Kazakistan protestoları: Ukrayna'dan gelen esinti ve renkli devrim riski
Kazakistan’daki protestolarla alakalı ilk değerlendirmeler haklı talepleri öne çıkarsa da Batı’dan gelen reaksiyonların bunun biri başarılı, diğeri başarısız Ukrayna ve Belarus’taki renkli devrim girişimlerini andırdığı muhakkak.
Sadece Kazakistan’ın konumu bile, bu ülkeyi başta ABD için ilgi çekici kılmaya yetiyor. Bunun yanına petrol, doğalgaz ya da uranyum rezervleri [dünya üzerindeki uranyumun yüzde 40’ı buradan çıkıyor] eklenebilir.
Batı, bilhassa ABD ve Birleşik Krallık açısından Kazakistan’ı kendi tarafına çekip Rusya ile Çin arasında boşluk yaratabilmek, her açıdan piyango sayılır. Uzun vadede burada kurulacak olan Amerikan askeri üsleri de hesaba katılabilir.
Dolayısıyla ABD ya da Batının tamamı, Kazakistan’da rejim değişikliği istemek için her türlü gerekçeye sahip.
Protesto süreci
Protestoların başlangıç noktası, LPG’deki devlet sübvansiyonunun kaldırılmasıydı. Ancak protestolar başladıktan ve hatta mevcut hükümet görevden alındıktan sonra sübvansiyonlar geri getirilse de ortalık sakinleşmedi.
Belki şunu da hatırlatmak gerekebilir; 2013’te Ukrayna’daki protestoların başlangıç noktası da doğalgaz zammıydı. Ama gelinen nokta bambaşkaydı.
6 Ocak akşamı göstericiler tarafından 18 güvenlik görevlisi öldürüldü ve 748 kişi yaralandı. Göstericiler ayrıca güvenlik güçlerinin kamu binalarını ve cephanelikleri basıp silahlanmaya başladılar.
Dün Kazak kamu yayın kurumu Habar 24, 2 polisin başının kesilerek öldürüldüğünü bildirdi.
Suriye’deki sürece aşina bünyeler için bu sahneler hiç de yabancı gelmiyor. Haziran 2011’de “ılımlıların” İdlib’in Cisr eş-Şuğur bölgesindeki bir karakolu basıp, kestikleri polislerin cesetlerini Asi Nehrine atmasını hatırlayan olacaktır.
Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) barış güçlerinin ülkeye intikal etmiş olması şu durumda bir miktar rahatlatıcı olabilir.
Ukrayna ve Belarus’tan gelen sesler
Protestolarda sesi çok çıkan, Kazakistan’ın eski Enerji Bakanı ve BTA Bank kurucusu Muhtar Ablyazov’un — ki kendisini protestoların öncüsü olarak addediyor — Facebook’ta yaptığı paylaşımlar ilgi çekiciydi.
Bir paylaşımı, “Diktatörlüklerini deviren Kırgızlar, Ukraynalılar, Gürcüler, Ermeniler ile aynıyız” şeklinde.
Bir diğer paylaşımında polis ve askerlere taraf değiştirmeleri çağrısı yapıp şu notu düşüyor: “[Nursultan] Nazarbayev Putin’e ya da Çin’e kaçacak ama siz bizimle kalacaksınız. Hemen doğru seçimi yapın.”
Başka bir paylaşımda da irtibat için Ukrayna telefon kodlu [+38] ve Ukrayna Vodafone’una ait [99-50’li] telefon numaraları bırakıyor.
Ablyazov hakkında “Kazak Guaido” yakıştırmasını yapanlar da çıkmış.
Ablyazov, BTA’nın kamulaştırılıp 2009’da iflası ilan edildikten sonra, hayatının tehlikede olduğunu söyleyerek Kazakistan’dan kaçtı. 2011 yılında Birleşik Krallık’ta siyasi sığınma hakkı verildi. Fakat mesele biraz farklıydı; BTA’yı hortumladığı tespit edilmişti ve yargılanmasına ramak kalmıştı.
Ablyazov, Birleşik Krallık’a kaçtıktan sonra BTA Bank’ın avukatları işin peşini bırakmayıp hukuki süreci buraya taşıdı. 2009 ve 2012 yılları arasında görülen dava neticesinde İngiliz Yüksek Mahkemesi, Ablyazov’un Birleşik Krallık tarihindeki en büyük dolandırıcılık suçlarından [6 milyar Amerikan doları ederinde] birine giriştiğini söyledi.
Ardından Ablyazov, mahkeme tarafından 4,5 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum edildi. Hikayenin sonunda Ablyazov, Fransa’ya kaçtı.
Devamında Interpol, hakkında kırmızı bülten çıkarsa da 2016’nın aralık Fransa’nın en yüksek idari mahkemesi, “talebin siyasi gerekçelerle yapıldığı” iddiasıyla Kazakistan’a iade talebini geri çevirdi.
Ablyazov’un sesinin çok çıkması ve başta Hür Avrupa Radyosu olmak üzere Batı medyası tarafından parlatılması, Kazakistan’daki karmaşanın bir tür renkli devrime evriltilmeye çalışıldığına işaret ediyor.
Öte yandan Belarus’ta geçen seneki “Terlik Devrimi”nin medya ayağı olan ve Varşova’dan opere edilen Telegram kanalı Nexta da son günlerde Kazakistan protestolarına yoğunlaştı.
Kanalın paylaşımlarından birinde muhtemelen Maydan’a katılmış bir Ukraynalının Kazak göstericilere verdiği tavsiyelere, takipçi notu olarak yer verilmiş:
“Merhaba. Kazakistan’daki durumu haber yapan en büyük medya kuruluşlarından biri olarak size sesleniyorum ve mesajımı yayımlamanızı rica ediyorum, umarım Kazaklar okur. Öyleyse başlıyorum.
Kardeş Ukrayna'dan Kazakistan halkına selam olsun, sizin durumunuzda ne yapılması gerektiğine dair size ufak bir tavsiye ile geliyorum, burada çok ana hat olmayacak ama Nazarbayev rejimine karşı zorlu mücadelenizde size yardımcı olacaklar.
Savaş tecrübesi olan kişiler etrafında gruplanın. Sözleşmeli erler, Afganlar, barış güçleri; önemi yok. Bu insanlar harpte yer aldılar ve uygun eğitime sahipler, işgalcilere karşı mücadelede eylemlerinizi doğru bir şekilde yönlendirebilecekler. Gruplar 10 ila 20 kişi arasında olmalı.
‘Isır ve kaç’ taktiğine uyun. Düşman size karşı avantajlı konumdaysa, ona en büyük kaybı verdirmeye çalışın ve minimum hasarla geri çekilin.
Savaş alanındaki en iyi araçlar hafif zırhlılardır. Taşıyıcılar ya da polis araçları bulun; hemen hemen herkes bunları kullanabilir. Alt kalibreli silahlara karşı koruma sağlar.
Düşmana ardından veya kanatlardan gitmeye çalışın. Böylelikle karşılık vermek için daha az zamanları olur ve bu da şansınızı artırır.
‘п’ harfi şeklinde kırılmış tuğlalar ya da kaldırım taşları, piyade ve hafif tekerlekli araçların geçişini önemli ölçüde engeller.
El bombasını atmadan önce, pimi çektikten sonra 1-2 saniye bekleyin; geciktirici kısmen çalışacak ve atmadan önce onu sizden alan olursa elinde patlayacağı için size zarar gelmeyecektir.
Maksimun düzeyde silahlanın. Silah kullanmayı bilmiyorsanız, molotof kokteylleri yapın, camlardan dışarı atın ve bulunduğunuz yeri derhal terk edin.
Yerinizi mümkün olduğunca sık değiştirmeye çalışın. Aynı yerde kalarak makineli tüfekler ve roketatarlar için kolay hedef haline gelirsiniz.
Size güveniyoruz, çünkü sizin zaferiniz bizim de zaferimiz. Savaşta bol şans!”
Soyguncu Rus milyarder Mihail Hodorkovskiy’in son birkaç günkü Twitter paylaşımlarına da değinmek gerekebilir. [Hakkındaki detaylara şuradan bakabilirsiniz.]
Bir paylaşımında, Taldıkorgan kentinde Nursultan Nazarbayev’in heykelinin göstericiler tarafından yıkılmasına dair görüntülere yer verip, “Kazaklar kendi Berlin Duvarlarını yıkıyorlar” demiş.
Bir diğeri de şöyle:
“‘Taldıkorgan kentinde Nursultan Nazarbayev'in anıtı yıkıldı.’ Anıt, tüm diktatörlerin betimi gibi: Dışarıdan ağır ve dayanıklı görünüyor, fakat özünde içinde bir kukla var.”
Bununla beraber, şu ara Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanının danışmanı olarak görev yapan, neo-Nazi Praviy Sektor grubunun eski lideri Dmitriy Yaroş da Ukraynalı milliyetçilerin Kazakistan’da “Rusya ile devam eden savaşa” gönderilmek üzere seferber edildiğini duyurdu.
Yaroş, benzer şeyleri Belarus protestoları sırasında da söylemişti. [Detaylara şuradan erişebilirsiniz.]
Bir başka örnek, daha önce Ukrayna ve Belarus protestolarında yer alan Belarus asıllı Dmitriy Halko, Facebook paylaşımında Maydan ve Hong Kong gazileriyle birlikte Kazakistan’daki ayaklanmaya katıldığını söylüyor.
USAID ve NED’in Kazakistan operasyonları
Amerikan şirketlerine yurt dışında pazarlar açmakla mesul USAID, geçtiğimiz seneden bu yana Kazakistan’a medya ve sivil toplum gibi başlıklarda 1 milyon doların üzerinde hibe ayırmış.
Aynı zaman diliminde NED’in ayırdığı rakam ise 2,5 milyon dolar.
Bu arada NED, Belarus’taki kalkışma için hazırlıklarına 2016’dan başlamıştı. [Detaylara şuradan erişebilirsiniz.]
Tüm bunlar kolayca yabana atılacak türden detaylar olmasa gerek. Taleplerin haklılığı bir yana, konuya dahil olan aktörler, karşımızda bir renkli devrim girişimin daha olduğunu söylüyor.
Rusya ile ABD arasındaki görüşmeler
Rusya ile ABD arasında karşılıklı güvenlik garantileri konusunda ilk görüşmeler 10 Ocak’ta yapılacak.
ABD’nin Rusya’nın komşusu eski Sovyet ülkelerinde rejim değişikliği planlarını bırakması, Moskova’nın başat taleplerinden biri.
ABD, Kazakistan’daki hadiselerle herhangi bir ilgisi olmadığını iddia etse de durumun görüşmelere negatif şekilde yansıyacağına şüphe yok.
Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış bilinmez ama, Pepe Escobar’ın şu notu da eklemeye değer:
“Kazakistan’daki karmaşanın sponsoru MI6. Maydan [Ukrayna’da eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in azledildiği darbe süreci] yeniden yürürlüğe konuldu. Cenevre’de önümüzdeki hafta yapılacak olan Rusya-ABD görüşmelerinden hemen önce Rusya’ya karşı yeni bir cephe açtılar. Rusya’yı Doğu'da oyalayarak Batı’da geri adım atmaya zorlama niyetindeler.”