Sahra Wagenknecht'in yeni sol muhafazakârlığı
"Emin olmak için henüz çok erken ama benim önsezim BSW partisinin solculuk yerine kültürel muhafazakârlık tarafını seçeceği yönünde."
Çevirmenin notu: Almanya’da Die Linke’nin (Sol Parti) huzursuz ekibi, son eyalet seçimlerindeki hezimetin ardından güzel bir zamanlamayla Sahra Wagenknecht İttifakı – Akıl ve Adalet için (BSW) partisinin kuruluşunu ilan etti. Parti şu an için dernek statüsünde olsa da ocak ayında resmi olarak partileşecek. Partinin siyasi yelpazede nerede konumlandığı ya da Wagenknecht’in ideolojik kimliği hala tartışma konusu.
Sahra Wagenknecht’in yeni sol muhafazakârlığı
Jeremy Cliffe
1 Kasım 2023
Avrupalı liderler Almanya’daki ayrılıkçı partiyi dikkatle izliyor.
Alman haber dergisi Focus’un son sayısının kapağında, Sahra Wagenknecht’in dudaklarında hafif bir gülümsemeyle çekilmiş siyah-beyaz bir fotoğrafının üzerinde “Sahra W’den kim korkar?” diye soruluyor. Zımni cevap: Almanya’nın ana akım partileri ve belki de aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD), sosyalist Sol Parti’nin eski duayeni tarafından 23 Ekim’de duyurulan yeni oluşumdan korkmak için gerçek gerekçelere sahip olabilir. Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, kendisinin ve diğer dokuz Sol Partili milletvekilinin istifa ederek Sahra Wagenknecht İttifakı’nı (BSW) kurduklarını ve Ocak 2024’te resmi bir siyasi partiye dönüştürerek, kendi ifadesiyle “artık kime oy vereceklerini bilmeyen” seçmenleri hedeflediklerini açıkladı.
Bu da önümüzdeki haziran ayında düzenlenecek Avrupa Parlamentosu seçimlerine ve eylül ayında Almanya’nın eski komünist doğusunda (Saksonya, Thüringen, Brandenburg) yapılacak üç önemli eyalet seçimine yetişecek. Buradaki başarı, 2025’te yapılması beklenen bir sonraki federal seçimlerde Federal Meclis’e girmesini sağlayabilir. Berlin’deki basın toplantısından bu yana yapılan iki ulusal kamuoyu yoklaması BSW’nin olası bir partiye oy verme oranını yüzde 12 ve yüzde 14 olarak gösterirken, bir diğeri seçmenlerin yüzde 20’sinin bu partiye oy verebileceğini (ve partinin kalesi olması muhtemel doğuda bu oranın daha yüksek olduğunu) gösteriyor. Merkez sağ Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) içinde, BSW partisiyle koalisyona girmenin kabul edilebilir olup olmayacağı tartışılmaya başlandı bile.
Avrupa’nın diğer bölgelerindeki siyasetçiler de bu gelişmeleri ilgiyle takip ediyor. Sosyal ve iktisadi liberalizme karşı oluşan tepki, siyasi pusulanın “ekonomide sol, kültürde sağ” kısmında hareket yarattı. Bazı ülkelerde, sert sağ partiler yeni bir refahçı meslek keşfettiler, en önemlisi Polonya’nın Hukuk ve Adalet partisi (sekiz yıllık kontrolün ardından ülkenin son seçimlerinde iktidarı kaybetmiş gibi görünüyor). Başka yerlerde, geleneksel merkez sol partiler, Danimarka’nın Sosyal Demokratlarında olduğu gibi, göç konusunda daha muhafazakâr tutumlara yöneldiler. Bu stratejinin bir versiyonu, Boris Johnson’ın 2019 Britanya seçimlerindeki başarılı “Kızıl Duvar” atağını da motive etmişti. Ancak BSW partisi bunlardan farklı olacaktır; özellikle de bu ideolojik zemini işgal etmek için kurulmuş yeni bir partiyken.
Fakat diğer pek çok konu belirsizliğini koruyor. Wagenknecht basın toplantısında “kontrolsüz göç”, Rusya’ya yaptırımlar ve ideolojik “eko-aktivizm” gibi bilindik eleştirilerde bulundu ama partinin durduğu yer hakkında daha detaylı bilgi vermedi. Daha önce de bu doğrultuda bir girişim —2018’de kurulan “Ayaklan” adlı hareket— başlatmıştı. Wagenknecht ile o dönemde The Economist için bir mülakat yapmıştım. Bana, o zaman bile kendi Sol Partisine yönelik açık bir eleştiri olarak “Eğer daha çok hippi, kentli seçmenlere —kimlik ve yaşam tarzı tartışmalarına— odaklanırsanız, toplumun en yoksul kesimlerine hitap edemezsiniz. Artık doğru dürüst temsil edildiklerini hissetmiyorlar,” demişti. Wagenknecht bana serbest piyasa ekonomisine karşı 2016 yılında yazdığı Açgözlülük Olmadan Refah adlı kitabının bir kopyasını vermişti.
Sahra Wagenknecht’in 2021 tarihli kitabı Kendini Haklı Görenler de dahil olmak üzere yazıları, BSW partisinin politikaları ve önündeki engeller hakkında belki de en iyi erken dönem rehberini sunuyor. Bu yazılar okunduğunda, iki ayrı Sahra Wagenknecht olduğu —farklı ve çoğunlukla ama her zaman aynı hizada olmayan— çabucak anlaşılıyor. Sahra’nın siyasi projesinin akıbeti bu ikisi arasındaki etkileşim, sinerji ve gerilimlerde yatıyor.
Bunlardan ilki, Linkskonservatismus (sol muhafazakârlık) adını verdiği, ideolojik olarak tutarlı bir vizyon ortaya koyan Teorisyen Wagenknecht. Bu, kapitalizmin yerleşik sol eleştirilerinden yararlanarak “toplumun feodalleşmesi” olarak adlandırdığı bir analizden başlar. Özellikle Fransız tarihçi Fernand Braudel’in, işçilerden emeklilere, zanaatkârlardan küçük işletme sahiplerine kadar uzanan bir grup karşısında büyük holdingleri kayıran, temelde “eşitsiz bir mübadele” fikri etkili oldu. Wagenknecht, Braudel’den alıntı yaparak şöyle yazıyor: “İlk kapitalist, Hindistan, Çin ya da Arabistan ile ticari ilişkilerini sürdüren bir tüccardı... Madrid’in merkezindeki dükkân sahibi değil.” Bunu Amerikalı iktisatçı Mancur Olson’un küçük elitlerin çıkarlarını “özel dağıtım koalisyonu” olarak adlandırdığı bir yapıda nasıl sağlamlaştırdıklarına dair teorileriyle birleştiriyor.
Wagenknecht’i kooperatifler, devlet kapitalizmi biçimleri ve sosyal teşebbüsler gibi alternatifler lehine sınırlı sorumlu şirket yapılarının terk edilmesi gerektiği sonucuna götüren bu iktisadi inanç, Wagenknecht’in kültürel-politik vizyonuna da yansıtıyor. Wagenknecht, siyasi ve toplumsal gücün benzer bir şekilde işlediğini düşünüyor: kültürel kod ve normların belirlenmesi ve denetlenmesi söz konusu olduğunda, Olson benzeri küçük elit koalisyonlar bir tür tekel oluşturuyor. Yönetilenler ve yönetenler arasındaki bu ilgili “eşitsiz mübadelede”, bu seçkinler, onlarca yıllık küreselleşme ve Avrupalılaşma (ve Almanya’da eşzamanlı yeniden birleşme süreci) tarafından şekillendirilen üniversite eğitimli kentli sınıf. Wagenknecht’in kültürel muhafazakârlığı, Atlantik ittifakına dönük şüpheciliği ve başta Rusya ve Çin olmak üzere doğudaki alternatif ortakları tercih etmesiyle yakından alakalı. Tüm bunlar, Pierre Poujade’ın 1950’ler Fransa’sının alt ve alt-orta sınıfları adına yaptığı gerici düzen karşıtı silahlanma çağrısının 21. yüzyıldaki bir yankısı olan yumuşak bir Poujadizm anlamına geliyor.
Ancak ikinci siyasi avatarı Oportünist Wagenknecht, Almanya’daki düzen karşıtı havayı nereye götürürse götürsün takip eden daha akışkan ve uyarlanabilir bir siyasi aktör. Son birkaç yıldır, özellikle de Kovid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’daki savaşıyla birlikte, Querpolitik olarak bilinen, popülist sol ve sağ unsurları bir araya getiren, özellikle Alman düzen karşıtı çevrelerde öne çıkan ancak İngilizce konuşulan dünyada Russell Brand ve Joe Rogan gibi YouTube yıldızları tarafından yankı bulan “diyagonalist” siyasetin geliştiğine tanık olmuştuk. Böylece Wagenknecht, ısı pompaları gibi net-sıfır hükümler, NATO ve Ukrayna’ya destek ve Kovid-19 aşıları da dahil Batı politika ortodoksisinin bir dizi diğer toteminin yanı sıra, kapanmalara ve iptal kültürüne karşı çıkan kendi iyi izlenen kliplerini yaptı.
Bu (daha alaycı denebilecek) Wagenknecht çoğu zaman teorisyen kişiliğinden yararlanıyor. Örneğin, Almanya ile Rusya arasındaki yakınlığa olan samimi inancı, Ukrayna’nın işgalinden bu yana artan enerji fiyatları konusunda izleyicileri arasındaki hoşnutsuzluğu istismar etmesi için doğal bir platform sağlıyor. Bu aynı zamanda Vladimir Putin rejimine yönelik yaptırımlara karşı çıkmasına da olanak tanıyor ki bu yaptırımların Ukrayna halkına dönük kaygılardan değil, ABD’nin enerji çıkarlarından kaynaklandığını iddia ediyor. Aynı şekilde, 21. yüzyıl Batı toplumlarında kültürel gücün “yaşam tarzı solcularının” yararına “adil olmayan bir şekilde değiş tokuş edildiği” yönündeki argümanı, politik doğruculuğa yönelik her türlü çürük espriyi asabileceği bir Noel ağacı.
Yine de Wagenknecht’in yazıları ve klipleri boyunca iki varyasyonunu incelemek, projesindeki potansiyel gerilimlere de tanıklık etmektir. Davos kalabalığının zorba küreselciliğini kınıyor ama diğer noktalarda ulusal kontrol ve kimlik argümanlarını Kovid gibi son krizlerin çözümünde devletler üstü örgütlerin değil devletlerin nasıl kilit rol oynadığına dair örneklerle destekliyor. Hangisi doğru? Ulus devletler küreselci gücün solmuş kuklaları mı yoksa kalıcı güç kaleleri mi? BSW partisinin bunu çözmesi gerekecektir; en iyi performans göstermesi beklenen doğu Alman eyaletleri batıdakilere göre daha Avrupa şüphecisi ama aynı zamanda Avrupa tedarik zincirlerine yoğun bir şekilde entegre ve elektrikli otomobil endüstrisinin yeni ortaya çıkan bir güç merkezi.
Wagenknecht’in sınıf analizi kabul edilebilir —liberallerin pahalıya mal olduğunu öğrendikleri gibi “geride bırakılmış” gruplar Batı siyasetinin bir fenomeni— ancak argümanları her türlü belirsizliği çözümsüz bırakıyor. Gelecek yıl yapılacak doğu eyaleti seçimlerinde, Alman korporatist düzeninin başlıca siyasi kalesi olan merkez sağ CDU ile koalisyon kurmaya çalışacağını söyledi. Bu, onun “toplumun feodalleşmesine” yönelik saldırısıyla nasıl bağdaşıyor?
Ve “eko-aktivizme” karşı vaazları, yeşil endüstriyel geçişin temsil ettiğini iddia ettiği mavi yakalı işçiler için gelecekteki en iyi refah umudunu temsil ettiği bir ülke için ne anlama geliyor? Wagenknecht yeşil enerjinin önemini ilan ediyor ancak rüzgâr türbinlerini ve yüksek enerji maliyetlerini onaylamıyor ve daha fazla araştırmaya yatırım yapmaktan bahsederek konuyu geçiştiriyor.
Bunun büyük bir kısmı Wagenknecht’in Linkskonservatismus’unun nihayetinde daha fazla link mi yoksa daha fazla konservatismus mu olduğuna bağlı. Emin olmak için henüz çok erken ama benim önsezim BSW partisinin iktisadi solculuk yerine kültürel muhafazakârlık tarafını seçeceği yönünde. Partinin Alman parti sisteminde kalıcı bir yer bulup bulamayacağını zaman gösterecek. Ama eğer bulursa, bu büyük olasılıkla ya AfD’nin komplocu aşırılıklarını benimsemesi ve onu gasp etmesi ya da büyük olasılıkla CDU’nun bir tür popülist kanadı —Alman Hıristiyan Demokrasisinin daha nativist ve iktisadi olarak yeniden dağıtımcı bir uzantısı— haline gelmesini içerecektir. Teorisyen mi? Oportünist mi? Belki de “Sahra W” pragmatiste razı olacaktır.