Aynı iddiaları ve formülasyonları sürekli tekrarlamak da aslında propaganda faaliyetinin parçası sayılır. Batı medyası da bu metoda her zaman sadık.
Normandiya formatında yapılan toplantılara dair haberler, uzun bir zamandır maddi hatalarla dolu ve bu ısrar kasıtlı.
Batı medyası, katılımcı ülkeler Almanya, Fransa, Rusya ve Ukrayna’nın rollerini biteviye yanlış sunuyor. Katılımcı ülkelerin Normandiya formatındaki rolleri tanımlı ve formatın temeli olan Minsk Anlaşmasında da açıkça tarif ediliyor.
İhtilafın tarafları bir yanda Kiev yönetimi, diğer yanda Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri. Rusya, Almanya ve Fransa, Minsk Anlaşması ve Normandiya formatında garantör pozisyonunda.
Garantör güç olarak Rusya, Donetsk-Lugansk’ı yönlendirmeli ki anlaşma uygulansın, Almanya ve Fransa da Ukrayna’yı yönlendirmekle mesul. Bunlar, katılımcı ülkelerin anlaşmada tarif edilen rolleri.
27 Ocak’ta Der Spiegel’de yayımlanan “Donbass ihtilafında Normandiya formatı — Rusya Ukrayna’yı ayrılıkçılarla diyaloğa girmeye çağırıyor” başlıklı haber, bu konuda iyi bir numune.
Haberin girişinde toplantı hakkında kısa bir bilgi verilmiş, devamına da şunlar eklenmiş: “Almanya ve Fransa’nın moderatörlüğünde Rusya-Ukrayna görüşmelerinin ardından yapılan açıklamada, ‘Ateşkesin koşulsuz uygulanmasını destekliyoruz’ denildi”.
Haberin ilerleyen kısımlarında Spiegel, tüm ciddiyetiyle yalnızca Almanya ve Fransa’nın arabulucu konumunda olduğunu iddia ederek işi daha da ileriye götürüyor.
Hepsi bu kadar da değil, haberde şunlar var:
“Yaklaşık 8 yıldır süren ihtilafta Rusya, Moskova’nın desteklediği ayrılıkçı liderler ve Ukrayna hükümeti arasında doğrudan görüşme talep ediyor. Kiev bunu reddediyor ve Lugansk ve Donetsk’teki idarecileri ‘Moskova’nın kuklaları’ olarak nitelendiriyor. Almanya ve Fransa, sözde Normandiya formatı kapsamında arabulucuk yapıyor. Ancak, müzakere ettikleri barış planı beklemede”.
2015’te Ukrayna’nın, anlaşmanın 12. maddesinde de görüleceği üzere, nihai çözüm için Donetsk-Lugansk ile doğrudan görüşmeyi taahhüt ettiği biliniyor. Kiev yönetimi, 7 yıldır bu maddeyi uygulamamakta diretiyor ve bu da savaşın hala sona erdirilememiş olmasının ana sebeplerinden biri.
Spiegel, Kiev’in kendi imzası olan metinde yer alan bir taahhüdü Moskova’nın başına buyrukluğu olarak değerlendirmiş.
Güvenlik garantisi görüşmeleri
Medyada Batı’nın Rusya ile ilişkileri geliştirmeye çalıştığı ve görüşmeler konusunda ikna edilmesi gereken tarafın Moskova olduğu yönünde bir yanlış kanaat mevcut.
Tam aksine, görüşmeler Rus yönetiminin inisiyatifiyle gerçekleşti.
Aralık ayının ortalarında tekliflerini ABD’ye sunan Rusya, o zamandan beri Washington yönetiminden yazılı yanıt bekliyordu.
ABD, defalarca kez yanıtın “gelecek hafta” verileceğini söyledi ama 26 Ocak’a kadar birden fazla “gelecek hafta” açıklaması yapıldı.
Bununla beraber hem Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov hem de Kremlin Sözcüsü Peskov, ABD’nin Moskova’nın birincil talebi “NATO’nun doğuya doğru genişlemesinin durması”na yanıt vermediğini açıkça belirtti.
Spiegel, Rusya’dan gelen ilk tepkiler hakkında “Rusya’nın güvenlik garantisi talepleri — Kremlin, NATO ve ABD’den gelen yanıtlara temkinli yaklaşıyor” başlıklı haberde şunları söylüyor:
“Interfax haber ajansı, Lavrov’un en önemli nokta hakkında ABD’den pozitif bir açıklama gelmediğini söylediğini aktardı. Ancak hangi bunun hangi nokta olduğu belirsiz”.
Burada bir çakallık var; Lavrov’un açıklaması tahrif edilmiş ve Spiegel, mealen Rusların öngörülemez olduğunu ve dürüstlükten nasibini almadığını söylemeye çalışıyor.
“Zaten bunlarla nasıl pazarlık yapılır?”, müşterisi olduğu mecraya sadık okurun aklından geçecek cümleler mutlaka bu veya benzeri şeyler olmuştur.
CNN’in yediği halt
Yine geçen hafta namını bilenin bildiği CNN sunucusu Christiane Amanpour, Rusya’nın Ukrayna sınırına tank sevkiyatı yaptığına ilişkin bir haber sundu.
Haberde yer alan görüntülerin kaynağı “Rusya Savunma Bakanlığı” [ki öyle değil] olarak belirtilmiş, Ukrayna’nın Harkov kenti ise Rusya sınırılarında gösterilmiş.
Amanpour’un aktardığı her şey apaçık yalan ve hayal mahsulü.
Bu saçmalıklara herkes yeteri kadar şahit oldu ama Ukrayna’nın haritadaki yerini bile bilmeyen Amerikalı izler/dinler kitleye bunları yutturmak elbette zor değil.
Teşekkürler.