Minsk Anlaşması'na ne oldu?
Batılı medya, 7 yıldır Donbass ihtilafının çözümüne yönelik Minsk Anlaşması'nın uygulanmasını telkin ediyor. Nihayetinde Almanya ve Fransa, garantörü olduğu anlaşmayı tarihe gömdü.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen günlerde alışılmadık biçimde Moskova ile Berlin ve Paris arasındaki yazışmaları yayımladı.
Yazışmalar, ilgili tarafların hicap duyacağı nitelikte ve Almanya ve Fransa’nın Minsk Anlaşması’nı fiilen hükümsüz kılmak istediğini açıkça gösteriyor.
Minsk Anlaşması
2015’in şubat ayında Donbass ihtilafına çözüm bulmanın oldukça basit bir yöntemi üzerinde mutabakata varıldı.
Donbass’ta yaşayan Rus azınlığın, Maydan darbesi sonrasında kurulan ve emekli ya da faal neo-Nazilerden müteşekkil hükümeti reddetmesi nedeniyle anlaşmada, Ukrayna anayasasında “özel statü” olarak tarif edilen bir değişiklikle Donbass’a özerklik tanınması kararlaştırıldı.
Bununla beraber anlaşmada, karşı tarafın silah bıraktıktan sonra cezalandırılmamasını garanti altına almak üzere Kiev yönetimi tarafından bir genel af çıkarılması öngörüldü.
Anlaşmada, Kiev’in Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Lugansk cumhuriyetleriyle doğrudan diyaloğa girmesi ve yeni seçimlerin ne şekilde yapılacağı müzakere etmesi koşulu yer buldu.
Özeti bu şekilde olan tüm maddeler uygulandıktan sonra seçimler yapılacak, sonrasında ise Kiev, Donbass’ın ve Rusya sınırının kontrolünü devralacaktı.
Diğer yandan bu sürecin, 2015’in sonbahar aylarında nihayete ermesi bekleniyordu, bu olmadı.
Dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko’nun altına imza attığı anlaşmanın çoğu maddesi — Kiev tarafından — uygulanmadı.
Batı kamuoyu ise, Rusya’nın anlaşmada adının bile geçmediğinin ve belgenin, Moskova’dan herhangi bir talep içermediğinin farkında değil.
Rusya’ya yönelik suçlamaların tamamıyla propaganda unsuru olduğu, bir basın toplantısı esnasında Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert’e Rusya’nın Minsk Anlaşması’nda yer alan 13 maddeden hangisini ihlal ettiği sorulduğunda netlik kazandı.
Seibert, sorunun yanıtını bilmiyordu.
Normandiya formatındaki son toplantı, 2019’un aralık ayında yapıldı ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, anlaşmayı yeniden yazmak istediklerini söyledi. Bu, ilk günden beri var olan niyeti, yani anlaşmanın iptali yönündeki talebin dile getirildiği ilk aşama oldu.
Hatta o sırada, Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresi’nin web sitesinde, zirveden çıkan deklarasyon metninin Ukraynacası tahrif edilerek yayımlanmıştı.
İlgili içerik: Kiev idaresi, ‘Normandiya Dörtlüsü’ zirvesinden çıkan deklarasyon metnini tahrif etti
Almanya ve Fransa, anlaşmayı gömdü
Donbass’ta Türkiye’nin Ukrayna’ya tedarik ettiği Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının kullanılması, Garlovka’nın ateş altına alınması ve Donetsk yakınlarındaki Staromariyevka yerleşiminin Ukrayna ordusu tarafından ele geçirilmesinin ardından Batı, Normandiya formatında yeni bir dışişleri bakanları toplantısı talep etti.
Toplantı talebini reddeden Moskova’nın diyaloğu reddettiği ve ihtilafı derinleştirdiği yönünde suçlamalar gelmeden hemen evvel Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Almanya ve Fransa ile yapılan yazışmaları kamuoyuna duyurdu.
Toplam 28 sayfadan oluşan yazışma dökümünde, Lavrov’un 29 Ekim’de Berlin ve Paris’e görüşme teklifi ilettiği görülebilir.
Buna yanıt olarak Fransa ve Almanya, 4 Kasım’da Rusya’nın Normandiya formatında nihai bir deklarasyon yayımlanması teklifinin, Moskova’nın Kiev ile Donbass arasında doğrudan diyalog çağrısında bulunması nedeniyle kabul edilemeyeceğini söylediler.
Fakat bu, Minsk Anlaşması’nı ayakta tutan kolonlardan biriydi; Berlin ve Paris’in bunu “kabul edilemez” olarak nitelendirmesi Minsk Anlaşmasını fiilen tarihe gömdükleri anlamına geliyor.
6 Kasım’da Lavrov, Berlin ve Paris’ten gelen yanıtın hayal kırıklığı yarattığını yazdı.
Almanya ve Fransa’nın, 11 Kasım’da Normandiya formatında toplantı düzenleme talebini Lavrov, sonuç bildirgesi teklifinin geri çevrilmesi nedeniyle reddetmişti.
15 Kasım’da ise Ukrayna, Almanya ve Fransa dışişleri bakanları bir araya geldi ve Rusya’yı alelen, toplantı teklifini “tekrar tekrar reddetmekle” suçladı.
Bunun üzerine Rusya Dışişleri Bakanı, Almanya ve Fransa dışişleri bakanlarına gönderdiği yazılı mesajda, ertesi gün yazışmaları yayınlayacağını duyurdu.
Mesaj şu sözlerle sona erdi:
“Bu alışılmadık adımın gereğini anladığınızdan eminim, zira bu, uluslararası yasal yükümlülükleri kimin nasıl yerine getirdiği ve uluslararası yasal yükümlülüklerin en üst düzeyde nasıl kabul edildiği konusundaki gerçeği uluslararası toplumuna iletmekle alakalı.”
Burada Alman ve Fransa, önce kabul edilemez taleplerde bulunup, sonrasında ise başarısız olacağı aşikar olan kısa vadeli bir toplantı önererek açıkça Rusya’yı tuzağa çekmeye çalıştı.
Lavrov’u toplantı masasına oturtmak ve toplantının başarısızlığından ötürü Rusya’nın suçlanması ya da Lavrov’un toplantıya teşrif etmemesi halinde Moskova’nın diyaloğu reddetmekle suçlanması planlanmıştı.
Almanya ve Fransa’nın, Ukrayna’nın ittirmesiyle talep ettiği şeyi, Donetsk lideri Denis Puşilin’in geçen haftaki açıklaması çok iyi özetliyor:
“Benim fikrim; neden tekrar görüşelim? Söylenenleri uygulayalım, sonra yapılacakları belirleyelim. Ki bu şekilde ilerleyebilirdik. Ama hayır, Ukrayna şimdi ne yapıyor? Esasında her iki formatı [Normandiya ve Minsk] da engelliyor; bayalığı, küstahlığı ve sinizmiyle… Şu anda müzakerecilerimizin gördüğü şey tam olarak budur.”
İlgili içerik: "Ukrayna, Donbass'ta Hırvat senaryosunu tekrarlamayı amaçlıyor"