Polonya ve nükleer: Duda'nın "Konu açılmıştır" beyanı neyin alameti?
Önceki hafta Baltık Denizi’nde Kuzey Akım 1 ve 2 doğalgaz boru hatlarının Bornholm Adası yakınlarında kalan noktalarına yönelik sabotajların ardından Polonya, Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın yaptığı yeni bir tebliğ ile savaşı tırmandırmaya dönük pek sesi duyulmayan ama önemli bir adım attı.
5 Ekim’de Gazeta Polska’ya mülakat veren Duda, NATO bayrağı önünde şunları söyledi:
“Sorun şu ki nükleer silahlarımız yok. Bu konunun yakın vadede Polonya olarak kendi yetki alanımıza gireceğine dair bir işaret de yok. Nükleer paylaşım programına katılmak için her zaman potansiyel bir fırsat mevcut. ABD’nin bu tür bir ihtimali gözetip gözetmediği konusunda Amerikalı liderlerle görüştük. Konu açılmıştır.”
Gazeta Polska’nın geçen hafta hem basılı yayınında hem de internet sitesinde manşet şuydu: “Nükleer paylaşımda Polonya. Konu açılmıştır.”
Polonya’nın kuzeyindeki Redzikowo’da yer alan ABD Donanmasına ait üs, Kremlin’e doğrultulmuş, on iki dakikadan daha kısa bir uçuş mesafesine sahip Aegis Ashore füze savunma sistemlerinin bulunduğu yer.
Mart ayında Pentagon yetkilileri, Redzikowo üssünde radar ve diğer test etmeye hazırlandıklarını beyan ettiler.
Romanya’daki Devezelu üssünde ve şu anda İspanya’nın Rota limanında olan Amerikan gemilerindeki Aegis sistemleri faaliyete hazır. Pentagon, Polonya’daki füzelerin operasyonel kullanım için ne zaman hazır olacağına dair herhangi bir bilgi paylaşmadı.
2016 yılının mart ayında Romanya’daki füzelerin atışa hazır hale getirilmesiyle beraber Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “kırmızı çizginin geçildiğini” ifade ederek şunları söylemişti:
“Romanya’nın bu bölgelerindeki insanlar hedef tahtasında olmanın ne demek olduğunu bilmiyorlarsa, bugün güvenliğimizi sağlamak için bazı önlemler almak zorunda kalacağımızı hatırlatmak isterim.”
Diğer yandan ABD’nin Polonya’daki nükleer silahları, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın güvenlik garantisi görüşmeleri kapsamında 17 Aralık’ta ABD ve NATO’ya teklif ettiği saldırmazlık anlaşmalarında “temel güvenlik çıkarı” olarak yer alıyordu.
Teklif, şubat ayının başlarında Washington ve Brüksel tarafından reddedildi.
Beyaz Saray, konunun gündeme geldiğinden habersiz olduklarını ve Polonya hükümetine daha fazla soru yönelttiklerini iddia etmiş.
Duda, mülakatında nükleer paylaşım programına dahil olmanın nükleer silah edinme anlamına gelmeyeceğini dile getirmiş:
“Nükleer paylaşıma katılım, kendi nükleer silahınıza sahip olacağınız anlamına gelmez. Nükleer paylaşım, uzak gelecek açısından değerlendirilmelidir, Polonya’nın güvenliğini güçlendireceğine kesinlikle inanıyorum. Uzun vadeli hedefimiz bu olmalı.”
Redzikowo üssünün potansiyeli
Şubat ayında New York Times (NYT) gazetesinde yer alan ve Redzikowo üssünün füze savunma altyapısına ilişkin değerlendirmede, NATO’nun “taarruz füzelerini fırlatmak için gereken yazılım, donanım ve altyapıdan yoksun olduğu” belirtilmiş.
Makalede şöyle devam ediliyor:
“[…] Ancak bazı bağımsız uzmanlar, Polonya ve Romanya’da kurulu olan MK-41 rampalarının yazılım ve diğer değişikliklerin yeniden düzenlenmesini gerektirse de yalnızca önleyicileri değil, aynı zamanda taarruz füzelerini de ateşleyebileceğine inanıyor.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu analistlerinden Matt Korda, ‘görsel incelemeler olmadan, Tomahawk’a özgü bu donanım ve yazılımın Avrupa’daki Aegis Ashore sistemlerinde kurulu olup olmadığını belirlemenin bir yolu olmadığını’ söyledi.”
2019’un şubat ayında Putin, “kırmızı çizgiyi” tekrarladı:
“Bu füzelerin bazıları Moskova’ya sadece 10-12 dakikada ulaşabilecek kabiliyette. Bu bizim için çok ciddi bir tehdit. Bu durumda zorlanacağız, bunu vurgulamak isterim, ayni veya asimetrik eylemlerle karşılık vermek zorunda kalacağız. Bu ne anlama geliyor? Şimdi doğrudan ve açık biçimde söylüyorum. Rusya, sadece doğrudan tehdit edildiği alanlarda değil, kendisine tehdit oluşturan füze sistemlerinin karar alma merkezlerinin bulunduğu alanlarda da kullanılabilecek silahlar oluşturmak ve konuşlandırmak zorunda kalacak.
[…]
Ne eklemek isterim? Amerikalı meslektaşlarımız, şimdiye kadar küresel füze savunma projeleriyle mutlak askeri üstünlük kazanmaya çalıştılar. Kendilerini kandırmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Yanıtımız daima yeterli ve etkili olacaktır.”
Mount Whitney ve Arleigh Burke
Nükleer silah yüklü Amerikan gemileri en son 2021’in kasım ve aralık aylarında Karadeniz’deydi. Komuta, kontrol ve istihbarat gemisi USS Mount Whitney ve yakıt ikmali yapan USS John Lenthall 3 ila 15 Kasım tarihleri arasında, USS Arleigh Burke de 25 Kasım ve 15 Aralık tarihlerinde bölgedeydi.
Mount Whitney, 2014’te Kiev’deki Maydan darbesi esnasında Karadeniz’deydi. Gemi; Polonya, Almanya ve Brüksel’deki ABD ve NATO tespit sistemleri ve komuta merkezleri ile hava, kara ve deniz füzelerini koordine edebilir.
Arleigh Burke ise, ateşlenmeye hazır nükleer Tomahawk füzeleriyle donanmış durumda.
ABD Dışişleri, Duda’yı yalanladı
5 Ekim akşamı düzenlenen basın toplantısında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, sözcü vekili Vedant Patel’e Duda’nın beyanını tekzip ettirdi.
Polonya ve AB bayraklı rozet takan bir muhabir, Patel’den Duda’nın “ABD ile Polonya’nın nükleer paylaşım programına dahil edilmesi konusunda devam eden görüşmeler olduğu” yönündeki açıklamasını teyit etmesini, doğruysa açıklık getirmesini istedi.
Sözcü vekili Patel’in cevabı şuydu:
“İlk olarak sorunuz Polonya ilgili olduğu için bir adım geri atmak ve Polonya’nın bölgede önemli bir NATO müttefiki olduğunu belirtmek istiyorum. Ve şunu söyleyebilirim ki, Amerika Birleşik Devletleri’nin 1997’den sonra NATO’ya katılan ittifak üyesi ülkelere nükleer silah konuşlandırma planı yok.”
Varşova’da ihtilaf
Bunun yanında Polonya’da ordu kurmayları ile istihbarat şefleri arasındaki anlaşmazlık her halinden belli oluyor. Polonya’nın Kuzey Akım saldırılarındaki rolü ve Varşova’da emri kimin verdiği ya da kimin aldığı konusunda suçlamalar var.
İstihbarat şefi Pawel Soloch’un 4 Ekim’de beklenmedik şekilde istifa etmesi bunun işaretlerinden biriydi.
Duda ve Morawiecki ülkeyi yönetiyor, fakat gelecek yıl yapılacak seçimlere kadar meclis çoğunluğunu elinde tutan Hukuk ve Adalet (PiS) partisine liderlik etmiyorlar.
Partinin lideri Jaroslaw Kaczynski, Duda’nın beyanı hakkında şu yorumu yapmış:
“Cumhurbaşkanı, bu konuda benim sahip olmadığım, yolun açık olduğu konusunda ek bilgiye sahipse, o zaman elbette onu tümüyle destekliyorum, bence bu bir çok iyi bir çözüm.”
Mart ayında Kaczynski, “Polonya’nın nükleer silaha sahip olmasını istediğini”, ancak “bu fikrin gerçekçi olmadığını” söylemişti. Kaczynski, yine mart ayında Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşen Polonya heyetinin fiili lideriydi.
Duda, Morawiecki ve Kaczynski, ABD ve Alman hükümetlerinin işbirliği içinde yürüttüğü iktidar değişikliği planının hedefi. Kuzey Akım sabotajı ve Redzikowo üssündeki füzelerin fırlatmaya hazır hale getirilmesi yönündeki talep, Rusya’yı ilgilendirdiğinden çok Almanya’yı ilgilendiriyor.