Rus faşistleri kimler ve neden Ukrayna'nın safında savaşıyorlar?
Rusya'nın sınır bölgeleri Bryansk ve Belgorod'daki saldırıların failleri, suç ortakları ve ideolojik arka planları
Geçen ay Kiev, Rusya Federasyonu’nun Bryansk ve Belgorod oblastlarına yapılan saldırıların Rus pasaportu taşıyan “Putin karşıtı partizanların” işi olduğunu ilan etti. Saldırıları, omurgasını Rus aşırı sağcı holiganların oluşturduğu Rus Gönüllü Birlikleri ve Rus Özgürlük Lejyonu üstlendi. Söz konusu gruplar, saldırılarını büyük ölçüde Rus azınlığın yoğun olduğu ve eşit derecede hem Moskova hem de Kiev’i destekleyen nüfusun yaşadığı Harkov’dan düzenliyor.
Rusya sınırlarında “gerilla” yöntemleriyle “rejime” karşı savaşan bazı “Rus partizanların” olduğu bilgisi, ilk olarak eski Duma vekili İlya Ponomarev’den gelmişti. 2014’te önce ABD’ye, sonra da Kiev’e kaçan Ponomarev, geçtiğimiz ağustos ayında Aleksandr Dugin’in kızı Darya’nın öldürülmesinin ardında Ulusal Cumhuriyet Ordusu (NRA) adlı bir örgütün olduğunu söylemişti. Ponomarev’e göre aynı örgüt ülkenin çeşitli bölgelerindeki askerlik şubelerine yönelik saldırılardan da sorumluydu. Fakat FSB’nin beyanına göre Dugina cinayetinin doğrudan faili, neo-Nazi Azak Taburu elemanlarından Ukrayna vatandaşı Natalya Vovk’tu ve suikast, Ukrayna istihbarat teşkilatı SBU tarafından tertip edilmişti.
Öte yandan nisan ayının başında Rus sağcı medya şahsiyeti Vladlen Tatarskiy’in öldürülmesinin ardından Ponomarev bir kez daha NRA’ya işaret etmişti. Politico’ya verdiği mülakatta Ponomarev, örgütle temas halinde olduğunu ve hatta yardım sağladığını ama sadece uzaktan iletişim kurduklarını öne sürdü ve örgütün 24 “genç radikal aktivistten” oluştuğunu ifade etti.
Slav paganizmi
Haziran ayında sosyal medyada Rusya Gönüllü Birlikleri (RDK) örgütünden Dmitriy Stryom adlı militanın cenaze töreninden bir video yayıldı. Bu görüntülerde yer alan tören epey çarpıcı. Neo-Naziler merhum yoldaşlarını “Odin’in oğlu” olarak anıyor. Stryom, belirtildiği kadarıyla Rusya vatandaşı ve ölümü 26 Nisan’da RDK’nın Telegram kanalından tarafından bildirildi. Paylaşımlarda Stryom’un RDK’ya bu yılın mart ayında katıldığı belirtildi. Söylenene göre şarapnel yüzünden öldü. Ve anlaşıldığı kadarıyla da Belgorod oblastı sınırı yakınlarındaki çatışmalarda öldürüldü. Rusya’ya karşı silahlı mücadele yolunu seçme kararını açıkladığı bir videosu mevcut. Söylediğine bakılırsa hala Rusya’da akrabaları var, bu yüzden videoda maske takıyor, gerçek adı da açıklanmıyor.
RDK, Rusya Federasyonu’nun Bryansk ve ardından Belgorod oblastlarını hedef alan saldırıları üstlenmesinin ardından daha çok bahis konusu olmaya başladı. Aslında örgüt geçtiğimiz ağustos ayında duyurulmuştu. Başlarda RDK, Kiev yönetiminin kurduğu yabancı paralı askerlerden müteşekkil Uluslararası Ukrayna Lejyonu’nun bir parçasıydı. Lejyon resmi olarak Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin bölgesel savunmasının ayrılmaz bir parçası. Bünyesinde Çeçen, Gürcü, Belaruslu, Kırım Tatarı, Kanadalı ve diğer milliyetlerden milisler mevcut. Bir tek Ruslar eksikti. Uygun “insan malzemesi” bulundu ve onlar da Rusya’da köşe bucak kovalanan belli başlı neo-Nazi örgütlerin elemanları oldu.
Nitekim Ukraynalı neo-Nazilerle uzun zamandır yakın ilişkileri de vardı. Malyuta lakaplı Sergey Korotkih’e daha önce eski Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko bizzat vatandaşlık vermişti. Tolyatti’de doğan Korotkih, Belarus’ta yaşadı, KGB okulunda okudu ve buradan kovulduktan sonra Rus Ulusal Birliğinin (RNU) Belarus şubesinin başına geçti. Korotkih’i RNU’ya sokan, 2002 yılında beş kişinin öldürülmesi ve ORT kameramanı Dmitriy Zavadskiy’in kaçırılması nedeniyle ömür boyu hapis cezasına çarptırılan özel kuvvet gazisi Valeriy İgnatoviç’ti. Korotkih de o dönemde şüpheliler arasındaydı, ancak bir şekilde paçayı kurtardı. Gazeteci Pavel Şeremet ile birlikte çalışan Zavadskiy öldürüldü. Daha sonra Şeremet de Kiev’de öldürüldü ve bu cinayetin arkasında Korotkih’in olduğu en güçlü şüphe.
Bundan sonra Malyuta’nın faaliyetlerinin Rusya kısmı başladı ve bu dönemde Rus neo-Nazilerle “takıldı”. Özellikle de daha sonra nezarethanede ölen “Tesak” (Maksim Martsinkeviç) ile Nasyonal Sosyalist Topluluk (NSO) liderlerinden biri haline geldi. İlginç bir şekilde, Malyuta ile birlikte NSO’nun liderliğini, muhtemelen Yeltsin’in ekibinin bir üyesi ve Rus anayasasının yazarlarından biri olan Oleg Rumyantsev’in kardeşi Dmitriy Rumyantsev yapıyordu.
Malyuta 2014 yılında Ukrayna’ya kaçtı, burada Azak Taburu’na katıldı ve terörle mücadele harekât bölgesinde (ATO) gönüllü olarak görev yapmasından ötürü dönemin Devlet Başkanı Poroşenko’nun elinden yeni bir pasaport ve Ukrayna vatandaşlığı aldı. Azak’ın istihbarat teşkilatını yönetti ve İçişleri Bakanı Arsen Avakov’un himayesinden yararlandı. Gazeteci Pavel Şeremet ve avukat Yaroslav Babiç’in öldürülmesiyle suçlanıyordu. Resmi olarak Babiç’in intihar ettiği açıklandı, ancak eşi aynı fikirde değildi ve kocasının öldürülmesinin arkasında doğrudan Korotkih’in olduğunu belirmişti. Cinayetin nedeni paraydı. Fakat gerçeği ispat etmek mümkün değildi; dosya kapatıldı ve cinayet faili meçhul kaldı. Ama cinayetin işleniş tarzına bakılırsa Korotkih’in Ukrayna istihbaratıyla yakın işbirliği içinde olduğuna dair hiçbir şüphe yoktu. Bunun yanında Korotkih’in komutasındaki SAFARI alayı, geçen yılın bahar aylarında Rus ordusunun çekilmesinden sonra Buça kasabasına ilk giren askeri birlikti. İnternette yayınlanan bazı görüntülere göre Rusya’ya taraf olan sivillerin katledilmesinin faili bu birlikti.
Ukrayna’ya kaçan tek Korotkih değildi. Mesela son yıllarda Rusya genelinde düzenlenen sağcı “Rus Yürüyüşü” etkinliklerinin organizatörü İvan Beletskiy’e de Ukrayna vatandaşlığı verildi. Kendisini “insan hakları aktivisti” olarak tanıtan Beletskiy’in NSO ve Slav Birliği örgütleriyle yakın ilişkileri vardı. Bu neo-Nazi örgütünün tam adı Nasyonal Sosyalist Hareket Slav Birliği (NSD-SS). Beletskiy ayrıca Veles Grubu adlı neo-pagan derneğinin de bir üyesiydi ve 2016’daki Rus Yürüyüşü’nün ön saflarında yer almıştı. Yukarıda bahsi geçen Babiç, Kiev’deki neo-pagan yapılanmasının lideriydi. 2016 yılında Azak Taburu’nun Mariupol civarındaki üssüne ahşaptan bir Perun heykeli dikildi ve düzenli pagan ayinleri düzenlenmeye başladı. Veles Grubundan Beletskiy’in dışında Ukrayna’ya kaçarak Azak Taburuna katılanlar da vardı.
Bazıları da Ukraynalı Nazileri uzaktan desteliyor. Örneğin Veles Grubu liderlerinden biri olan ve Rus Yürüyüşü tertipçilerinden Volhov lakaplı Dmytriy Melaş, Ukrayna’ya savaşmaya gitmedi. Fakat Azak başta olmak üzere Nazi taburlara desteğini açık ve net bir şekilde ifade etti. Rus Nazilerin Ukraynalı Nazilerden nefret etmesi beklenebilir ama gayet iyi işbirliği yapıyorlar.
Elbette tüm bu Perun, Odin, kara güneş sembolleri, pagan ritüelleri, genç militanların boş kafalarını doldurmak için var. Liderler ise oldukça pragmatik hedefler peşinde. Aynı Korotkih Ukrayna’da epey zenginleşti. İvan Beletskiy’e göre Korotkih, bugün Rusya ve Belarus’tan gelen Nazi militanların tamamını kontrol ediyor. Ayrıca RDK lideri Denis Kapustin ile de ilişkisi var. Kapustin, Korotkih’in Ukrayna’ya taşınmasına yardım ettiğini de iddia ediyor.
Kölnlü bir neo-Nazi
Rus Gönüllü Birlikleri’nin komutanı Denis Nikitin (gerçek adı Denis Kapustin), dikkat çekici bir hayat öyküsü var. Moskova’da doğdu. 2001 yılında, 17 yaşındayken, ailesiyle birlikte “Yahudi mülteci” olarak Almanya’ya göç etti. Ancak annesi Alman gazetecilere verdiği bir mülakatta Rus olduğunu iddia etti. Almanya’da oturma izni aldı ancak Rus vatandaşlığını korudu. Ailesi Köln’ün Horweiler semtinde yaşıyor.
Der Spiegel’e göre Kapustin, göç ettikten kısa bir süre sonra çeşitli aşırı sağcı gruplarla temasa geçti ve “sokak çatışmaları konusunda iyi eğitimli ve etkileri artık sağcı partilerin tepelerine kadar uzanan ırkçı, holigan ve neo-Nazilerden oluşan uluslararası bir şebekenin merkezi figürü” haline geldi. Bu şebekenin adı White Rex. Kapustin’in Almanya’nın önde gelen iki neo-Nazisi Torsten Heise ve Tommy Frank ile iyi ilişkileri var. Heise malikanesinin önüne bir Waffen-SS anıtı dikmesiyle tanınıyor. Yugoslavya’da Hırvatların yanında savaşmış olan Heise’nin çok sayıda sabıka kaydı var: mültecilere ve polise yönelik saldırılara katılmış, bir gençlik merkezini basmış ve bir mezuniyet partisinde lise öğrencilerine gaz tabancasıyla ateş açmıştı. Tommy Frank de daha azı değil. Asıl mesleği aşçılık olan Frank, 2014 yılında Thüringen’in Kloster-Wessra köyündeki Golden Lion restoranını 80 bin avroya satın aldı. Orada Hitler’in doğum gününde 8,88 avroya özel bir şnitzel servis ediyorlar. Buna “Führerschnitzel” deniyor. Ayrıca menüde Deutsches Reichsbräu adında bir bira da var. 88, 1945’ten bu yana bir Neo-Nazilerin kullandığı kod ve Nazi selamlaması olan “Heil Hitler” anlamını karşılıyor. Kapustin aynı zamanda aşırı sağcı “İsviçre Ulusal Yönelimli Parti” (PNOS) başkanı Florian Gerber ile de ilişkili.
2019 yılında Kuzey Ren-Vestfalya İçişleri Bakanlığı Nikitin-Kapustin’i Almanya’daki en etkili aşırı sağcı aktivistlerden biri olarak değerlendirmişti. Kapustin, neo-Naziler tarafından düzenlenen karma dövüş sanatları (MMA) yarışmalarına defalarca sponsor oldu, “en etkili” sıfatını alması da bu yüzdendi.
Spiegel’in Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesinden önce yayımladığı makalede, Nikitin’in White Rex markasını ticari amaçlarla kullandığı ortaya konmutu. Kıyafet satışından, sporcu beslenmesinden, yarışmalardan ve antrenmanlardan para kazanıyor. Fakat bu buzdağının sadece görünen kısmı: gazeteciler Nikitin’in bir tür organize suç örgütüne liderlik ettiğini öne sürüyorlar. Ekim 2018’de Ukrayna’ya yaptığı bir ziyarette SBU tarafından gözaltına alındığını yazıyorlar. Amfetamin ürettiğinden şüpheleniliyordu. Dahası, Ukraynalı yetkililer pasaportuna el koydu. Spiegel’e göre tam da bu nedenle Almanya’ya dönemiyor.
İlginç, değil mi? Alman polisinin tehlikeli bulduğu ve Almanya’da neredeyse bir darbe hazırlığında olduğundan şüphelenilen uluslararası bir neo-Nazi şebekenin kurucusu Ukrayna’da yakalanıyor. Pasaportuna el konuluyor ve Almanya’ya ailesini görmek için bile dönemiyor. Bu soruşturmanın nasıl sonuçlandığı, Kapustin-Nikitin’in suçluluğunun kanıtlanıp kanıtlanmadığı, pasaportunun kendisine iade edilip edilmediği hakkında hiçbir şey bilinmiyor. Ve şu anki faaliyetlerine bakıldığında cevap çok açık.
RDK’ya yakından bakış
RDK amblem olarak 1930’ların ortalarında Fransa’da Viktor Laryonov tarafından kurulan paramiliter göçmen gençlik örgütü “Beyaz İdea”nın işaretini kullanıyor. Bu “bağlılık” işareti: kılıçla delinmiş bir halka (daire), yani mücadele fikri. Sembol seçiminin tesadüfi olması pek olası değil. Laryonov, Rus iç savaşına katılmıştı ve Sovyet iktidarının fanatik bir düşmanı olmasının yanında işbirlikçiydi. Ekim Devrimi’nden sonra Don’a kaçtı ve burada gönüllü ordusuna katıldı. General Markov’un topçu tugayında bir bataryayı komuta etti.
“Beyazların” yenilgisinden sonra Kırım’dan kaçtı. Ancak sürgünde de rahat durmadı ve SSCB topraklarına gönderilen “troyka”lardan birine başkanlık etti. Laryonov’un troykası ilk hedef olarak SBKP’nin Leningrad teşkilatını seçti. Binada 7 Haziran 1927’de tarihsel materyalizm üzerine bir toplantı yapılıyordu. Katılımcılar arasında bilim insanları, biyologlar, tarihçiler vardı. Buraya saldırı düzenlendi ve 31 kişi hastanelik oldu. Laryonov daha sonra patlamadan sonra “vahşi çığlıklar ve prese yakalanmış binlerce sıçan ve farenin gıcırtısını hatırlatan sesler” duyduğunu söylemişti.
1937’de bayrağında gamalı haç bulunan Uzak Doğu Rus Faşist Partisi’ne katıldı. Rus Faşist Birliği’nin (RFU) Harbin’deki IV. Kongresinde Laryonov onursal başkanlığa seçildi. RFU başkanı ve Rus faşizminin kurucusu Konstantin Rodzayevskiy, kitabında ondan “ulusal terörist” olarak bahsediyor. Laryonov, 1938’de Fransa’dan Almanya’ya sürgün edildi ve burada Novoye Slovo gazetesinde çalıştı. Yazılarında faşizm, nasyonal sosyalizm, Hitler ve Mussolini’ye övgüler vardı. “Rus Faşizminin Kökleri” başlıklı bir makalesinde şunları kaydediyor: “Almanya ve İtalya nasıl kurtarıldıysa, Rusya da geveze, liberal bir entelektüel tarafından değil, halkının kutsal gerçeğini kanlı davasında öğrenen bir cephe askeri tarafından kurtarılacaktır.” Bir başka makalenin başlığı da her şeyi anlatıyor: “Judeo-Masonluk uyumaz.”
Laryonov 1941 yılında Alman işgali altındaki Smolensk’i muhabir olarak ziyaret etti. 1941-1944 yıllarında Rosenberg’in “Doğu Bakanlığı”na tercüman olarak çalıştı. Ve 1944-1945 yıllarında Vlasov’un ordusunda karşı istihbarat subayı olarak görev yaptı. Savaştan sonra Münih’te yaşadı ve istihbarat teşkilatlarının paralı muhbirliğini yaptı. Farklı ülkelerin istihbarat teşkilatlarına çalıştı.
Rus milliyetçileri açısından bu doğru bir seçim olsa gerek. Rus Gönüllü Kolordusu da Markov Beyaz Muhafız birliklerinin bayrağını kullanıyor; siyah zemin üzerine eğik beyaz bir haç. Siyah-beyaz bayraklara ek olarak, Markovların ana özelliği siyah üniformaları, beyaz kenarlıklı siyah apoletleri ve Vasilyev kardeşlerin Çapayev filminden herkesin aşina olduğu “psişik saldırılara” girme yetenekleriydi. Bu arada, filmde Beyaz Muhafızlar tam olarak Markov birliklerinin üniformalarını giyiyorlar. Markovların RDK ile ne ilgisi olduğu net değil. Beyaz Hareket liderlerinin Ukrayna’nın bağımsızlığı fikrine nasıl yaklaştıkları biliniyor. Kötü. Beyaz Ordular Başkomutanı Anton Denikin Ukrayna’ya Küçük Rusya adını vermişti. Sadece Don’u Rusya’dan ayırmayı hayal eden ayrılıkçı ve ulusal hain Ataman Krasnov, Ataman Pavel Skoropadskiy ile dosttu. Markovcuların Petliura’nın yanında Rus ordusuna karşı bağımsız bir Ukrayna için savaştığı pek mantığa yatkın değil ama bugünkülerin yaşadığı kimlik buhranı bu.
Tüm bu ideolojik karmaşanın izahı kolay. RDK, Rus Özgürlük Lejyonu gibi, Ponomarev’in PR görevlisi olarak işe başladığı Ulusal Cumhuriyet Ordusu gibi, istihbarat kurumları tarafından yaratılmış yapay oluşumlar. Kendilerini ne sandıklarının pek bir önemi yok. Geçen aylarda Nikolayev’deki yeraltı örgütünün koordinatörü olduğunu söyleyen Sergey Lebedev, RDK’nın geçtiğimiz mart ayında Harkov’da Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü tarafından Azak Taburuna bağlı olarak kurulan Kraken grubundan olduğunu ifade etmişti. Kraken komutanı Sergey Veliçko, Rusya’da savaş esirlerine işkence suçlamasıyla aranıyor. RDK’nın Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin bir parçası olduğu gerçeği, örgütün lideri Kapustin-Nikitin tarafından da kamuoyu önünde teyit edilmişti.
Rus Özgürlük Lejyonu
Rus Özgürlük Lejyonu da 2022 yılında kuruldu. Ambleminde sıkılmış bir yumruk bulunuyor (Sırp Otpor, Ukraynalı Pora, Gürcü Kmara ve diğer turuncu devrim öncülerinden bilindik semboller). Bayrağı beyaz-mavi-beyaz. Lideri “Sezar” lakaplı Maksimilyan Andronnikov, Belgorod oblastındaki bir baskına katılmış. Yaklaşık 50 yaşında görünüyor, Soçi’nin yerlisi olduğu ve eskiden fitness eğitmeni olduğu biliniyor. Rus aşırı sağ örgütlerinin bir üyesiydi.
Bu örgütlerin ideolojisi ise son derece belirsiz. RDK, çok kültürlü Rus dünyasına karşı Slav etnik devleti talep ediyor. Onlara göre Rus ulusal devleti, yerli Rus topraklarında kurulmalı. Nikitin-Kapustin bir mülakatında açıkça Rusya’nın çöküşü lehine konuşuyor. Ukrayna tarafının zaferini ve ardından Rusya Federasyonu’nun çöküşün istediğini söylüyor. Bu çökmüş Rusya’nın yıkıntıları üzerinde “geleceğin güzel Rusya’sını” inşa etmek istediğini iddia ediyor. Ona göre bu Rusya’da ne Kafkas cumhuriyetleri ne Sibirya ne de Uzak Doğu olmalı. Bu bölgelerdeki Ruslar kaçmalı ve Moskova oblastı büyüklüğündeki “geleceğin güzel Rusya’sına” gelmeli.
Ukrayna'da sokakları tutan neo-Nazi paramiliterler: C14, liderleri, devlet bağlantıları ve işledikleri suçlar
5 Şubat 2022’de Kiev’de neo-Nazilerin toplanıp gündemi tartıştığı “Bandera Okumaları” adında bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğin organizasyonunu Svoboda partisi üstlendi. Forumda neo-Nazi C14 grubunun lideri Yevgeniy Karas, Ukraynalı milliyetçi grupların ABD ve diğer Batılı ülkelerle olan ilişkilerine dair bilgi verici açıklamalar yaptı.