin vatana ihanetten hapis cezasına çarptırıldığını ifade etti.
Bu beyanlar Kiev makamlarının kentte ava çıktığını doğruluyor.
Ayrıca Donetk Halk Cumhuriyeti şefi Denis Puşilin, bugün gazeteci Vladimir Solovyev’e verdiği mülakatta arama faaliyetlerine katılanların büyük çoğunluğunun “yabancı paralı askerler” olduğunu dile getirmiş. Puşilin’e göre Svyatogorsk istikametinde çok sayıda Polonyalı mevcut.
Alman Der Spiegel’deki bir başka haber, yeni bir Buça hadisesinin yaklaştığını anlatıyor:
“Ukraynalı yetkililer, doğu Ukrayna’da geri alınan bir köyde ‘işkence izleri’ olan dört ceset buldu. Bölge savcılığı, pazartesi günü Facebook’tan yaptığı açıklamada, ön soruşturmaların Harkov bölgesindeki Zalizniçne’de yaşayanların işgal sırasında Rus askerleri tarafından öldürüldüğünü gösterdiğini belirtti”.
Bu kaçıncı perde bilemiyorum ama iddia edilenin aksinin yaşandığına dair ispatın Buça kadar kolay olacağını düşünüyorum.