"Sırbistan Türkiye üzerinden Ukrayna'ya mühimmat gönderdi" iddiaları: Yalan mı gerçek mi?
"Vucic, kendisinin günah keçisi ilan edilmesine izin vermeyecek; bunun için fazla tecrübeli, kurnaz ve kaypak bir politikacı."
Çevirmenin notu: Son günlerde Belgrad’ın Türkiye üzerinden Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine Grad füzesi sevkiyatı yaptığına dair iddialar ortaya çıktı. Duygusal kontrolü zayıf olmasıyla bilinen Sırp Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic, duygu yüklü bir açıklamayla söz konusu haberleri yalanladı. Fakat benzer bir süreç Bulgaristan’da da işlemişti ve nihayetinde mafya filmlerini aratmayan bir kaçakçılık ağıyla son bir yıl içinde Ukrayna’ya Bulgar fabrikalarından devasa miktarda mühimmat gönderildiği ortaya çıktı. Bulgaristan’da yaşanan sürece ve tartışmalara dair şuradaki anlatım faydalı olabilir. Balkanların Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Avrupa ve merkez Asya’nın en büyük silah kaçakçılığı arteri haline geldiği bilindik bir şey. Bununla beraber Kosova geriliminin yeniden hortladığı ve Moskova’ya yaptırım uygulama yönünde Brüksel’den Belgrad’a uygulanan baskının arttığı da göz önüne alınırsa durum kafa karıştırıcı bir hal alıyor. Ruslar şimdilik kardeş Sırplara toz kondurmamakta.
Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin elinde Sırp silahları olduğu hakkındaki sahtekarlığın net bir amacı var
Dmitriy Bavırin — Vzglyad
8 Mart 2023
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic, Sırp savunma sanayisinin Türkiye üzerinden Ukrayna’ya füze tedarik ettiği yönündeki haberleri duygusal bir dille yalanladı. Sırp lider, bu sahte haberleri yayanları “yalancı” olarak nitelendirdi. Ancak ABD ve AB’nin Rusya konusunda Belgrad’a baskı yaptığı ve sonra aniden duraksadığı göz önüne alınırsa mevcut koşullarda kendisine güvenilebilir mi?
Rus tarafındaki pek çok makul şahsiyet bile Sırbistan’ın Ukrayna Silahlı Kuvvetlerini silahlandırdığı ve Kiev’e Grad sistemleri için üç binden fazla mühimmat tedarik ettiği haberlerine kandı. Görünüşe göre havada kalan bir şeyler var. Sırpların “zayıflaması” bekleniyordu; Batı, Belgrad’a oldukça agresif biçimde baskı yapmış ve bazı noktalarda başarılı olmuştu.
Cumhurbaşkanı Vucic, kısa bir süre önce Rus savaş uçaklarından vazgeçerek Fransız Rafale uçakları satın alacaklarını duyurdu. Resmi gerekçe, Rus MiG-29’larının Rusya aleyhindeki yaptırımlar nedeniyle bakımının artık zor olmasıydı. Vucic, Fransızların Sırbistan’a yaptırım uygulaması halinde [ki bu ilk defa olmuyor] ne olacağını belirtmedi.
Bu noktada Sırp mühimmatının üreticinin rızasıyla Türkiye üzerinden Ukrayna’ya gönderildiğine dair yalan haberler ortaya çıktı. Söz konusu ifşaatın kaynağı internete sızan belgeler gibi görünüyordu. Elbette bu belgeleri çok az insan okudu ama öfke o kadar büyüktü ki Smolensk Meydanına kadar ulaştı ve Belgrad’a silah sevkiyatı için resmi talepte bulunuldu.
Sırbistan, bunu önce Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yalanladı, ardından da Vucic bizzat açıklamada bulundu:
“Sırbistan mühimmat üretiyor ve satıyor. Çok sayıda savunma sanayii fabrikamız var. Mühimmat ürettiğinizde, bu her zaman savaş alanlarına ya da dünyadaki kriz bölgelerinde bir yerlere ulaşır. Ancak Rusya ya da Ukrayna’ya tek bir silah ya da mermi bile satmadık… Türkiye üzerinden ihracat yaptığımız söyleniyor. Malların bir kısmının savaş alanının her iki tarafına da gönderilme ihtimali olduğunu bildiğimiz için Türkiye’ye naklettiğimiz mühimmatın yeniden ihraç edilemeyeceği şartını ekledik. Sırbistan’ın uluslararası hukuka uyan yetkin son kullanıcıları var ve biz yalnızca onlara ihracat yapıyoruz… Gözyaşı damlası kadar temiziz... Türkiye’den gelen bazı silahların savaşan taraflardan birine gitme ihtimalinin farkındaydık ve onlara satılan silahların ihracatını yasakladık. Bizden daha ne istiyorsunuz, yalancılar!?”
Eğer bir mesuliyet varsa bunu Recep Tayip Erdoğan almalı. Vucic’in açıklaması bu şekilde anlaşılmalı. Ve kendisi söz konusu olduğunda ona itimat edilmeli.
En azından Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından önce bile “internette çıkan delilleri” sadece okumakla kalmayıp bir de teyit edenler, Sırbistan’ın yeniden ihracat izninin sahte olduğunu ve oldukça ilkel olduğunu itiraf ettiler. Giden veriler, şirketin adı, bakanın adı; her şey uydurmaydı.
Fakat Rus tarafının kuşkularını anlamak da kolay; “Biz öyle düşünmüyoruz ama hayat böyle…”
Örneğin Bulgaristan’da silahlı kuvvetlerin kullanacağı bol miktarda mühimmat vardı. Aynı Bulgaristan, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Sırbistan’ın bağımsızlığıyla aynı dönemde bağımsızlığını kazanan ve güney Slavlarını tek bir “bratuşka” adı altında birleştiren Bulgaristan.
Bu arada Sırplar bu kelimeyi anlamıyor ve kullanmıyorlar. Bulgarlar buna nispeten alışık. Ve hatta hala biraz daha “kardeşlik” taşıyorlar, bu yüzden çoğunlukla Kiev’e silah sevkiyatına karşı çıktılar, tıpkı seçkinlerin büyük kısmı gibi. Nihayetinde ikincisinin “gri bir plan” kapsamında Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine mühimmat tahsis ederek hem halkı hem de parlamentoyu kandırdığı ortaya çıktı.
İşin içinde açıkça ihanet var. Ancak kimsenin başına bir şey gelmeyeceği sanılıyor.
Ve Vucic de öyle olacak. Eğer şu an yalan söylüyorsa — ki eninde sonunda ortaya çıkar — iktidarda kalması pek mümkün olmaz. Sırp halkının özel harekata duygusal anlamda Bulgarlardan çok daha büyük bir bağlılığı var. Onlar için bu yalnızca Ruslara değil, kendilerine de ihanet olur. Orada bu tür şeylerin affı olmaz.
Fakat bu, Batı’nın Sırbistan’ın peşine düşmeyeceği ve Belgrad’ı Rusya aleyhinde yaptırımlar uygulamaya ya da Ukrayna’ya mühimmat tedarik etmeye zorlamayacağı anlamına gelmiyor [İhtiyaç söz konusu; kalibreleri kabaca aynı, Sovyet kalibresi]. Ancak Vucic, kendisinin günah keçisi ilan edilmesine izin vermeyecek; bunun için fazla tecrübeli, kurnaz ve kaypak bir politikacı.
Şayet “baskı” olursa Vucic gidecek, tüm kirli işler onsuz yapılacak ve ondan sonra “ülkeyi kurtarmak için” geri dönme şansı olacak. Bunu yapana kadar böyle bir yalan söyleme riskini almaz, o yüzden en kötü ihtimalle suçu üstlenmek zorunda kalacak olan hakikaten de Erdoğan olacak.
İfşa edilen belgelere gelince, son günlerde Sırbistan Cumhurbaşkanı ile ilgili tek yalan haber bu değil. Belgrad’ın sıkıştırıldığı ve yakında Rusya aleyhinde kısıtlamalar getirmeye zorlanacağı yönündeki hatalı bir alıntı oldukça yaygın bir biçimde dolaşıma sokuldu. Yine Balkanistler dışında pek çok kişi buna kandı. Gerçekte Vucic’in şu an tam tersini söylediğinin farkındaydılar; nihayet Rusya konusunda geride kalıyor ve Kosova’ya odaklanıyordu.
Görünüşe göre Batı onu “parçalara ayırma” kararı aldı: Daha evvel Vucic’e tek seferde iki ültimatom verilmişti. Nasıl karşılık verdiği ve böyle bir durumda sızlanmak dışında ne yapabileceği hala belirsiz ama henüz “bitmedi”.
Sırbistan ile ilgili tüm bu sahtekarlıklar Sırbistan’ı değil, bizi hedef alıyor. Bunlar enformasyon savaşının yaylım ateşi ve son günlerde sayıları gözle görülür şekilde arttı. Bunu Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Moral ve Psikolojik Harp Dairesi veya Ukrayna yanlısı başka bir propaganda bürosu tertiplemiş olabilir, fark etmez.
Önemli olan husus, bunun Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin ilan ettiği “bahar karşı taarruzu” evvelinde bir tür toplu hazırlık olabileceği. Amaç umutsuzluk tohumları ekmek ve Sırbistan sahtekarlığı örneğinde olduğu gibi kıyamet yanılsaması yaratmak. Bunu anlamak için siyaset bilimci olmaya lüzum yok: Siyasette en yakın müttefikler en son ihanet edenler olur, o da oyunu çoktan kaybettiyseniz.
Esasında Rus toplumunun böyle düşünmesi için bir neden yok. Sırp toplumu ise Ukrayna’daki ihtilafın erken bir zamanda çözülmesini ummakla birlikte çoğu bunun Rusya’nın zaferiyle sonuçlanmasını istiyor.
Sırbistan’da pek çok kişi zafer kazanılacağına inanıyor. Ve bundan şüphe duymamız için herhangi bir sebep vermek istemiyorlar.