BRICS'in altın para birimi projesi ne kadar gerçekçi?
"Altın standardı temelinde bir para birimi yaratılacağını ya da rublenin altın standardına sabitleneceğini işitiyorsanız yüzde 99,9 olasılıkla palavra yiyorsunuz demektir."
Çevirmenin notu: ABD’nin hasım ülkelere karşı güçlü para birimini silaha dönüştürmesi ve ülkeleri iktisadi darboğazlara sokması bugünün en çarpıcı olgularından biri. Öte yandan Çin, Rusya ve “küresel Güney” ülkelerinden müteşekkil BRICS grubu, doların hegemonyasına karşı geliştirdiği çeşitli alternatiflerin lansmanını yapıyor ama Rus iktisatçı Valentin Katasonov’a göre bunlar pek inandırıcı ya da gerçekleşmesi mümkün projeler değil. Aşağıda tercümesi verilen makalesinde Katasonov, altın para birimine geçecek ülkelerin kendilerini tehlikeli bir konumda bulacaklarını ve bu projeyi en başta kendilerinin istemeyeceğini açıklıyor. Katosonov, ayrıca bu lansmanın bir tür propaganda maksadı taşıdığı sonucuna varıyor.
BRICS’in altın para birimi ne kadar gerçekçi?
Valentin Katasonov
3 Ağustos 2023
22-24 Ağustos tarihlerinde Güney Afrika’da düzenlenecek olan BRICS zirvesine fazla bir zaman kalmadı. Gündem epey kapsamlı olacak. Ele alınması planlanan konulardan biri de ortak BRICS para birimi. Uzmanların söylediğine göre bu para birimine dair tartışmalar 2018 yılında başladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in BRICS İş Forumu katılımcılarını selamladığı geçen yıl 22 Haziran’dan sonra, uzman camiasında bu konudaki tartışmalar keskin bir şekilde yoğunlaştı: “Ülkelerimizin para birimlerinden oluşan bir sepete dayalı uluslararası bir rezerv para birimi oluşturma konusu üzerinde çalışılıyor.” Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva da kısa süre sonra bu fikrin lehinde konuştu. Olası bir BRICS para biriminin tasarımı tartışıldı ve tartışılmaya devam ediyor.
Bu yıl (hem Rusya’da hem de yurt dışında) altına dayalı BRICS para birimi alternatifini tartışan çok sayıda makale çıktı. Grubun tüm üye ülkelerinin oldukça büyük değerli metal rezervlerine sahip olması bu alternatifin lehine. Dünya Altın Konseyi’nin resmi altın rezervlerinin büyüklüğüne ilişkin son verileri (2023 birinci çeyrek sonu itibariyle, ton başına) şöyle:
Rusya Federasyonu: 2 bin 299;
Çin: 2 bin 11;
Hindistan: 787;
Brezilya: 130;
Güney Afrika: 125.
Beş ülkenin toplamı 5 bin 352 ton. Altın rezervleri açısından ülkeler sıralamasında Rusya beşinci, Çin altıncı ve Hindistan dokuzuncu sırada yer alıyor. Değerli metal üretimi açısından Çin dünyada ilk sırada yer alırken onu Rusya izliyor. Altın madenciliği yapan ilk on ülke arasında Güney Afrika (sekizinci sıra) ve Brezilya (onuncu sıra) da bulunuyor. Görünüşe göre bunlar ortak BRICS altın para biriminin çıkarılmasını organize etmek adına fena önkoşullar değil. Ayrıca BRICS, dünya GSYİH’sinin yaklaşık dörtte birini ve dünya ticaretinin beşte birini oluşturuyor.
Ancak BRICS altın para birimi projesinin gerçekleşmesinden şüphe duyulmasına neden olan pek çok “ama” var. Genel “ama”lardan (herhangi bir durumda tek bir BRICS para biriminin yaratılmasını engelleyen şeyler) bazıları “BRICS Para Birimi: “Proje” mi “tasarım” mı?" başlıklı makalede halihazırda yazmıştım. Hatırlatmama izin verin: BRICS ülkelerinin coğrafi ve iktisadi ilişkileri zayıf ve ticaret esas olarak kendi aralarında değil, ABD ve diğer “kolektif Batı” ülkeleriyle yapılıyor. Blokun önde gelen üç ülkesi (Çin, Hindistan ve Rusya Federasyonu) ile Güney Afrika ve Brezilya arasındaki mal ve sermaye akışı yok denecek kadar az. Ve önde gelen üç ülke içinde bu akışlar dengeli değil (özellikle de Rusya için Çin ve Hindistan ile). Çin ve Hindistan arasındaki ilişkilerin son derece gergin olduğunu söylemeye de gerek yok.
Tek bir para biriminin uygulamaya konulması konusunu ciddi bir şekilde tartışmaya başlayabilmek için, gruba üye ülkelerin ticari ve iktisadi entegrasyonu konusunda geniş çaplı çalışmalar yapılmalı. Önemli bir tarihsel emsali hatırlatmama izin verin. Sosyalist kamp ülkeleri arasında tek bir uluslarüstü para birimi olan konvertibl ruble kullanılmaya başlanmıştı. Bu 1 Ocak 1964 tarihinde gerçekleşmişti. CMEA (Karşılıklı İktisadi Yardımlaşma Konseyi) on beş yıl önce, 1949 yılında kurulmuştu. Sosyalist kamp ülkeleri on buçuk yıl boyunca CMEA çerçevesinde ticari ve iktisadi entegrasyon üzerinde çalıştılar ve ancak bundan sonra karşılıklı anlaşmalarda tek bir para birimi uygulamaya karar verdiler.
BRICS’in para birimi hiçbir şekilde altın olmamalı. Tüm ciddi uzmanların söylediği bu. Her şeyden evvel, tarihte altının bir uluslar üstü para biriminin kullanılmadığı gerçeğine dikkat etmeliyiz. CMEA’daki konvertibl ruble altın değildi, Avrupa Ekonomik Topluluğu içindeki ortak para birimi “ecu” da altın değildi. Son olarak, AB içindeki avro da altın değil.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra altın standardının yerine Amerikan doları geçti. Bretton Woods’da 1944 yılında düzenlenen uluslararası konferansta altın-dolar standardının uygulanmasına karar verildi. Ulusal para birimi “Amerikan doları” aynı zamanda uluslararası para işlevlerini de yerine getirecekti. Bu amaçla Amerikan doları altına sabitlendi. İlk olarak, bu sabitleme doların katı bir altın paritesiyle —altının troy onsu başına 35 dolar— ifade edildi. İkinci olarak dolar, ABD’nin resmi altın rezervine sabitlendi. İkinci sabitleme, Amerikan dolarının Fort Knox rezervlerindeki altınla serbestçe takas edilmesi anlamına geliyordu.
Peki altın-dolar standardı ne kadar sürdü? İlk olarak, geçen yüzyılın 50’li yıllarının sonu ve 60’lı yıllarının başında tam anlamıyla işlerlik kazandı. Bu dönemde ABD’nin ticaret dengesi pozitiften negatife döndü. Amerikan doları ancak o zamandan itibaren kayda değer miktarlarda ABD’yi terk etmeye ve diğer ülkelerde birikmeye başladı. Ve daha 1960’ların ortalarında, yabancı “yeşil banknot” sahipleri, karşılığında değerli metal talep ederek bunları ABD Hazinesine aktif olarak sunmaya başladılar. Fransa Cumhurbaşkanı de Gaulle’ün altınla takas etmek üzere birkaç milyar Amerikan doları sunuşunu herkes iyi hatırlayacaktır. De Gaulle’den sonra ABD, çeşitli bahanelerle kimseye Fort Knox stoklarından altın vermedi. Ve 15 Ağustos 1971’de Başkan Richard Nixon yüksek sesle ABD’nin Amerikan doları karşılığında altın takasını “geçici olarak” askıya alacağını açıkladı. Amerika, “yeşil banknot” sahiplerinin ABD’nin altın rezervini (1970’lerin başında yaklaşık 10 bin tondu) hızla çarçur etmesinden korkuyordu.
Daha sonra doların altınla takas edilmesi konusunda herhangi bir değişiklik yapılmadığı aşikâr. Ocak 1976’da Jamaika’da düzenlenen uluslararası konferansta altın-dolar standardının kaldırılmasına ve yerine banknot-dolar standardının getirilmesine karar verildi. De jure olarak altın-dolar standardı yaklaşık çeyrek yüzyıl sürdü. Peki ya fiili olarak? 1960’ların ilk yarısında beş yıldan uzun sürmedi.
Dolayısıyla, altın-dolar standardından çıkarılacak ders son derece basit: altın para birimine geçen bir ülke kendisini tehlikeli bir konumda bulur. Altına güvenerek para biriminin statüsünü ve önemini kayda değer ölçüde artırmaya çalışır ama altın rezervini çok hızlı bir şekilde kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. BRICS ülkelerinin ortak altın para birimini tasarlamaları ve uygulamaya koymaları halinde altın rezervlerini kısa sürede kaybedecekleri açıktır. En iyi ihtimalle bu altınlar BRICS ülkelerindeki banka ve şirketlerin kasalarına taşınacaktır. Ve büyük olasılıkla altın BRICS’in dışına da çıkacaktır. Mesela ABD’deki Fort Knox’a.
Fakat bu risklerin yanı sıra BRICS altın para birimi projesinin pek çok teknik zorluğu bulunuyor. Mesela şu soru beliriyor: BRICS para birimini destekleyen altın nerede ve nasıl saklanacak? Şu anda depolandığı kasalarda mı kalacak yoksa merkezi bir depolama mı yapılacak? Uzmanlar camiası şöyle bir alternatifi dahi dile getiriyor: BRICS ülkelerinin altınları tarafsız bir ülkenin topraklarında toplanmalı. Bu ülke için çoğunlukla İsviçre anılıyor. Bu tür fikirler için kullanılabilecek en hafif kelime “fantezi” olacaktır.
Yukarıda da belirttiğim gibi bugün Rusya’nın Çin ve Hindistan ile ticaret dengesizlikleri var. Rusya rezervlerinde yuan ve rupi biriktiriyor ve ticaret ortaklarımız bundan oldukça memnun. Ticaret açıklarını kapatmak için Rusya’ya altın göndermek zorunda kalırlarsa pek de hoşnut olmayacaklardır. Bu arada, Çin’in ülkeden değerli metal ihracatı konusunda gayri resmi bir yasağı var. Hindistan’da da altın ihracatı konusunda katı kısıtlamalar mevcut. (Çıkarılan altının çoğunun kaçtığı) Rusya’nın aksine Çin ve Hindistan, ithalatı pahasına da olsa değerli metal biriktirme konusunda tutarlı bir politika izliyor.
Bu yıl 20 Temmuz’da International Man, “Is the gold standard coming back? Doug Casey on the BRICS gold-backed currency” (“Altın standardı geri mi geliyor? Doug Casey’den BRICS’in altın destekli para birimi üzerine) başlıklı bir makale yayımlamıştı. Makalenin yazarı Doug Casey Amerikalı bir iktisatçı, serbest piyasa savunucusu ve pek çok finansal çok satan kitabın yazarı. Bu arada kendisi altın para birimin de destekçisi. Ve hatta daha radikal bir şekilde, değerli metalle desteklenen kâğıt (elektronik) parasal işaretler şeklinde değil, doğrudan fiziksel metal kullanımı ve fiyatların gram (ons) altın cinsinden ifade edilmesi şeklinde. BRICS’in altın para birimi projesini diğer kanattan eleştiriyor: “Elbette başlangıçta yeni para birimi nominal olarak altınla desteklenecek; öyle olmak zorunda, zira bu hükümetlerin hiçbiri birbirine güvenmiyor. Ama hangisine altın tutma ve kullanma konusunda güvenilebilir? Hiçbirine. Dolayısıyla, başta her şey yolunda olabilir ama sonunda her şey dağılacaktır.”
Genel manada hangi açıdan bakarsanız bakın, sonuç aynı: BRICS altın para birimi bir proje değil, “tasarımdır” (yani fikir pratikte gerçekleştirilemez). Yalnızca BRICS para birimi (altın değil) bile bir “tasarımdır”. Diğer alternatifler tartışılmalı ve üzerinde çalışılmalıdır. Bunlar karşılıklı ticarette yerel para birimlerinin kullanılmasıyla ilgili alternatiflerdir. Ayrıca, ikili ve çok taraflı takasın yeniden kurulmasıdır (geçen yüzyılda sadece sosyalist kamp ülkelerinde değil, Batı’da ve gelişmekte olan ülkeler arasında da son derece yaygındı). Asıl önemli olan yeni bir para biriminin yaratılması değil, BRICS üyesi ülkeler arasındaki ödeme ve takas işlemlerinin iyileştirilmesidir. Yeni para biriminin meraklısı gibi görünen Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina bile temkinliydi: “Bu pek çok tarafın mutabakatını gerektiriyor, hiç de basit bir proje değil.” Nabiullina, iş dünyasının artık birleşik bir ödeme sistemine çok daha ihtiyaç duyduğunu da sözlerine ekledi.
Bu arada, kırklı yıllarda (BRICS grubu ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra), grup içinde SWIFT’e alternatif bir sistem oluşturulması konusunda tartışmalar başlamıştı. O zamandan bu yana, tüm BRICS ülkeleri için ortak olan böyle bir sistemin oluşturulması konusunda neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Rusya SPFS (finansal haberleşme sistemi) adında kendi sistemini oluşturuyor, Çin kendi sistemini (CIPS) oluşturuyor ve Hindistan da yakın zaman evvel SWIFT’e alternatifini duyurdu.
Pek çok kişi BRICS altın para birimi projesinin bir “fantezi” olduğunu söylüyor. Freedom Finance Global’in önde gelen analistlerinden Natalya Milçakova, bu konuda şunları söylüyor: “Batı medyasında çıkan haberlere göre, bu yılın ağustos ayında düzenlenecek olan BRICS zirvesinde, grubun altınla desteklenen ortak bir para birimi oluşturacağı duyurulabilir. Daha önce Brezilya Devlet Başkanı bu tür ilkelere dayalı ortak bir para birimi yaratmanın öneminden söz etmişti. Ancak bizim görüşümüze göre bunun ortaya çıkması pek mümkün değil. Bretton Woods sisteminin çöküşünden bu yana hiçbir ülke ya da devletlerarası ittifak altın destekli bir para birimi yaratmayı başaramadı.”
Fakat bir girişim sermayesi kurucusu olan Aleksey Muraşev daha açık sözlüydü: “Altın standardı temelinde bir para birimi yaratılacağını ya da rublenin altın standardına sabitleneceğini işitiyorsanız yüzde 99,9 olasılıkla palavra yiyorsunuz demektir.”
BRICS altın para birimi konusu hem BRICS üyesi ülkelerde hem de grup dışında neden bu kadar aktif bir şekilde tartışılıyor? Bazı uzmanlara göre bu siyasi ya da propaganda amaçlı bir eylem. Mesela şöyle bir görüş var: “BRICS ortak para biriminin tek gerçek anlamı propaganda. ABD ve Avrupa’ya kendi para birimlerinin kullanımıyla ilgili daha az yaptırım uygulamaları için baskı yapma teşebbüsü. Rusya ve Çin bu konuyla ilgileniyor. Diğer ülkeler de kendilerini küçük menfaatler karşılığında yeni bir para birimi fikrinden vazgeçmeye ikna edecek ABD elçilerini memnuniyetle kabul edecektir.”