Merkel, Ukrayna savaşı ve Minsk sahtekârları
"Maydan darbesi, Ukrayna'yı Merkel'in lebensraum'u haline getirdi; Avrupa Birliği ve NATO ittifakı üyeliği bunun günümüzdeki adı."
Çevirmenin notu: Savaş uzuyor, hedefler revize ediliyor, hükümetler düşüyor ve akıbete dair belirsizlik devam ediyor. 9 yıl evvel başlayan ve 24 Şubat 2022’de pik noktasına ulaşan savaşı bitirmenin Moskova’nın elinde olduğu yaygın kanı ama Batı başkentleri, bu uzun vadeli yatırımın getirilerini kolay kolay terk edeceğe de benzemiyor. Macar basını, gazeteci John Helmer ile bir söyleşi yapmış, belki sürecin en kapsamlı değerlendirmesi olabilir.
Macaristan’dan savaş hakkında sorular: Almanya’nın yeşil faşizmi yanıtlardan biri
John Helmer — Dances with Bears
12 Aralık 2022
Tamas Gergo Samu, bu söyleşiyi bu ayın başlarında e-posta yoluyla gerçekleştirdi. Gazeteci olan Samu, Budapeşte’de Macar parlamentosunda vekillik yaptı; daha sonra parlamentoda Macaristan için Birlik (EM) olarak bilinen muhalefet blokunun önde gelen partisi Daha İyi Bir Macaristan Hareketi [Jobbik Magyarországért Mozgalom) liderinin danışmanı oldu. İki yıl önce Jobbik partisinden ayrıldı ve şu anda bağımsız Bekes ilçe meclis üyesi. Söyleşi, Romanya’nın Transilvanya bölgesinin başkenti Cluj-Napoca’da yayımlanan, Macarların önde gelen haftalık dergisi Erdélyi Napló’da (“Transilvanya Dergisi”) yayımlanacak.
TGS: İnsanlar genellikle bir meseleye basitleştirilmiş bir şekilde bakmak isterler. Bu savaşta Batılı ülkelerin çoğu Rusya’yı saldırgan olarak suçluyor. Genellikle dünyayı siyah ve beyaz terimlerle görmek isteriz. Peki bu savaş iyiler [Ukrayna] ve kötülerin [Rusya] mücadelesi mi?
JH: Rusya’nın yürüttüğü bu savaş, 1939’dan bu yana Almanya, ABD ve İngilizlerin savaş amaçlarına karşı savunmasının bir devamı. Bu amaç, Kremlin’de rejim değişikliği ve yöntem olarak ülkenin askeri ve iktisadi kaynaklarının tasfiyesi ile Rusya’nın diğerleriyle eşit bir Avrupa gücü olma durumunun ortadan kaldırılması oldu. Şansölye Angela Merkel’in hedefleri Şansölye Adolph Hitler’inkinden farklı değil, ancak Hitler’in İngilizler ve Amerikalılarla aynı anda savaşma ya da Rusya’ya karşı askeri harekâtı çok erken başlatma hatalarını yapmadı. Merkel’in ABD ve NATO müttefikleriyle birlikte Ruslara karşı körüklediği ırkçı nefret, Hitler’in ideolojisinde Yahudilere karşı duyulan ırkçı nefretin yerine geçerek bugün Avrupa’daki savaşı motive ediyor ve propagandasını yapıyor.
Merkel birkaç gün evvel Almanlara, Almanya’nın 2015 Minsk anlaşmalarını Ukrayna’nın askeri hazırlıklarına zaman kazandırmak için kabul ettiğini söylerken Hitler’in 1938’de Çekoslovakya, Sovyetler Birliği ve Büyük Britanya ile üzerinde mutabık kaldığı, kendine zaman kazandıran kâğıt parçalarını hatırlatıyordu. Neville Chamberlain’in İngiliz seçmenlere Hitler’le “şimdilik barış” sağlamak üzere imzaladığını söylediği kâğıt parçasının bir yıl içinde sahte olduğu ortaya çıktı. Merkel’in şimdi kabul ettiği Minsk anlaşması da kendi açısından baştan beri yalandı; bunu ancak şimdi, yedi yıl sonra itiraf etti.
Fakat Merkel, daha uzun bir zamandır Hitler’in yolundan gidiyor. 1938’in mart ayındaki Avusturya Aschluss’u ve altı ay sonra Sudetenland’i ele geçirmesi, Merkel’in 21 Şubat 2014’te Kiev’de Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’i deviren ve Ukrayna’yı doğrudan Moskova’yı hedef alan bir silah yığınağına dönüştürme planını başlatan Maydan darbesi planını da kabul etti. Maydan darbesi, Ukrayna’yı Merkel’in lebensraum’u haline getirdi; Avrupa Birliği ve NATO ittifakı üyeliği bunun günümüzdeki adı.
Merkel, 1941’deki Barbarossa Harekâtı gibi bir işgal için Hitler kadar sabırsız değildi. Temmuz 2014’te Malezya Havayolları’na ait MH17’nin düşürülmesinin ardından Hollanda’nın Donetsk’e askeri müdahale planını kabul etmeyi reddetti. Merkel bu plan için erken olduğunu ve Rusya’nın, Ukrayna kuvvetlerinin tamamen yok edilmesi riskini doğuracak bir karşı saldırısını tetikleyeceğini düşünüyordu. Merkel ve ABD’li liderler Hollandalılar kadar fevri davranmadılar; Rusya’nın Kırım’ı çabucak ele geçirmesi hepsini şaşırtmıştı. Bu yüzden daha uzun vadeli planlar yapmaya başladılar. Merkel ayrıca Alman iş dünyasının ve sendikaların bağlı olduğu Rusya ile kârlı iktisadi ilişkileri koparmayı kabul etmedi ve 2017’de yeniden seçilmesi için gereken oyları da; kendisine karşı yüzde 8’lik bir oy oranına rağmen kazandı. Dolayısıyla Berlin, Kuzey Akım doğalgaz projesini durdurmadı, bunun yerine Merkel, projenin hayata geçirilmesini geciktirdi ve daha fazla zaman kazandı.
Daha sonra Merkel, 2020’nin eylül ayında Berlin’de Aleksey Navalnıy’ın başucuna bir ziyaret gerçekleştirdi ve böylece başbakanlığın ve Alman istihbarat teşkilatlarının Noviçok hikayesine tümüyle katıldığını ortaya koydu. Bu, sorunuzda tanımladığınız iyiye karşı kötü ideolojisinin uydurulmasının bir örneği ve merkezinde, Rus şeytanlığı emsali, Merkel’in Navalnıy’ın ilan ettiği şekilde kendisini yok etmeye ant içen Başkan Vladimir Putin’in şeytanlaştırılması var.
Rusya’ya karşı bu savaş planının saati, Almanya için 2021’in aralık ayında Berlin’deki başbakanlık koltuğuna Merkel’in yerine Olaf Scholz’un oturmasıyla durmadı. Bu saat, Rus kuvvetlerinin özel harekata başladığı 24 Şubat 2022’de doldu.
Bu harekâtı özel kılan şey; Almanların, Amerikalıların ve İngilizlerin planladığı gibi Avrupa ölçekli bir savaş olmaması. Özel olmasının nedeni Rusya’nın Ukrayna’nın silah yığınağını dağıtmayı ve saldırı tehdidini önlemeyi amaçlaması. Fakat Almanlar, Amerikalılar ve Avrupa’daki müttefikleri son Ukraynalıya kadar savaşmayı hedefler ve Rusya’ya dönük bu savaşı Ukrayna’nın sınır bölgelerinden, Polonya sınırının her iki tarafındaki Galiçya’dan, Macaristan sınırının her iki tarafındaki Transkarpatya’dan ve Romanya ile Moldova hatlarının ötesinden yürütmeye devam ederlerse o zaman özel harekât, topyekûn harekât haline gelecek. Yani Avrupa’da Rusya’ya karşı savaşın yeniden başlaması söz konusu olacak.
TGS: Sivil altyapının bombalanması kabul edilebilir mi? Sivil ve askeri altyapı arasındaki fark ne?
Kuşatma savaşı, Eriha surları etrafındaki İsrailliler, Yahudilerin Romalılara karşı Masada savunması ya da Kudüs etrafındaki Avrupalı Haçlılar kadar kadim ve ahlaki. Amaç, hedef alınan sivil halkı ve askeri kuvvetleri ne kadar düşman olurlarsa olsunlar savaşma kapasitelerinden vazgeçmeye ikna etmektir. Tarihten çıkarılacak ders, kent surları ve kale barbarları ne kadar uzun süre dayanırsa kuşatma gücünden daha üstün bir kuvvet tarafından kurtarılmadıkları sürece siviller için sonucun o kadar yıkıcı olacağı.
Avrupa’nın savaş tarihinde Haçlı seferleri ilk olarak Fransa’da toplanan Avrupalı Hıristiyanların oybirliğiyle kararlaştırıldı ve 1095’in kasım ayında Papa’nın II. Haçlı seferlerine Macar kuvvetleri de katıldı ve önce II. Andrew komutasında Kudüs ve Dimyat’a, daha sonra Bosna’ya ardından Varna’ya karşı savaştılar. Askerleri motive etmek ve bu seferler için para toplamak amacıyla hangi ideolojik uydurmaların ve ırkçı nefretin körüklendiğini siz benden çok daha iyi biliyorsunuz.
İngilizler ve Amerikalılar, 1943’ün mayıs ayında Alman barajlarına yönelik Dam Busters harekâtı ve 1945’in şubat ayında Dresden’in bombalanması gibi yenilikler getirdi. ABD’nin özel icadı ise 1945’in ağustos ayında Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasıydı. Bunu ABD Hava Kuvvetlerinin Kuzey Kore’deki satürasyon ve salkım bombardımanı takip etti; imha emirleri “Kuzey Kore’deki her üs, tesis ve kötü, ayrıca her iletişim aracını ve her fabrika, kent ve köyü” içeriyordu. Hepinizin bildiği gibi ABD’nin Vietnam’a yönelik satürasyon ve salkım bombardımanı [napalm] coğrafi olarak daha geniş, patlayıcı gücü bakımından daha yoğun ve zaman açısından Almanya, Japonya ya da Kuzey Kore’nin yaşadığından daha uzun süreli oldu.
Avrupa’da, ABD Hava Kuvvetleri Üniversitesi’nin bir tezine göre “Hava Kuvvetleri, uzun zamandır elektrik güç sistemlerine saldırmayı tercih ediyor. Elektrik enerjisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana her savaşta kritik bir hedef olarak görüldü ve muhtemelen gelecekte de aday gösterilecek… Deliller, elektrik enerjisine saldırmanın tek mantıklı nedeninin, dışarıdan yardım almadan kendi kendine yeten bir ulus devlete karşı yürütülen bir yıpratma savaşında savaş malzemesi üretimini etkilemek olduğunu gösteriyor”. Bu 1994 yılında yazıldı. 1999’un mayıs ayında ABD Hava Kuvvetleri, Sırbistan ve Belgrad’ı bombalayarak “gelecekteki” operasyonel konseptini ortaya koydu.
Anglo-Amerikan askeri yaklaşımı ile Rusya’nın Ukrayna’daki yaklaşımı arasında fark var. Rusya’nın amacı Ukrayna’daki kent ve kasabaların yanı sıra Ukraynalı ordu birliklerini de en az kayıp ve fiziksel yıkım pahasına çözüm şartlarını kabul etmeye ikna etmek. Mariupol savaşı bu şekilde sona erdi.
Vladimir Zelenskiy rejiminin ya da ABD ve NATO’nun Lvov, Almanya ve Polonya’daki ileri komuta merkezlerinin politikası bu şartları kabul etmek olmadı. Bunun yerine Zaporojye nükleer santraline ve Kahovka hidroelektrik barajına uzun menzilli obüsler, füzeler ve havan toplarının yanı sıra komando operasyonlarıyla saldırdılar. Su kaynaklarına karşı ilk askeri güç kullanımı Kiev’in 2014 ortalarında Kuzey Kırım Kanalını kesme operasyonuydu.
Sözüm ona Buça katliamı gibi Ukrayna’da Rus kuvvetleri tarafından sivillere karşı işlendiği iddia edilen savaş suçlarının delillerini araştırmanın ne yeri ne de zamanı. MH17’nin düşürülmesi gibi derinlemesine incelediğim vakalarda deliller, NATO müttefiklerinin yardım ve yataklık ettiği Ukrayna güvenlik teşkilatı SBU tarafından uydurulmuştu.
TGS: Savaşı iki taraf içinde makul olabilecek şekilde sona erdirebilecek bir çözüm var mı?
Bu savaştaki tarafların ABD, Almanya ve NATO ile Rusya olduğu konusunda açık olalım. Amerikalılar son Ukraynalıya kadar savaşıyor. Muharebe harekatlarını komuta eden Alman, Fransız, Kanadalı, İngiliz ve diğer askeri yetkililer var; sahada Polonyalı muharip birlikler var. Yunanistan’dan Yeni Zelanda’ya kadar ABD’nin dünyanın dört bir yanından müttefikleri Ukrayna’ya silah sevkiyatı yapıyor. Kiev’deki Zelenskiy, Vietnam’ın Saygon kentindeki Ngo Dinh Diem ya da Afganistan’ın Kabil kentindeki Eşref Gani kadar kendi tarafını temsil edebilecek çapa sahip değil. Buna rağmen ABD’nin müttefikleri, Almanya’nın Moskova ile herhangi bir doğalgaz tedarik müzakeresi düzenlemesini engellemek için Kuzey Akım boru hatlarına da saldırdı. Ukrayna’nın Polonya’nın güneydoğusuna düzenlediği son füze saldırısı da ABD’nin Varşova’ya, Polonya’nın Moskova’yla herhangi bir uzlaşı düşünmemesi yönünde bir uyarısı.
Tarafların kim olduğunu netleştirdiysek ABD tarafının Dinyeper Nehri’nin doğusundaki cephede mevcut koşullarda savaşmaya devam etme kapasitesi ne? Doğuya asker, yakıt, gıda, silah ve mühimmat ikmali ve aynı şekilde batıya doğru yaralıların tahliyesi ne zaman duracak? Bunun yanıtı önümüzdeki günler ya da haftalar içinde netleşebilir.
O zaman savaşın Galiçya ve Belarus sınırlarından Polonya’ya sıçramasının yaratacağı yeni riskler — sadece mülteciler değil — ne olacak? Ve benzer şekilde Transkarpatya üzerinden Macaristan’a yayılma riskleri ne olacak? Ve savaşın Romanya ve Moldova sınırlarına sıçrama riski ne olacak?
ABD’nin 2018’den beri Romanya’nın Deveselu ve bu yılın başından beri Polonya’nın Redzikowo kentlerine nükleer füze üniteleri yerleştirmesi Putin tarafından Rusya’nın güvenliğini doğrudan tehdit eden “kırmızı çizgiler” olarak tanımlanmıştı. Romanya ve Moldova, hava sahalarının ve havaalanlarının NATO’nun keşif ve istihbarat operasyonlarında kullanılmasına izin veriyor ve bu da Ukrayna birliklerine hedefleme verileri sağlıyor. Dolayısıyla eğer Polonyalılar ve Rumenler, Rusya’ya karşı son Ukraynalıya kadar savaşmayı amaçlıyorlarsa Rusya’ya karşı savaşmaya istekli ya da savaşabilecek Ukraynalı kalmadığında karşılaşacakları riski ve bunun kendilerine maliyetini hesaplamaya başlamalılar.
En azından Kasım 2024’teki ABD başkanlık seçimlerinden ve Eylül 2025’teki Alman parlamento seçimlerinden sonraki dönemde hangi çözüm koşullarının mümkün olduğunu düşünüyorsunuz?
Merkel’i itiraflarının ve Scholz’un bu ay Almanya’da savaşa karşı olan tek muhalefet partisi Almanya için Alternatif (AfD) partisini yok etme teşebbüsünün önemi, Rusya’nın artık ABD’nin son Almana ve aynı zamanda son Polonyalıya kadar savaşmaya hazırlandığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda olması. Pek çok Polonyalı kaynak, önümüzdeki sonbaharda yapılması planlanan parlamento seçimlerinin Hukuk ve Adalet (PiS) hükümetinin yerini daha Amerikancı olan Sivil Platform’un (PO) almasıyla sonuçlanacağını düşünüyor.
Bu koşullar altında Macaristan’ın ulusal çıkarları korunmak isteniyorsa, Budapeşte’den beklentiler neler?
Bu perspektiften bakıldığında en iyi sonuç, Rusya’nın ateşkes planı ve tüm taarruz silahlarının ve askeri oluşumların batıya doğru uzaklaştırıldığı askerden arındırılmış bir bölgeye tekabül ediyor.
Fakat Dinyeper Nehri’nin ne kadar batısına? Bu, kış boyunca askeri harekatların seyrine ve güneyde Odessa ve Nikolayev; kuzeyde Suma, Harkov ve Poltava gibi kentlerin kendi şartlarını kabul etmeye hazır olup olmadıklarına bağlı. Eğer Ukrayna bir Ukrayna Askerden Arındırılmış Bölgesi (UDZ) ile bölünecekse — ki bu Rusya’nın 24 Şubat’ta açıklanan stratejik hedeflerinden ilkini karşılayabilir — Lvov etrafındaki Galiçya bölgesi, Berlin ve Varşova’nın bugüne dek teşvik ve finanse ettiği gibi Nazileştirilmeye devam ederse ne olacak?
Scholz’un 7 Aralık’ta AfD’yi hedef alan saldırısı, Hitler’in 30 Haziran 1934’teki Uzun Bıçaklar Gecesi kadar ölümcül değil. Ancak siyasi hedefi aynı ve Scholz, Hitler’in asla sahip olamadığı propaganda avantajına sahip: Avrupa çapında ve ABD’den alınan destek ve onay. Ruslara dönük ırkçı nefret Batı’da Berlin’e kadar uzandığında savaşın Nazilerden arındırma hedefine ne olacak? Bu durum Ukrayna’daki ateşkes haritasına bakışı değiştiriyor.
Rusya tarafından bakıldığında Putin, Merkel’in itiraflarına tepkiliydi: “Güven sorunu söz konusu. Güven zaten sıfır yakın ama bu tür açıklamalardan sonra güven sorunu ön plana çıkıyor. Herhangi bir şeyi nasıl müzakere edebiliriz? Ne üzerinde anlaşabiliriz? Herhangi biriyle anlaşmak mümkün mü ve garantiler nerede? Bu elbette bir sorun. Ancak eninde sonunda yine de anlaşmaya varmak zorunda kalacağız. Bu anlaşmalara hazır olduğumuzu, açık olduğumuzu defalarca söyledim. Fakat doğal olarak tüm bunlar kiminle muhatap olduğumuzu merak etmemize neden oluyor”.
Şu anda Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan eski Başbakan Dmitriy Medvedev, Scholz’un AfD’ye yönelik saldırısına şöyle yanıt verdi: “Almanya kendi toprakları üzerinde mutlak egemenliğe sahip değil. Almanya’nın enerji, sanayi ve savunma alanlarındaki kararları Amerikan derin devleti tarafından alınıyor ve bu kararlar kesinlikle Scholz’un saçmalıkları ya da Washington’daki kısmi bunama döneminde olan yaşlı adamlar tarafından alınmıyor”.
O halde Rusya’nın bu savaşı sona erdirmek için güvenlik koşulları neler? Bunlar Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın geçen yıl 17 Aralık’ta Washington ve Brüksel’e sunduğu iki saldırmazlık anlaşmasının metinlerinde açıkça belirtiliyor. Teklif edilen anlaşmanın 4. maddesinin şu ifadelerine dikkat edilmeli: “Rusya Federasyonu ve sırasıyla 27 Mayıs 1997 tarihinde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne üye olan tüm taraflar, Avrupa’daki diğer devletlerden herhangi birinin topraklarında, 27 Mayıs 1997 tarihinde bu topraklarda konuşlandırılmış olan kuvvetlere ek olarak askeri kuvvet ve silah konuşlandırmayacaklardır”.
Macaristan ve Polonya’nın 1999’un mart ayına, Romanya’nın da 2004’ün mart ayına kadar NATO’ya katılmadığını unutmayın. ABD ve Almanya, Rusya’ya karşı savaşlarını ne kadar uzun sürdürmeyi hedeflerlerse, tampon bölge olarak Ukrayna topraklarının, NATO üyeliğinin ve NATO Antlaşması’nın 5. madde hükmünün askeri değeri de o kadar azalacak. Bu, üç silahşorun ettiği yeminin modern hatırlatması — birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için — günümüzün Athos, Portos, Aramis ve D’Artagnan’ı kılıçlarını kaybederse durum bir çizgi komediye dönüşecek.
TGS: Baltık ülkeleri ve Polonya, Rusya’ya kan çanağı gözlerle bakıyor. Bu ülkelerin savaşı genişletmesi mümkün mü?
JH: Eski bir atasözü, “Taşlar ve sopalar kemiklerimi incitebilir ama kelimeler beni asla incitmez” der, bu Baltık dillerine ya da Lehçeye çevrilmedi. Rusya’ya karşı ırkçı nefretleri lafta ve propagandada kalıyor. Baltıkların ve Polonyalıların Alman ordusunun kendileriyle olacağını düşünerek gösterdikleri gibi niyetleri ölümcül. Ama Wehrmacht bunu yapmamıştı ve ABD ordusu da yapmayacak.
Litvanya’nın Kaliningrad’a demiryolu ve karayolu ablukası uygulamaya dönük son teşebbüsünün de gösterdiği üzere Baltık ülkelerinin savaş söylemleri bumerang gibi kendi ekonomilerine dönüyor. Ukrayna’nın Polonya’ya yönelik son füze saldırısı ve Cumhurbaşkanı Duda’nın sahte Emmanuel Macron ile yaptığı telefon görüşmesi, Polonya’nın savaşma isteğinin olmadığını gösteriyor; Polonyalılarda kendileri kışkırtmadığı sürece Rusya’nın ülkeyi işgal edeceğine dair korku bile yok. Şu an için Polonyalılar Almanlardan en az Ruslardan nefret ettikleri kadar nefret ediyorlar. Varşova açısından Rusya’ya karşı savaş, ancak ABD ve Avrupa’nın Polonya’nın cebine akan parasını arttıracaksa gözetilebilecek bir şey.
TGS: Polonya’nın Ukrayna toprakları üzerindeki hak iddialarına ilişkin pek çok makale ve analiz var; Macaristan’ın hak iddialarına dair tartışmalara ise daha seyrek rastlanıyor. Ukrayna’nın batı topraklarının Polonya, Macaristan ya da Romanya’ya ilhak edilmesi gerçekçi bir ihtimal mi?
JH: Bu askeri operasyonların gidişatına, Lvov’un Zelenskiy’in yeni karargâhı olarak işlev görme kapasitesine ve Zelenskiy ile adamlarının çaresizlik içinde Transkarpatya’daki Macarlara karşı cezalandırıcı bir tutum takınıp takınmayacağına bağlı.