Süslü Ursula
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Batı siyasetinin cümbüşlü görüntüsünün ne derece sahte olduğunu anlatmak açısından fevkalade bir şahsiyet.
Yolsuzluk… Her yerde olan ama seçmece yapılarak zamana ve duruma göre basına yansıtılan vakalar. Nedense en ağır yolsuzlukların Rusya’da döndüğü bilinir, adı öyle çıkmıştır.
Ursula von der Leyen, Almanya’nın savunma bakanı olarak görev yaptığı dönemde yüz milyonlarca euroluk kamu varlığını hiç etti ama hapse atılmadı, terfi aldı.
Pandemi döneminde 70 milyar eurodan fazla parayı tek kalemde Pfizer’ın eline saydı; ne ihale açıldı ne de müzakere süreci yürütüldü, karar Whatsapp mesajlaşmasında alındı ve uygulandı. Ursula, devlet erkanının yaptığı yazışmaların arşivlenmesine yönelik kuralı ihlal ederek sohbet geçmişini sildi.
Aynı şekilde Ursula’nın eşi Heiko von der Leyen’in [ikinci bir Özer Çiller vakası, eşinin soyadını kullanıyor] tesadüf eseri 2020’den bu yana, mRNA teknolojisi üzerinde çalışan ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Orgenesis’in tıbbi direktörlüğüne gelmesi de hiç ilgi görmedi.
Geçen hafta eski Rusya Başbakanı ve mevcut Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, aktif paylaşım yaptığı Telegram kanalından Alman Şansölyesi Olaf Scholz ve Ursula’yı hedef aldı:
“Ursula ve Olaf hakkında,
Ursula von der Leyen teyze, çocuksu olmayan bir coşkuyla ilaç şirketi Pfizer’dan 71 (!) milyar euroya 4,6 (!) milyar doz Kovid aşısı satın aldı. Bu, her AB vatandaşı için on doz aşı demektir. Ölçek akıllara durgunluk verici. Ama anlaşılabilir. O bir jinekolog, Avrupa Komisyonu Başkanı ve şu anda büyük ilaç endüstrisinin temsilcisi. Göz kamaştırıcı, cesur bir kadın. Hiçbir şeyden korkmuyor.
Avrupalılar, bu iki akıllı insanın — jinekolog AB Komisyonu Başkanı ve eşi [bir ilaç şirketinde çalışıyor] — bu astronomik nakit toplamının ne kadarını elinde tuttuğunu bilmiyor.
Dr. Ursula, hoşgörülü milletvekillerini hiç üzmüşe de benzemiyor. Daha iyi bir şeyi hak ediyordu; Avrupa’nın minnettar vatandaşlarından ödül…
Kuduz Truss, kamu maliyesinin rekor hızdaki çöküşü nedeniyle Nobel Ekonomi Ödülü’nü hak ediyorsa Ursula von der Leyen de aşılarda en yüksek kalitede para israfı nedeniyle Nobel Tıp Ödülü’ne adaydır.
Ve Avrupalı politikacıların şu anki seviyesi hakkında bir şey daha…
Şimdi hükümette arkadaşı Baerbock’un yerini kapan Scholz, ülkemizi savaşta açlığı ve enerjiyi kullanmakla suçlamak gibi kirli bir yola saptı.
Bu konuda konuşmak kesinlikle Alman Şansölyesi’nin işi değil. Ülkesinin Nazi dönemini ve ülkemizin savaş, açlık ve soğuktan ölen 30 milyon vatandaşını hatırlamalıdır.”
Savunma Bakanı Ursula
Almanya’daki danışman skandalı, yaşandığı dönem epey konuşulmuştu. Savunma Bakanı olarak görev yaptığı dönemde von der Leyen, danışmanlık firmalarına yasadışı olarak birkaç yüz milyon euro ödeme yaptı. Mevzuatın öngördüğü ihaleler yapılmadı ve bazıları günde 2 milyon euro ücret alan kimi danışmanların Savunma Bakanlığı binasında kendi ofisleri dahi mevcuttu.
Berlin’i müşterisi yapan McKinsey’di ve ne tesadüf ki Ursula’nın oğlan David, şirketin San Francisco şubesinde iyi bir koltuk kaptı.
Hatta Ursula, McKinsey’den gelen talimatları ilgililere iletmesi için Katrin Suder adında bir sekreter tuttu. Katrin daha sonra federal hükümette kariyerine devam etti ve olayı araştıran Meclis Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadede ilk önce hiçbir şey hatırlamadığını, sonra da yasadışı olarak verilen talimatlarla hiçbir ilgisi olmadığını iddia etti.
McKinsey ve diğer firmalar, ödemesini peşin peşin aldıkları projeleri tamamlamadı da. Ve bir süre ortadan kaybolan Ursula, daha sonra AB Komisyonu başkanlığına terfi etti.
Bu arada, Alman yargısının bağımsız olmadığını vurgulayan bizzat Avrupa Adalet Divanı’ydı, anımsatmak gerekirse. Bunu 27 Mayıs 2019 tarihli kararda okuyabilirsiniz.
Yeşil Mutabakat
Yeşil Mutabakat, Ursula von der Leyen AB Komisyonu şefiyken yürürlüğe kondu. Ve iklim değişikliğiyle mücadele için bir trilyon euro bütçe ayrıldı. Bu para; rüzgar türbinleri, güneş sistemleri, elektrikli arabalar için şarj istasyonları, bina yalıtımı, enerji verimliliği vb. projeleri uygulayacak şirketlere gidecekti.
İklim değişikliğine karşı sözde mücadele her şeyden önce fazlaca kazançlı bir iş modeli.
Bunu biliyor olan Bill Gates, 2015 yılında diğer milyarderlerle [Jeff Bezos, Mike Bloomberg, Richard Branson, George Soros ve Mark Zuckerberg dahil] Breakthrough Energy yatırım fonunu kurdu.
Fon, AB ve ABD’nin iddialı programlarının uygulanması halinde iklim değişikliğine karşı sözde mücadelede uzun vadede büyük paralar kazanacak şirketlere yatırım yapıyor.
Yedirirler mi? Sonrasında Bill Gates ve Ursula, Brüksel ile Breakthrough Energy arasında bir ortaklık ilan ettiler ve birlikte küçük bir tanıtım videosu hazırladılar. Yani, ayrılan bir trilyon euronun akacağı yeri tebliğ ettiler.
Avrupa vatandaşı vergi mükelleflerinin parası emin ellerde. Danışman skandalı ve aşı anlaşmasının da kanıtladığı gibi, delil karartmada da tecrübeli.
Bunların hiçbiri yeni hadiseler değil ve medya, uzun zamandır eğip başını usul usul yürüyor.