Zelenskiy, dostlarının ve hasımlarının köpek balıklarıyla dolu sularında yüzüyor
"Ukrayna’nın Rusya kabusunun üzerinde bir Amerika problemi var."
Çevirmenin notu: Kazakistan’daki başarısız darbe girişiminin ardından Rusya’nın Ukrayna’yı istila edeceği yönündeki korku tellalığı yeniden hız kazandı. Fakat Batı’dan gelen telaş dolu mesajlara rağmen Kiev yönetiminin görece ihtiyatlı davrandığı görülüyor. Batılı ana akım medyanın tedrisatından geçmiş gazeteciler arasında yer alan Leonid Ragozin, bne IntelliNews’te yayımlanan yazısında, muadillerinden beklenmeyecek düzeyde aklıselim bir şekilde, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy yönetiminin ihtiyatlı tavrının sebebini, başkanın rakipleriyle ve bir dizi sermayedarla yaşadığı çatışmayı da kısa ve öz biçimde anlatarak açıklıyor.
Zelenskiy, dostlarının ve hasımlarının köpek balıklarıyla dolu sularında yüzüyor
Leonid Ragozin — bne IntelliNews
27 Ocak 2022
Ukrayna Güvenlik Konseyi Başkanı Aleksey Danilov’un Kremlin’e taviz vermekle suçlanabilmesi zor. 2021’in başında, Putin’in Ukrayna’daki adamı, Muhalefet Platformu’nun Siyasi Konsey Başkanı Viktor Medvedçuk’a dönük yaptırımları imzalayan oydu. Bu, Ukrayna ve ABD’nin 2014-15’te ülkenin ayrılıkçı Donbass bölgesinde yaşanan savaşın sıcak aşamasından sonra kurulan hassas dengeyi değiştirmeye yönelik koordineli bir girişimi andıran şeyin unsurlarından biriydi.
Diğer unsurlar arasında Minsk Anlaşmalarını Ukrayna’nın lehine çevirmesi için Rusya’ya baskı uygulamak, Ukrayna’nın NATO’ya dahil olması yönünde baskı uygulamak, Kuzey Akım-2 projesini rayından çıkarmak, Rusya’ya Karadeniz’de meydan okumak ve Kırım’ı uluslararası ajandaya yeniden sokmak yer aldı. Bu politika hedefleri, Atlantic Council’in 2021 mart ayının başlarında yayımladığı Biden idaresine yönelik strateji listesinde vardı.
Biden’ın başkanlığının ilk 2 ayında Ukrayna’nın tavrında gözlenen bu ani değişim, muhtemelen aynı ayın sonunda Rus birliklerinin Ukrayna sınırına yığılmasının nedeniydi. Tehditkar tavırları halihazırda devam ediyor. Bölge siyaseti ve Putin’in üslubu hakkında daha iyi bilgiye sahip gözlemciler, bunu Rusya’nın müzakerelerdeki pozisyonunu destekleyen ama savaşla neticelenmesi muhtemel olmayan bir güç gösterisi olarak görüyorlar. Beyaz Saray bunu, en azından kamuoyu huzurunda, yakın bir işgal tehdidi olarak yorumlamayı tercih etti.
Her şeyin başlangıcından 1 yıl sonra Ukrayna ile ABD neredeyse hiç aynı dille konuşmuyor.
24 Ocak’ta BBC’ye mülakat veren Danilov, Batılı müttefikleri Rus işgali olasılığını abartarak panik yaymakla suçladı. Başta ABD ve Birleşik Krallık tarafından körüklenen korku tellallığının Ukrayna’ya zarar verdiğini ve Putin’e yaradığını iddia etti. Ayrıca bu çığırtkanlığın, geldiği ülkelerin iç ve bölgesel siyasetteki kaygılarından kaynaklanıyor olabileceği yönünde bir spekülasyon yaptı.
Batılı müttefiklere desteklerini dile getirdikleri ve Rus saldırganlığını püskürtmek üzere silah gönderdikleri için teşekkür ederek, onları Ukrayna’yı manipüle etmeye kalkışmamaları konusunda uyardı.
Hatta Danilov 30 Ekim’de Washington Post’un ABD’de, Ukrayna’da savaş riskinin yüksek olduğunu vurgulayan geniş çaplı panikçi yazı ve resmi açıklama dalgasının ilk örneği olan makaleyi yayımlamasının ardından gazeteye itiraz etmeye çalıştığını belirtti. Ancak gazetenin, kendisine kulak asmadığını söyledi.
Washington Post’un makalesi, ekim ayında Ukrayna sınırı yakınlarına konuşlandırılan Rus birliklerinin sayısında ciddi bir artış olduğunu iddia eden kimliği belirsiz Amerikalı yetkililerin yorumlarına dayanıyordu. Bu yorumlar, takip eden birkaç hafta içinde istila anlatısının gür sesli bir savunucusu olarak meydana çıkan askeri analist Michael Kofman tarafından da tekrar edildi. [Çevirmenden bir not daha: Kofman hakkında detaylı bilgiye şuradaki yazıdan erişebilirsiniz.] Fakat aynı zamanda makale, Danilov’dan sınıra yığılan Rus birliklerinin sayısının bahardaki tahminle aynı ve hatta daha düşük, 80 bin ila 90 bin arasında olduğu şeklinde anlatının bayraktarlarıyla çelişen bir alıntıyı da içeriyordu.
Yazının sonrasındaki haftalarda Başkan [Joe] Biden ve Dışişleri Bakanı [Antony] Blinken de dahil olmak üzere üst düzey Amerikalı yetkililer, alarm sesini gözlemcilerin anlattığı 1962 Küba krizinin tekrarı seviyesine yükseltti. Kremlin soğuk tavrını korudu ve yaklaşan işgal iddialarını “çılgınlık” olarak nitelendirdi.
Ocak ayının sonlarına doğru Amerikalı yetkililer, Putin’in bu kasvet dolu öngörüleri hayata geçirememesinden rahatsız olmuş gibi konuşmaya başladılar. Başkan Biden, 20 Ocak’ta “Bir şeyler yapması lazım” demişti.
Danilov, işgal aldatmacasını hafifsemeye çalışan tek Ukraynalı yetkili değil. 18 Ocak’ta Dışişleri Bakan Dmitriy Kuleba, Ukraynalıların “korku hikayeleriyle” galeyana getirilmemesi konusunda uyardı. Ertesi gün Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rus saldırganlığının yinelenmesi riskinin, Putin’in Kırım’ın işgal edilmesi talimatını verdiği ve Donbass’taki kanlı savaşı kışkırttığı evvelki 8 yıldaki herhangi bir dönemden daha yüksek olmadığını söylediği bir video mesaj yayınladı. Ukraynalıların panik yaratmaya çalışan manipülatif mesajlara kanmak yerine sakin ve ihtiyatlı olmaları gerektiğini dile getirdi.
Ukrayna hükümetinin Batılı müttefiklerinden çok daha ölçülü olmasının nedeni, ekonomiye dair endişeler. Yılın başından bu yana grivna, ana makro-ekonomik göstergeler bir temerrüt olasılığına işaret etmese de bugüne kadarki değerinin yüzde 4,5’ini kaybederek 23 Ocak itibarıyla 28,83’e — son 4 yılın en düşük seviyesi — geriledi.
Rus piyasaları da tamamen aynı eğilimleri gösteriyordu fakat Ukrayna, Rusya gibi büyük altın ve döviz rezervleriyle iftihar edebilecek durumda değil; ki bu da çok daha ciddi felaketlerle burun buruna kalmasına mahal verecek.
Ancak ekonomi, Ukrayna’nın temkinli olmasının gerekçelerinden yalnızca bir tanesi. Askeri risklere ilişkin analizler, yaklaşmakta olan istila anlatısını körükleyen Amerikalı ve İngiliz yetkililere kılavuzluk eden analizlerle de taban tabana zıt.
Ukrayna Savunma Bakanlığı’na yakın bir düşünce kuruluşu olan Center of Defense Strategies tarafından hazırlanan bir rapor, “yakın vadede Ukrayna’nın büyük kısmının ya da tamamının ele geçirileceği türden topyekun bir işgalin, sadece önümüzdeki haftalar için değil, 2022 yılı boyunca olası görünmediği” sonucuna varıyor.
Rapor, her ne kadar Ukrayna sınırı yakınındaki Rus askerlerinin sayısını, yaygın olarak belirtilenden yaklaşık yüzde 30 daha yüksek şekilde 127 bine çıkarsa da bu sayıda her şeyin başladığı nisan ayından bu yana herhangi bir artış olmadığını da öne sürüyor. Bu, ABD’nin işgal korkusunu tetikleyen ekim ve kasım aylarındaki büyük artış iddialarıyla doğrudan çelişiyor.
Ukraynalı analistlere göre mühim olan Rusya’nın henüz geniş çaplı bir harekat yürütecek gücünün olmaması, zira sağlık ekipleri gibi işgal açısından gerekli kritik unsurlardan bazıları resimde görünmüyor.
Fakat Ukrayna’nın ihtiyatlılığını izah eden daha hassas ve temel bir konu var. ABD ile anlaşmak Zelenskiy için başkanlığının ilk gününden beri ve hatta onun öncesinde de hiç kolay olmamıştı. DC seçkinleri, 2018’deki ve 2019’un başlarındaki devlet başkanlığı seçim kampanyası esnasında Putin ile uzlaşı arayışı, Ukraynalıların NATO üyeliğine sonucunu tahmin etmesi zor bir referandumla karar vermesine izin verme düzlüğünde koşan ve Rusça konuşan komedyen hakkında yüksek derecede küçümseme sergiledi.
Seçimde mağlup olan taraf, görevdeki Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko, onur kırıcı yenilgisinden önceki son aylarını, Ukrayna’nın NATO’ya girme hedefini ilan eden anayasa değişikliğini ve ayrıca Rus dilinin eğitimde ve günlük hayatta kullanımını ciddi biçimde sınırlayan ayrımcı ve etno-millliyetçi kanunu yürürlüğe koymaya harcarken alkışlanmıştı.
Poroşenko, tüm bunların “kırmızı çizgiler” olduğunu ilan etmeyi sürdürdü ve yeni Devlet Başkanı Zelenskiy’i, Ukrayna genelinde eşi benzeri görülmemiş bir desteğe sahip olmasına rağmen, bunlardan herhangi birini değiştirme yoluna giderse yeni bir devrimle tehdit etti. Milliyetçi aktivistler ve savaş gazilerinden oluşan militan bir azınlığın darbe tehdidi, başkanlık dönemi boyunca Zelenskiy’in yakasını bırakmadı.
Zelenskiy’e Joe Biden ve oğlu Hunter’a yönelik suçlamaları desteklemesi için baskı yapmaya çalışan ve Maydan devrimiyle devrilen eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç kampından bir oligarkın şirketinde çalışmış olmasına tutunan Donald Trump’a değinelim. Trump, Ukrayna Devlet Başkanı’na Ukrayna’nın kendisini Rusya’ya karşı müdafaa etmek için ihtiyaç duyduğu askeri yardımı vermeyi reddederek zorbalık etmeye kalktı.
Biden’ın Trump’a karşı kazandığı zafer, ABD liderliğinin Ukrayna’ya Rusya ile küresel rekabetinde ve iç siyasi çekişmelerinde kullanacağı bir sarf malzemesi olarak değil, gerçek bir müttefik gibi davranmaya başlayabileceğine dair umutları yeşertti.
2020’deki ABD seçimlerinden evvel yeni görevden alınan eski Ukrayna Başbakanı Aleksey Gonçaruk ABD’ye gitti, uzunca bir tura çıkarak Ukrayna ve Amerikalı müttefiklerinin, Trump sonrası daha iyi koordine edilmiş bir ortak stratejiye zemin hazırlama girişimi gibi görünen biçimde siyaset ve iş dünyasındaki liderlerle görüştü.
2021’in ilk gününde yayımlanan bir haberde National Interest’e, “Ocak ayında bu faaliyetlerin bazı sonuçlarını göreceğinizi düşünüyorum” diye konuştu.
Bu sonuçlar Zelenskiy’in Medvedçuk ve onun televizyon kanallarına baskı yapması, NATO üyeliği için geniş çaplı bir kampanya başlatması ve Rusya ile ihtilafta daha önceki güvercin ve uzlaşmacı tutumunu tamamıyla radikal bir biçimde terk etmesi şeklinde çarçabuk gün yüzüne çıktı.
Yeni tutumu, Biden yönetimine yakın düşünce kuruluşları ve lobicilerden, özellikle de en büyük bağışların bir bölümünü Ukraynalı oligarklardan alan Atlantic Council’den destek buldu.
Kibar bir dille söylemek gerekirse, bu bir başarı değildi. Belki de Putin’in bu plana yönelik sert tepkisi hiçbir zaman hesaba katılmadığı için Zelenskiy, Atlantic Council’in Mart 2021’de Biden yönetimi için yayımladığı stratejide öngörülenler konusunda tek kelimeyle hiçbir şey elde edemedi.
Rusya’nın Donbass’ta uzlaşıyı reddederek “uzlaşmazlık” sergilemesi durumunda vaat edilen NATO üyeliği eylem planı, Kremlin’in azami düzeyde uzlaşmazlık sergilemesine rağmen hayata geçmedi. Almanya’da seçimi Yeşillerin kazanacağı ve Kuzey Akım-2 projesini rayından çıkaracağı umutları da tuzla buz oldu.
Daha da kötüsü Zelenskiy, yıl boyunca güvenlik kurumunun Poroşenko’ya yakın radikal kesiminin Vagnergate olarak tabir edilen hadise üzerinden azil süreci başlatma girişimine vakit ve dikkatinin kaydadeğer bir bölümünü feda etmek zorunda kaldı. Zelenskiy’in, Ukrayna askeri istihbaratının kötü şöhretli Vagner grubuna bağlı paralı askerleri taşıyan Türk yolcu uçağının zorunlu inişini tasarladığı çılgın planını son anda iptal ederek vatana ihanet ettiğini iddia ettiler. [Bir not daha: Konunun detaylarına şuradan bakabilirsiniz.] Hadise, — Zelenskiy’in eylül ayında susturmak zorunda kaldığı — askeri istihbarat şefinin aleni isyanıyla sonuçlandı.
ABD, “yaklaşan” Rus saldırganlığı nedeniyle kırmızı alarm moduna geçtiğinde Zelenskiy, şüphesiz iç politika ve darbe tehdidiyle daha fazla meşguldü. Oligark Rinat Ahmetov ve eski Devlet Başkanı Poroşenko gibi düşmanlarını Rusya’ya ilişkilendirmeye çalışırken kafa karışıklığı yaşadı, ki arkalarında herhangi bir büyük güç varsa bunun ABD olacağı aşikardı.
Ahmetov, Atlantic Council’in en büyük sponsorlarından biri. Poroşenko’yu destekleyen ve yeni bir Maydan tehdidini canlı tutan militan sokak hareketi, CIA’in gözetiminde Kuzey Amerika’ya sığınan Nazi işbirlikçileri tarafından oluşturulan diaspora örgütleriyle doğrudan bağlantılı aktivist ve eski güvenlik yetkilisi Andrey Levus tarafından yönetiliyor.
Ukraynalılar, tehdidin gerçek seviyesiyle uyuşmayan radikal söylemleri ve cesur Ukraynalıların Batı’nın davası adına savaşıp ölmesinden duydukları coşkuyla ABD ve Birleşik Krallık’ın, Rusya’yı yıkıcı bir savaşla batağa saplamak için Ukrayna’yı tekerleklerin altına atmaya hazır olduğundan kuşkulanmak için yeterli gerekçeye sahip. “Yeni Çeçenistan Savaşı” vizyonu Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson tarafından gündeme getirilmişti. Obama yönetiminin eski yetkilisi Evelyn Farkas, ABD’yi yeni bir “gönüllüler koalisyonu” kurmaya ve Ukrayna konusunda Rusya ile doğrudan çatışmaya girmeye davet edecek kadar ileri gitti.
Zelenskiy’in, müttefiklerinin onu bir ayak bağı olarak gördüğüne inanması için de iyi gerekçeleri var. Julia Ioffe’nin Puck’ta yazdığı gibi, “Beyaz Saray ve Demokrat müttefikleri, Devlet Başkanı Zelenskiy ile neredeyse dalaşacak duruma geldi”. Biden yönetimi ve Kongre’den Ioffe’ye konuşan üç kaynak, Ukrayna Devlet Başkanı’nı “sinir bozucu, çileden çıkartan ve zarar veren” olarak nitelendirdi.
Ukrayna’nın Rusya kabusunun üzerinde bir Amerika problemi var. Değil milli liderlik, profesyonel bir siyasetçi olmak için bile hiç hazırlanmamış olan Zelenskiy, büyük güçlerin ülkesini savaş alanına çevirmesine engel olmak için en üst düzeyde mahareti sergilemek zorunda.