Kuzey Akım saga'sında yeni perde
ABD yönetimi, dikkatleri emektar gazeteci Seymour Hersh’in, geçen yılın eylül ayında gerçekleşen Kuzey Akım sabotajının Başkan Joe Biden’ın doğrudan talimatıyla yapıldığını ispatlayan iki haberinden başka yöne çekmek için can hıraş çalışıyor.
Alman Şansölyesi Olaf Scholz, Hersh’in ilk haberinden bir ay sonra Washington DC’ye ziyaret düzenledi ve burada, ana akım basına Hersh’i yalancı çıkaracak alternatif bir senaryo sunulması kararlaştırıldı.
Devamında New York Times ve Die Zeit’in “boru hatlarını Ukrayna yanlısı bir grubun sabote ettiğini” iddia eden haberleri yayımlandı.
Bu senaryonun baştan savmalığı ilk göze çarpan şey oldu, zira sadece ikisi dalgıç olan beş kişinin iki ton patlayıcıyı küçük bir yelkenli yatla taşıyarak 80 metre derinlikte fark edilmeden boru hatlarına bağlamaları hiç gerçekçi değildi.
Ve her biri yaklaşık 500 kilogram ağırlığındaki patlayıcıları deniz dibine indirmek vinç olmadan mümkün değil. Ayrıca bu işlem birden fazla dalış gerektiriyor ve iki dalgıcın 500 kilogramlık patlayıcıları yardım almadan o kadar derinliğe taşımaları — Hulk değillerse — imkânsız.
Batı basını, operasyon için kiralanan Andromeda yatının masasında patlayıcı kalıntılarının bulunduğundan söz ediyor, sanki yarım tonluk patlayıcılar yatın mutfak masasında hazır edilmiş gibi. Hatta failler, yatta sahte pasaportlarını bırakmışlar.
Dedektiflik oyunu
Hersh’in haberlerinden sonra bu tür dikkat dağıtma adımları beklenmedik değil. İzlenen yöntem epey tanıdık; ismi meçhul yetkili ve kaynakların “gizli bulguları” medyaya sızdırılıyor ve kamuoyu, bir tür Netflix senaryosunun içine çekiliyor.
Bunun son örneği, aşağıda tercümesi bulunan Washington Post haberi oldu. Gazete, 3 Nisan günü saat 17.30 civarında yayımladığı haberde “Batı’da saldırının arkasında Polonya ve/veya Ukrayna’nın olabileceğinden şüphelenildiğini”, ikinci olarak da “Batılı siyasetçilerin olayı aydınlatmaya niyetleri olmadığını, zira bunun Batı’nın birliğine zarar verebileceğini” yazdı.
Bu ikinci hususun dile getirilmiş olması son derece ilginç olmakla birlikte yeni değil. Berlin soruşturmayı ağır aksak yürütüyor, Washington’un soruşturmaya katılmaya niyeti bile yok.
Nitekim Rusya’nın BM’de uluslararası bir soruşturma komisyonu kurulması talebi de Batı tarafından oy çokluğuyla engellendi.
Soruşturmacılar yatın Kuzey Akım bombalamasındaki rolüne şüpheyle yaklaşıyor
Shane Harris, Souad Mekhennet, Loveday Morris, Michael Birnbaum & Kate Brady — Washington Post
3 Nisan 2023
Yetkililer, geçen yıl Kuzey Akım doğalgaz boru hattına düzenlenen sabotaja birden fazla geminin karışmış olabileceğini düşünüyor ve soruşturmacıların izini sürdüğü 50 metrelik yelkenli yatın bir tuzak olup olmadığını merak ediyor.
Sabotajcıların geçtiğimiz eylül ayında Kuzey Akım doğalgaz boru hatlarına ağır hasar vermesinin ardından Alman yetkililer, Baltık Denizi yüzeyinin derinliklerine patlayıcı düzenekler yerleştirmede dahli olduğu anlaşılan kiralık bir yelkenli tekneye odaklandı.
Ancak aylar süren soruşturmanın ardından emniyet yetkilileri, Andromeda adlı 50 metrelik yatın muhtemelen bu cüretkâr saldırıda kullanılan tek gemi olmadığından şüpheleniyor. Almanya Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma hakkında bilgi sahibi olan yetkililere göre tekne, kimliği henüz bilinmeyen gerçek faillerin dikkatini dağıtmak için denize gönderilen bir yem de olabilir. Yetkililer, Andromeda’nın rolü hakkındaki şüpheler de dahil olmak üzere devam eden soruşturmayla ilgili detayları paylaşmak için isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuştular.
Yetkililer, Andromeda’nın derin denizdeki yıkımdaki payının, bu yüksek profilli uluslararası suç gerilimine ilişkin daha fazla bilgi sağlayacağını, böylelikle nihayet sorumlulara ulaşılabileceğini ve olayın belirsizliğini koruyan gerekçelerinin açıklanabileceğini umuyor.
ABD’li ve Avrupalı yetkililer, bu sualtı saldırısının arkasında kimin olduğunu hala net olarak bilmediklerini söylediler. Fakat bazıları, Kuzey Akım-1’i ve henüz müşterilere gaz ulaştırmamış daha yeni bir boru hattı olan Kuzey Akım-2’nin bir kısmını felce uğratan yüzlerce kilogram patlayıcıyı bir yelkenli teknedeki altı kişilik bir mürettebatın yerleştirdiği konusunda Almanların kuşkularını paylaştı.
Uzmanlar, patlayıcıları boru hattına elle bağlamak teorik olarak mümkün olsa da tecrübeli dalgıçlar için bile deniz dibine 200 metreden fazla dalmanın ve vücutlarına basınç kaybı için zaman tanımak üzere yavaşça yüzeye çıkmanın zor olacağına dikkat çekti.
Bu tür bir operasyon birden fazla dalış gerektirecek ve Andromeda’yı, yakınlardaki gemiler tarafından tespit edilme riskine maruz bırakacaktı. Patlamanın meydana geldiği, dalgalı denizlerin ve yoğun gemi trafiğinin olduğu bölgede çalışan dalış ve kurtarma uzmanları, görevin gizlenmesinin ve uzaktan kumandalı dalgıçlar ya da küçük denizaltılarla gerçekleştirilmesinin daha kolay olacağını söyledi.
Almanya’nın soruşturması, geminin kamarasındaki bir masada bulunan “askeri” patlayıcı kalıntılarının boru hattında kullanılan patlayıcılarla eşleştiğini tespit etti. Bazı yetkililer, yetenekli sabotajcıların suçlarına dair bu kadar açık bir kanıt bırakmalarından şüphe duyuyor. Kiralanan tekne sahiplerine iade edildikten aylar sonra bulunan patlayıcı kalıntılarının, soruşturmacıları yanlışlıkla saldırıda kullanılan gemi olarak Andromeda’ya yönlendirmek için olup olmadığı merak konusu.
Soruşturma hakkında bilgi sahibi bir kişi, “Asıl soru, yelkenli senaryosunun kırmızı bir ringa balığı mı yoksa resmin sadece bir parçası mı olduğu” dedi.
Bazıları ise sabotajcıların baştan savma bir iş yapmış olabileceğini düşünüyor.
Üst düzey bir Avrupalı güvenlik yetkilisi ipuçları hakkında “Hiçbiri birbirini tutmuyor. Ama insanlar hata yapabilir” dedi.
Şüpheler Polonya ve Ukrayna’ya yöneldi
Almanya’da yürütülen soruşturma, yatın kiralanmasını Polonyalı bir şirkete, bu şirketin de önde gelen bir Ukraynalıya ait Avrupalı bir şirkete bağladı ve Berlin’den Varşova ve Kiev’e kadar uzanan geniş çaplı bir operasyonu zengin bir fanatiğin finanse etmiş olabileceği yönündeki spekülasyonları körükledi. Polonyalı şirketin ve Ukraynalı şahsın kimliği ve olası gerekçeleri belirsizliğini koruyor.
Almanya’nın elde ettiği ilk bulgulara dayanarak yetkililer, Polonya ya da Ukrayna hükümetinin saldırıya karışmış olabileceği yönünde fısıltılar yaydılar. Polonya, 1990’ların sonunda başladığından beri Kuzey Akım projesini en sert eleştiren ülkelerden biri olması ve Rusya’nın batısından Almanya’ya uzanan boru hatlarının Avrupa’yı enerji konusunda Kremlin’e bağımlı hale getireceği uyarısında bulunması saldırının sebebi olabilir.
Polonya Cumhurbaşkanı’nın en üst düzey dış politika danışmanı Marcin Przydacz, ilk bulgulardan sonuç çıkarırken dikkatli olunması çağrısında bulundu. O da Andromeda’nın kırmızı bir ringa balığı olabileceği görüşünü paylaştı, ancak Moskova tarafından getirilmiş olabileceğini dile getirdi.
Przydacz, Varşova’daki cumhurbaşkanlığı sarayında verdiği bir mülakatta “Bu, Polonya’yı suçlama hedefli bir Rus oyunu olabilir. Polonya’nın bu [saldırı] ile hiçbir ilgisi yok” dedi.
İstihbarat teşkilatları, başlangıçta baş şüpheli olarak görülen Rusya’nın sorumlu olduğuna dair net bir kanıt bulamadı.
Eski Polonyalı hükümet yetkilileri, ülkenin Kuzey Akım’a şiddetle karşı çıkmasına ve Ukrayna’nın silahlandırılmasını desteklemesine rağmen Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın Ukrayna’yı savunan ulusların ittifakını parçalama riski taşıyan bir eyleme onay vermesinden şüphe duyduklarını ifade ettiler. Polonyalı yetkililer, Ukrayna ile Rusya arasındaki ihtilafı rutin olarak “bizim savaşımız” olarak nitelendiriyor ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da başarılı olması halinde bir sonraki hedefinin Polonya olmasından korkuyor.
Daha önce Washington Post’un bildirdiği üzere patlamalardan önce boru hatlarına saldırı düzenleme ihtimalini tartışan Ukrayna yanlısı kişilerin ele geçirilen mesajlaşmalarına dayanarak kuşkular, Kuzey Akım’a dönük bombalı saldırıların ardındaki suçlu olarak Ukrayna’ya yöneldi.
Gizlice toplanan bilgiler hakkında bilgi sahibi olan üst düzey bir Batılı güvenlik yetkilisi, iletişimin ancak bombalı saldırılardan sonra Batılı haber alma teşkilatlarının istihbarat toplamak için kayıtları incelemeye başlamasıyla ortaya çıktığını söyledi.
Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in üst düzey danışmanlarından Mihaylo Podolyak, geçen ay yaptığı açıklamada “Ukrayna, Kuzey Akım’a yönelik saldırıya kesinlikle dahil olmadı” demiş ve ülkesinin neden “bölgeyi istikrarsızlaştıran ve dikkatleri savaştan başka yöne çeken, kendileri adına hiçbir şekilde faydalı olmayacak” bir operasyon gerçekleştirmiş olabileceğini sormuştu.
Ukrayna’nın dahlinden şüphelenenler, boru hattının imha edilmesinin Rusya’nın saldırganlığı karşısında müttefiklerin desteğini kazanma ve özellikle de Almanya’nın kararlılığını güçlendirme çabası olabileceğini ifade ediyor. Almanya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden birkaç gün önce Kuzey Akım-2 hattının onay sürecini durdurmuştu.
ABD ve Avrupalı yetkililer, başta bombalamadan Rusya’yı sorumlu tuttu. Ülke, iki boru hattından eskisi olan Kuzey Akım-1 üzerinden doğalgaz akışını halihazırda durdurmuştu. Bu durum, Moskova’nın enerji sevkiyatını siyasi bir şantaj aracı olarak kullanma niyetinde olduğunu gösteriyordu.
Kuzey Akım-2’nin iki boru hattından biri halen sağlam durumda. Kuzey Akım-1 boru hatlarının her ikisi de 26 Eylül’de patlamalarda kopmuştu.
Bazı yetkililer, Ukraynalı sabotajcıların ya da Ukrayna’nın çıkarları doğrultusunda hareket eden üçüncü ülkelerden şahısların Zelenskiy’in bilgisi olmadan Kuzey Akım’a saldırmış olabileceğini belirterek Zelenskiy hükümetinin ya da ordusunun tüm operasyonları hakkında tam bir bilgiye sahip olmadığını savundu. Yetkililer, bu türden makul bir inkarın meşhur devlet başkanını koruyabileceğini ve ülkesiyle alakalı küstah bir saldırının siyasi etkilerini hafifletebileceğini dile getirdi.
Hiçbir ülke, saldırıları Ukrayna ile ilişkilendirecek net bir delil sunmadı ve Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili, Ukrayna taraftarı aktörlerin ele geçirilen mesajlarının net olmadığını belirtti.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, sorumlular hakkında sonuca varmada aceleci olunmaması uyarısını yaparak bunun bir “sahte bayrak” operasyonu olabileceğini öne sürdü ve bu fikir, diğer Alman siyasetçiler tarafında da dillendirildi.
Geçen ay istihbarat yetkilileri tarafından soruşturmanın durumu hakkında bilgilendirilen bir komitede yer alan Alman milletvekili Roderich Kiesewetter, soruşturmacıların bulguları henüz paylaşmadığına inandığını, zira “delillerin çok zayıf olduğunu” söyledi.
Kiesewetter, faile dair asılsız spekülasyonların Avrupa’daki eşgüdümü tehlikeye atabileceğini dile getirerek “Patlamada kimin çıkarı olduğunu ve belirsizlik ve suçlamalardan kimin istifade ettiğini sormaya devam etmeliyiz” diye konuştu.
Ekmek kırıntılarının izi
Kuzey Akım gizemi, uluslararası bir tahmin oyununa dönüşürken Alman soruşturmacılar Andromeda’da ipucu arıyor. Bilgiyi aktaran ülkenin adını vermekten kaçınan bir Alman güvenlik yetkilisine göre gemi, ülkenin iç istihbarat teşkilatının Batılı bir istihbarat teşkilatından geminin sabotaja karışmış olabileceğine dair “epey somut bir ipucu” almasının ardından yetkililerin dikkatini çekti.
Yetkili, Alman makamlarının ihbarı güvenilir bulduğunu ve bilgiyi kolluk kuvvetlerine ilettiğini söyledi.
Soruşturmacılara göre Andromeda, Baltık Denizi’ne gitmek üzere Almanya’daki bir limandan ayrılırken sanal bir ekmek kırıntısı izi bıraktı.
Mola Yachting tekneyi 6 Eylül’de, Berlin’in yaklaşık 145 mil kuzeyindeki Rostock yakınlarında, Almanya’nın Baltık Denizi kıyısındaki liman kenti olan Warnemünde’deki Hohe Düne limanından kiraladı. Kiralama yeri, limana bakan beş yıldızlı bir otel, yedi restoran ve lüks bir alışveriş merkezi içeren büyük bir tatil beldesinin görüş alanı içinde.
Soruşturmacılar teknenin daha sonra kuzeydoğu yönünde seyrettiğini ve Rügen adasının en kuzeyindeki Wiek liman köyünde durduğunu belirttiler.
Washington Post muhabiri, mart ayının başında oraya gittiğinde dondurucu soğuklara göğüs geren birkaç köpek gezdiricisi dışında hiç kimse kalmamıştı. Andromeda’nın demirlediği düşünülen yerde yarım düzine yat suda salınıyordu. Liman şefi René Redmann, “Soruşturmacılar ocak ayının ortasında geldiler ve biz de onlara elimizden geldiğince yardımcı olduk” ifadelerini kullandı.
“Rostock’tan Bornholm’a giden bir geminin Wiek’te mola vermesi olağandışı bir durum değil” diyen Redmann, Kuzey Akım patlamasının meydana geldiği yerin yakınındaki Danimarka adasına işaret etti. Soruşturmacılar, Andromeda’nın Wiek liman köyünden ayrıldığını ve Bornholm yakınlarındaki küçük Christianso adası açıklarında demirlediğini düşünüyorlar.
Hafendorf Wiek’teki mola, Andromeda mürettebatına patlamanın yaşandığı alana gitmeden önce erzak stoklamak için son bir fırsat sunmuş olabilir.
Redmann, “Teknelere yiyecek dahil pek çok şey yükleniyor. Bazı insanlar yakıt doldurmak için duruyorlar” diye konuştu. Redmann, Andromeda’nın orada durduğunu doğulamadı ve kolluk kuvvetlerinin devam eden soruşturmasına dikkat çekti. Fakat mürettebatın kimlikleri hakkında kayıtları olmadığını, sadece geminin adını, gemideki kişi sayısını ve geminin türünü bildiklerini söyledi.
Redmann, “Yolcuların isimlerini almak charter şirketinin sorumluluğunda” dedi.
Kiralama şirketi Mola’nın ortaklarından Thomas Richter, Andromeda’daki aranmanın yatın kışlık depoda bulunduğu Rügen adasındaki Dranske gerçekleştiğini belirtti. Richter, daha fazla ayrıntı vermekten kaçındı.
“Kuzey Akım hakkında konuşmayın”
Boru hattını kimin havaya uçurduğuna dair tüm entrikalar sürerken bazı Batılı yetkililer bunu öğrenmeye pek hevesli değil.
Avrupa ve NATO’daki karar alıcıların toplantılarında yetkililer ritme alıştı; üst düzey bir Avrupalı diplomat, “Kuzey Akım hakkında konuşmayın” dedi. Liderlerin çok derine inmenin ve rahatsız edici bir cevap bulmanın çok az faydasını göreceğini ifade eden diplomat, öbür bazı ülkelerdeki meslektaşlarının Ukrayna’nın ya da müttefiklerinin işin içinde olma ihtimaliyle ilgilenmemeyi tercih ettikleri yönündeki sözlerini yineledi.
Yetkililer, net bir fail bulunsa bile bunun muhtemelen Ukrayna’ya silah sevkiyatını durdurmayacağını, Rusya’ya duyulan öfkeyi azaltmayacağını ya da savaş stratejisini değiştirmeyeceğini dile getirdi. Saldırı aylar önce gerçekleşti ve müttefikler önümüzdeki aylarda belirleyici bir aşamayla karşı karşıya olan savaş için daha fazla ve daha ağır silahlar sağlamaya devam etti.
Henüz herhangi bir ülke saldırının faili olarak gösterilmediği için yetkililer, Kuzey Akım’ın havaya uçurulmasına karışmış olabilecek dost bir devleti istemeden de olsa kızdırabilecek şüpheleri dile getirmekten imtina ettiklerini ifade ettiler.
Ortada somut kanıt yokken tuhaf bir sükûnet söz konusu.
Avrupalı diplomat, “Aile toplantısındaki bir ceset gibi” diyerek acımasız bir benzetme yaptı: “Herkes bir ceset olduğunu görür ama her şey normalmiş gibi davranır. Bilmemek daha iyi”.