Rus kanunu mu Amerikan kanunu mu? Gürcistan'da Gül Devrimi 2.0
"İşin ironik yanı, Gürcü Rüyası'nın Avrupa ile bütünleşme konusunda Saakaşvili'nin destekçilerinden pek de farklı düşünmemesi."
Tiflis’te dünden beri protestoları tetikleyen “yabancı acente” yasa taslağı, Gürcistan parlamentosunda ilk oylamada geçti. Makamda olduğu süre boyunca Gürcistan’dan çok Avrupa başkentlerinde vakit geçiren Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, taslağı veto etme sözü verdi ve Avrupa Birliği de Gürcistan’ı “AB entegrasyonu” sürecinde yaşanacak “sorunlarla” tehdit ediyor.
Ülkede sonbaharda genel seçimler yapılacak; mevcut tantana Gürcü Rüyası hükümetinin pek hayrına değil ama ölümcül de değil.
Muhalefet niye huzursuz?
Kâğıt üstünde “Yabancı Etkinin Şeffaflığı” başlıklı yasa taslağına 83 milletvekili lehte oy kullandı, ki parlamentonun toplam 150 üyesi var. Muhalefet oylamaya katılmadı.
Büyük ölçüde 2000’lerin fenomeni olan meclis kavgası uzun zaman sonra tekrar yaşandı. Parlamento çoğunluk lideri Mamuka Mdinaradze, Yurttaşlar Partisi lideri Aleko Elisaşvili’nin saldırısına uğradı ve devamında arbede çıktı.
Mninaradze, kavgadan hemen evvel şunları söylemişti:
“[…] Gürcü halkı yüz milyonlarca doların nasıl harcandığını bilsin. STK sektörünün darbelere katıldığını ve darbe çağrısı yaptığını, Kilise aleyhinde açıklamalar yaptığını, alışılmadık yaşam tarzlarının propagandasını yaptığını, seçimlerin meşruiyetini sorguladığını görüyoruz. Halkın bu radikalleşmeyi kimin finanse ettiğini bilmesi gerekiyor.”
Yasa, gelirlerinin yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan tüzel kişiliklerin özel bir sicile eklenmesini öngörüyor. Bu kuruluşlar için tek şart yıllık mali tablolarını devlete beyan etmek olacak.
Buna ek olarak, “yabancı etki ajanı” terimi, geçen yıl yine tartışmaya neden olan ilgili taslak metinden çıkarıldı ve bunun yerine “yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten kuruluş” tanımı getirildi.
Gürcü Rüyası’nın şu anda geçen yılki gibi geri adım atması pek mümkün değil; kamuoyu yoklamaları, eğer bir sürpriz yaşanmazsa, muhalefetin seçimleri büyük ihtimalle kaybedeceğini tebliğ ediyor.
Nitekim bu yasa, muhalefete Brüksel’den açılan para musluğunun kesilmesi anlamına geliyor.
Gül Devrimi’yle aynı metodoloji
Gürcistan parlamentosu, söz konusu yasa taslağını geçen yıl da geçirmeyi denedi. Sokak muhalefeti yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı protestolarla cevap verdi.
Protestocular daha sonra parlamento binasını basmaya çalıştı. Sonuç olarak Gürcü Rüyası partisi, tasarı o dönem yine ilk oylamadan geçmiş olmasına rağmen defteri geçici olarak kapattı.
Bu yıl farklı olan şey, teşebbüsün parlamentonun adalet komisyonunda da destek bulmadı. Çeşitli tahminlere göre dünden bu yana gösterilere 3 bin kadar kişi katıldı.
Yasa Rus icadı mı?
Geçen yılın şubat Gürcistan parlamentosu, yabancı acenteler yasasının iki versiyonunu — bir Gürcü versiyonu ve bir Amerikan versiyonu — tescil etmişti. İkinci versiyon ABD’de yürürlükte olan Yabancı Acenteler Kayıt Yasası’nın (FARA) tercümesiydi.
Dolayısıyla sokaktaki protestocular “Rus yasalarına hayır” sloganını kullansa da aksi bir durum söz konusu.
Yasa, Rusya’da da 2012’nin temmuz ayında yürürlüğe girmişti ve ABD’de uygulanan muadilinden çok daha hafif cezai hükümler içeriyor.
Belgeye göre durum medya organları için geçerli olsa da tekil şahıslar için değil. Amerikan versiyonu sadece tüzel kişiler için değil, aynı zamanda bireyler için de geçerli.
Moskova’nın değerlendirmeleri
Yasa pek “Rus yasası” değilse de tartışmaların önde gelen muhatabının fikirlerine bakmak faydalı olabilir.
Rusya Finans Üniversitesi’nden Gevorg Mirzayan, geçen yılki yazısında AB fonlarının Gürcistan’da STK, medya ve eğitim faaliyetleriyle kalmayarak, çok daha geniş bir alana yayıldığına dikkat çekmişti:
“STK temsilcileri ise yasa tasarısının kabul edilmesinin Gürcistan’dan keskin bir sermaye çıkışına ve Batılı fonlar ve yapılar tarafından Gürcü kuruluşlarına yapılan yatırımlar ve genel olarak finansmanda büyük ölçekli bir azalmaya yol açacağı konusunda şiddetle uyarıyor. Batılı vakıflar, Gürcistan’daki kâr amacı gütmeyen kuruluşların büyük bölümün finanse ettiği için — siyasetten şarap imalathanelerine kadar — fonların kesilmesi gerçek bir ekonomik çöküşle sonuçlanacak.”
Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Avrasya Çalışmaları Merkezi’nde kıdemli araştırmacı Dmitriy Medoyev de dün Jeopolitik Tahminler Merkezinde yayımlanan mülakatında şunları söylüyor:
“[…] Bugün Gürcistan’da kayıtlı yaklaşık 10 bin STK var ve bunların arasından birkaçının yaklaşan seçimlerdeki rolü öngörülebilir; Uluslararası Şeffaflık Örgütü/Gürcistan, Uluslararası Adil Seçim ve Demokrasi Derneği, Gürcistan Genç Avukatlar Derneği, Açık Toplum/Gürcistan vd. Gürcü STK’lara bağışta bulunan çok sayıdaki kişinin listesi de aynı derecede dikkat çekici. Bunlar arasında USAID, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği, British Council, İsveç Uluslararası Kalkınma İş birliği Ajansı (SIDA), Açık Toplum Vakıfları, Avrupa Komisyonu, Avrupa Demokrasi Vakfı, Avrupa Borsası, Norveç Helsinki Komitesi (NHC) yer alıyor. […]
Bugün her bakanlık ve kurumun yüzde 50 ila 60’ı şu ya da bu şekilde Batı’da eğitim görmüş, orada iş kurmuş, genelde orada gayrimenkul sahibi olmuş, arkadaşları ya da akrabaları olan, kendi geleceklerini ve çocuklarının geleceğini Batı iktisadi sistemine bağlamış kişilerden oluşuyor. Bu yurttaş kategorisi arasında, kamuoyunun ve gerekli söylemin şekillendirilmesine başarıyla katılan çok sayıda ‘etki ajanı’ ve gayri resmi lider var. Bu ilk bakışta göründüğünden daha karmaşık bir sorun.”
Regnum.ru portalı şu yorumu yapıyor:
“İşin ironik yanı, Gürcü Rüyası’nın Avrupa ile bütünleşme konusunda Saakaşvili’nin destekçilerinden pek de farklı düşünmemesi. AB ve NATO’ya yönelik rota ülkenin anayasasında yer alıyor. Bu nedenle Washington ve Brüksel’in ‘Bize katılmak istiyorsanız, kaprislerimize saygı gösterecek kadar nazik olun’ şeklindeki eleştiri ve müdahaleleri oldukça haklı görünüyordu.”
Siyaset bilimci İgor Lisin de şöyle diyor:
“[…] Bu girişimin başarıya ulaşması, Batı tarafından beslenen STK’ların ve medyanın yenilgiye uğratılması, Gürcü toplumunun tamamen yeniden biçimlendirilmesine olanak sağlayacaktır. Medya ve kamusal etki araçlarını kaybeden Batı, ülke üzerindeki jeopolitik kontrolünü de kaybedecektir. Washington ve Brüksel’e ilerlemekten vazgeçmenin Gürcüler açısından faydası olacak mı? Yani, fazlasıyla. Yirmi yıllık ‘Avrupa entegrasyonuna’ rağmen ülkenin üç ana ticaret ortağı Rusya, Türkiye ve Çin. Başlıca turist akışı Rusya, Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye’den geliyor. Gürcistan Avrupalı değil, Kafkasyalı. Ve kendisi olmasının ve ‘beyaz beyefendiyi’ memnun etmeye çalışmamasının tam zamanı. Evet, Abhazya ve Güney Osetya meselesi acı verici olmaya devam ediyor. Fakat Rusya olmadan bunu çözmenin bir yolu yok.”