Kazakistan'ın ardından, renkli devrimler dönemi sona erdi
"Kazakistan'da yaşananlar daha çok, ABD-Türkiye-İngiltere-İsrail öncülüğünde gerçekleşen ve onların Avrasya'daki hasımları tarafından çarpıcı bir biçimde engellenen bir darbe girişimine benziyor."
Çevirmenin notu: Son bir haftadır Kazakistan’da yaşanan protestolara dair fazlaca kafa karışıklığı mevcuttu. Meseleye Ukraynalı neo-Nazilerin, Belarus muhalefetinin ya da Müslüman Kardeşler’in dahil olduğunun öğrenilmesi çok sürmedi. Protestocuların cephanelikleri basarak silahlanması ya da kamu binalarına yapılan saldırılar, şahit olunan manzaranın önceden planlanmış olduğuna işaret ediyordu. Gazeteci ve yazar Pepe Escobar, Cradle.co’da yer alan makalesinde, Kazakistan’da başarısız olan sözgelimi renkli devrim girişimini ve meselede parmağı olan aktörleri değerlendiriyor.
Kazakistan’ın ardından, renkli devrimler dönemi sona erdi
Pepe Escobar — The Cradle
12 Ocak 2022
2022 yılı, Avrasya entegrasyonunun kilit merkezlerinden birine karşı ciddi bir saldırıyla, Kazakistan’daki karmaşayla başladı. Neler olduğunu ya da nasıl olduğunu hepimiz yeni yeni anlamaya başlıyoruz.
Pazartesi sabahı, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) liderleri Kazakistan’ı görüşmek üzere olağanüstü bir toplantı düzenledi.
Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, kısa ve öz bir çerçeve çizdi. İsyanlarda “plansız protestoların ardına gizlenildi”. Amaç “iktidarı ele geçirmekti” yani bir darbe girişimiydi. Eylemler “tek bir merkezden koordine edildi”. Ve “ayaklanmalara yabancı militanlar karıştı”.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin daha da ileri gitti: 2013’teki protestoların NATO’ya hasım bir yönetimi devirdiği Ukrayna’ya atıfta bulunarak, “Maydan teknikleri kullanıldı” dedi.
KGAÖ barış güçlerinin Kazakistan’daki acil müdahalesini savunan Putin, “Vakit kaybetmeden tepki vermek gerekliydi” dedi. KGAÖ, “lazım olduğu müddetçe” sahada olacak, ancak misyon tamamlandıktan sonra “elbette ki tüm birlikler ülkeden çekilecek”. Güçlerin bu hafta içinde ülkeden çıkması bekleniyor.
Ancak koyulan son nokta burada: “KGAÖ ülkeleri, kendi sınırları içinde kaosa ve ‘renkli devrimlere’ izin vermeyeceklerini gösterdiler”.
Putin, ülkesindeki hadiseler hakkında doğru terminolojiyi kullanan ilk kişi olarak kayda geçen Kazak Devlet Sekreteri Erlan Karin ile uyum halindeydi: Yaşanan, hükümeti devirme maksadı güden, hem iç hem de dış güçlerin hayata geçirdiği bir “hibrit terör operasyonuydu”.
Karmaşık hibrit örgü
Neredeyse hiç kimsenin bundan haberi yok. Ancak geçen aralık ayında Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te başka bir darbe usulca bastırıldı. Kırgız istihbarat kaynakları, darbenin tertibini İngiltere ve Türkiye bağlantılı bir dizi STK’ya bağlıyor. Bu, muhakkak ki büyük resmin önemli bir yönünü ortaya koyuyor: NATO bağlantılı istihbarat ve onların elemanları, Orta Asya’da eşzamanlı bir renkli devrim hücumu hazırlıyor olabilir.
2019’un sonlarında, Kovid öncesi Orta Asya seyahatlerimde Batılı STK’ların — hibrit savaş paravanlarının — hem Kırgızistan hem de Kazakistan’da nasıl son derece güçlü olduğuna açık biçimde şahit oldum. Yine de bunlar, Orta ve Batı Asya’da konuşlandırılmış hibrit savaş bulutsusunda sadece birer düğüm. Burada CIA ve Amerikan derin devletinin MI6’i ve çeşitli Türk istihbarat kollarını çaprazladığını görüyoruz.
Orta Asya’dan üst düzey bir istihbarat kaynağına göre Devlet Başkanı Tokayev, şifreli şekilde “tek bir merkezden” söz ederken, Almatı’nın güneydeki ticaret merkezinde bulunan, şimdiye kadar “gizli” tutulan bir ABD-Türk-İsrail askeri-istihbari operasyon odasını kastetmişti. Bu “merkezde” — Batı Asya’da Türkler tarafından eğitilen — sabotaj gruplarını koordine eden 22 Amerikalı, 16 Türk ve 6 İsrailli vardı ve sonrasında bu gruplar Almatı’ya salındılar.
Kazak güçleri — Rus/KGAÖ istihbaratının yardımıyla — yurt dışından askeri teçhizat almak için bir merkez haline getirilmesi düşünülen, harap edilmiş Almatı Havalimanını geri aldığında operasyon tamamen çözülmeye başladı.
Batı’nın hibrit savaşı, KGAÖ’nün Kazakistan operasyonunu bu denli yıldırım hızıyla nasıl engellediğini görünce afallamış ve mosmor olmuştu. Buradaki belirleyici faktör, Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev’in büyük resmi çok uzun zaman önce görmüş olmasıdır.
Bu sebeple Rusya’nın hava ve hava nakliye kuvvetlerinin yanı sıra gerekli devasa tedarik altyapısının neden gitmeye neredeyse hazır halde olmasında bir gizem yok.
Kasım ayında Patruşev, Afganistan’daki kötüleşen güvenlik durumuna odaklanmıştı. Tacik siyaset bilimci Parviz Mollayanov, Suriye ve Irak’tan gelip kuzey Afganistan’ın vahşi habitatında dolanan 8 bin kadar emperyal makine Selefi-cihatçı varlığı bulunduğunu vurgulayan çok az kişi arasındaydı.
Bu, IŞİD-Horasan’ın büyük kısmı ya da IŞİD’in Türkmenistan sınırları yakınındaki yeniden yapılanması. Bazıları usulüne uygun olarak Kırgizistan’a nakledildi. Oradan, Bişkek’ten sınırı geçmek ve Almatı’ya çıkagelmek kolaydı.
Patruşev ve ekibinin, imparatorluk Kabil’den çekildikten sonra bu yedek cihatçı ordusunun nasıl — Rusya ile Orta Asya’nın eski Sovyet ülkeleri arasındaki 7 bin 500 kilometrelik sınır boyunca — kullanılacağını anlaması hiç vakit almadı.
Bu hepsinin yanında, 2021 sonlarında Tacikistan’daki 210. Rus askeri üssünde gerçekleştirilen rekor sayıdaki hazırlık tatbikatını açıklıyor.
James Bond Türkçe konuşuyor
Karmaşık Kazak operasyonunun analizi, zaruri olarak olağan şüphelilerle başlıyor. Amerikan derin devleti, stratejisinin neredeyse tamamını 2019’daki RAND Corporation raporu Genişleyen Rusya’da söyledi. “Jeopolitik tedbirlerle” ilgili 4. kısım, “Ukrayna’ya letal yardım tedarik etmek”, “Belarus’ta rejim değişikliğini teşvik” ve “Suriyeli isyancılara desteği artırmak”tan — ki hepsi büyük başarısızlıklardı — “Orta Asya’daki Rus nüfuzunun kırılmasına” kadar her şeyi detaylandırıyor.
Ana konsept buydu. Uygulama da MI6-Türk ikilisine düştü.
CIA ve MI6, en erken 2005’ten beri, o dönem Taliban’a yakın olan Özbekistan İslami Hareketi’ni güney Kırgızistan’da ortalığı alt üst etmeye teşvik etmesinden beri Orta Asya’da tehlike arz eden gruplara yatırım yapıyordu. Hiçbir şey olmadı.
MI6’ten Jonathan Powell, İdlib yakınlarında, Türkiye-Suriye sınırında çok sayıda Orta Asyalı cihatçıyı bünyesinde bulunduran Nusra Cephesi liderliğiyle 2021’in mayıs ayında bir araya geldiğinde hikâye tamamen farklıydı. Anlaşma — ABD terminolojisine göre — bu “ılımlı isyancıların” Rusya karşıtı NATO ajandasını izledikleri müddetçe “terörist” olarak yaftalanmasından vazgeçileceğiydi.
Bu Afganistan’a uzanan cihatçı hattının önündeki en önemli hazırlık aşamalarından biriydi; Orta Asya’nın bölümlere ayrılmasıyla tamamlandı.
Hücumun başlangıcı, 2014-2018 yılları arasında Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapan Richard Moore’un MI6 şefliğine atandığı Haziran 2020’de aranmalı. Moore, Kim Philby’nin yetkinliğine sahip olmayabilir, ancak o profile uyuyor: Kuduz bir Rusofob ve Batı Asya ve Kafkaslardan Orta Asya’ya ve hatta Volga’daki Rus cumhuriyetlerine kadar Türkçe konuşan halklardan oluşan bir Türk birliğini teşvik eden Büyük Turan fantezisinin tribün lideri.
MI6, Rusya ve Çin’e karşı ideal bir araç olan pan-Türkist saldırıyı akıllıca kullanarak, otarşik Türkmenistan hariç Orta Asya’daki tüm eski Sovyet ülkelerine derinlemesine yerleşmiş vaziyette.
Erdoğan’ın kendisi, özellikle 2009’da Türk Konseyi’nin kurulmasından sonra, ektrem bir Büyük Turan hücumuna yatırım yaptı. En önemlisi önümüzdeki mart ayında — Türk Konseyi’nin yeni adı olan — Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi zirvesi Kazakistan’da gerçekleştirilecek. Kazakistan’ın güneyinde yer alan Türkistan kentinin Türk dünyasının manevi başkenti ilan edilmesi bekleniyor.
Ve burada “Türk dünyası”, Rusya’nın bütünleştirici Büyük Avrasya Ortaklığı tasavvuruyla ve hatta en önemlisi, Türkiye’yi üye saymayan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ile cepheden bir çatışmaya giriyor.
Erdoğan’ın kısa vadeli hırsı başlangıçta ticaretle ilgili gibi görünüyor: Azerbaycan Karabağ savaşını kazandıktan sonra Türkiye’nin askeri-endüstriyel kompleksinin Kazakistan ve Özbekistan’a askeri teknoloji satışıyla birlikte Hazar Denizi üzerinden Orta Asya’ya erişmek için Bakü’yü kullanmayı umuyor.
Türk şirketleri, şimdiden gayrimenkul ve altyapıya büyük yatırımlar yapıyor. Buna paralel olarak Ankara’nın yumuşak gücü aşırı hız kazanıyor ve örneğin, 2023’ten itibaren Kazakistan’da Kirill alfabesinden Latin alfabesine geçişi hızlandırmak üzere uyguladığı yoğun baskı nihayet meyvelerini veriyor.
Fakat hem Rusya hem de Çin, Türkiye’nin esasen NATO’nun Orta Asya’ya girişini temsil ettiğinin çok iyi farkında. Türk devletlerinin örgütlenmesine şifreli bir biçimde “Kazak operasyonu akaryakıt protestoları” deniyor.
Her şey çok bulanık. Erdoğan’ın — Müslüman Kardeşler tabanının yoğun amigoluklarıyla gelen — yeni Osmanlıcılığının, göreceli olarak “saf” Türklerin egemenliğini öngören ırkçı bir hareket olan Türk birliği hareketiyle hiçbir alakası yoktur.
Sorun şu ki, [Türkler] Türkiye’nin sağcı Bozkurtlarının duruma fazlaca müdahil olmasıyla daha da aşırıcı hale gelerek yakınlaşıyorlar. Bu, Ankara istihbaratının sponsorluğunu ve neden hem IŞİD-Horasan ağının hem de Bosna’dan Orta Asya üzerinden Sincan’a kadar Turan ırkçılarının silahlandırıcısı olduğunu açıklıyor.
İmparatorluk, misal Ermenistan’da, bu toksik birliktelikten gani gani faydalanıyor. Ve operasyon başarılı olursa Kazakistan’da da aynısı olacak.
Truva Atlarını getirin
Her renkli devrimin “maksimum” sayıda Truva Atına ihtiyacı vardır. Elimizdeki vakada bu rolü, şu an cezaevinde olan ve vatana ihanetle suçlanan KNB’nin (Ulusal Güvenlik Komitesi) eski başkanı Kerim Mesimov üstlenmiş gibi görünüyor.
Son derece hırslı olan Mesimov, yarı Uygur kökenli ve teoride, önceden tertip edilmiş olarak gördüğü iktidara yükselişinin önünü tıkadı. Joe Biden ve oğluyla olan dostane ilişkisinin aksine, Türk istihbaratıyla bağlantıları henüz tam olarak detaylandırılmadı.
[Kırgızistan’ın] Eski İçişleri ve Devlet Güvenliği Bakanı Korgeneral Feliks Kulov, renkli devrime gömülü “darbenin” muhtemel iç dinamiklerini açıklayan büyüleyici, karmaşık bir ağ ördü.
Kulov’a göre, Mesimov ve kısa süre önce görevden alınan Kazak Güvenlik Konseyi Başkanı Nursultan Nazarbayev’in yeğeni Samet Abiş, ayaklanmalar esnasında “sakallı adamlardan” oluşan “gizli” birimleri idare etme işini beceremediler. KNB, doğrudan geçen haftaya kadar Güvenlik Konseyi Başkanı olan Nazarbayev’e bağlıydı.
Tokayev, darbenin mekaniğini anladığında hem Mesimov’u hem de Samet Abiş’i indirdi. Ardından Nazarbayev, Güvenlik Konseyi’nin ömürlük başkanlığından “gönüllü olarak” istifa etti. Abiş, daha sonra bu görevi aldı ve “sakallı adamları” durduracağına ve sonrasında istifa edeceğine söz verdi.
Yani bu doğrudan Nazarbayev-Tokayev ihtilafına işaret ediyor. 29 yıllık iktidarı sırasında Nazarbayev’in fazlaca Batılılaşmış ve Kazakistan’a hiçbir fayda sağlamayan çok vektörlü bir oyun oynaması mantıklı. İngiliz kanunlarını kabul etti, Erdoğan ile Türk birliği kartını oynadı ve STK tsunamisinin Atlantikçi ajandanın reklamını yapmasına izin verdi.
Tokayev, çok zeki bir yönetici. Eski SSCB’nin hariciyesi tarafından eğitilmiş, Rusça ve Çince biliyor, Rusya-Çin ile tamamen uyumlu; bu da Kuşak ve Yol İnisiyatifi, Avrasya Ekonomi Birliği (AEB) ve ŞİÖ’nün ana planı ile tamamen senkronize olduğu anlamına gelir.
Putin ve Şi gibi Tokayev de Kuşak Yol/AEB/ŞİÖ üçlüsünün nasıl emperyalizmin en büyük kâbusu olduğunu ve — üçlünün asli aktörlerinden biri olan —Kazakistan’ın istikrarsızlaştırılmasının, Avrasya entegrasyonuna karşı nasıl ölümcül bir darbe indireceğini anlıyor.
Ne de olsa Kazakistan, Orta Asya’nın GSYİH’sinin yüzde 60’ı, devasa petrol-doğalgaz ve maden kaynakları ve modern son teknoloji endüstriler anlamına geliyor; zengin bir kültürel mirasa sahip laik, üniter, anayasal bir cumhuriyet.
Tokayev’in KGAÖ’yü — Kazakistan, anlaşmayı 1994 yılında imzalamıştı — derhal yardıma çağırmanın faydalarını idrak etmesi çok sürmedi. Neticede Tokayev, hükümetine karşı yabancıların öncülük ettiği bir darbeyle mücadele ediyordu.
Diğerlerinin yanı sıra Putin, Kazakistan’ın resmi bir soruşturma yürüterek meselenin özüne inme konusunda tek imtiyaz sahibi olduğunu belirtti. Ayaklanan çetelere kimin — ve ne ölçüde — sponsor olduğu hala belli değil. Motifler bol: Rusya/Çin yanlısı hükümeti sabote etmek, Rusya’yı kışkırtmak, Kuşak ve Yol’u sabote etmek, maden kaynaklarını yağmalamak ve Suud hanedanı tarzı bir “İslamlaştırmaya” turbo hızda geçiş.
Cenevre’de Rusya-ABD güvenlik garantileri görüşmelerinin başlamasına yalnızca birkaç gün kala bu renkli devrim, NATO müessesesi tarafından umutsuz türden bir karşı ültimatomu temsil ediyordu.
Orta Asya, Batı Asya ve kürenin güneyinin ezici çoğunluğu, — şimdiden görevini tamamlamış olan ve birkaç gün içinde Kazakistan’da ayrılmaya hazırlanan — KGAÖ birliklerinin yıldırım hızında verdiği Avrasya reaksiyonuna ve bu renkli devrimin nasıl acınası bir şekilde yenildiğine şahit oldu.
Bu da sonuncusu olabilir. Küçük düşürülmüş bir imparatorluğun öfkesinden sakının.