Jeffrey Sachs "yargı dağıtıyor"
"Ukrayna hükümeti her şeyini Amerikalıların desteğine bağlamış durumda. Bu korkunç bir kumar."
Meşhur “şok terapisi ekonomisti” Jeffrey Sachs’ın son dönemde Ukrayna’daki savaş ve Biden yönetiminin mali politikalarına dair açıklamaları epey keskinleşmiş görünüyor.
Yine, Sachs’ın siyaset bilimci Ivan Katchanovski ile Kanada Dış Politika Enstitüsü’nün ev sahipliğiyle yaptıkları söyleşi son derece çarpıcıydı.
Time dergisi, Jeffrey Sachs’ı daha evvel iki defa “dünyanın en etkili 100 şahsiyeti” listesine almıştı. New York Times ise Sachs’ı “muhtemelen dünyanın en önemli iktisatçısı” olarak nitelendirirken, İngiliz The Economist dergisi de son on yılın en etkili üç iktisatçısından biri arasında saymış.
Fakat Sachs’ın görüşleri son dönemde New York ve Londra basının pek dikkatine nail olmuyor. Sachs, söyleşide şunu söylemiş:
“[…] Ana akım medya bu konuda yazmayacaktır. Bu, ABD hükümetinin saklamak ve örtbas etmek için epey uğraştığı bir hikâye. Ve bu çok talihsiz bir durum. Hükümetin yalan söylediği pek çok ülke var ama ABD’nin gerçeği söylemesini bekleyemem zira Washington’un bu savaş [Ukrayna] hakkında söylediği tek bir kelimeye bile inanmıyorum. Ve sadece bu konuda da değil. Üzücü olan şu ki, bu savaşı önlemenin pek çok yolu vardı. SSCB ve ardından Rusya devlet başkanları sürekli olarak NATO’yu Ukrayna’ya genişletmeyin diyorlardı. Bunu anlamak bu kadar zor mu? Çin ve Meksika’nın askeri bir ittifak kurmaya karar verdiğini düşünelim. Elbette ABD ve Trudeau, ‘Bu onların kararı! Kapılar herkese açık, ne isterlerse yapabilirler’ demeyeceklerdir. Bu ikiyüzlülük ya da küstahlıktır. Bunlardan hangisinin doğru olduğunu artık bilemiyorum.”
Sachs, 2014’teki Maydan darbesinden kısa bir süre önce Kiev’i ziyaret etmişti ve bu hadisenin ardındaki mali gücün Washington yönetimi olduğunu biliyor. Gayet açık yüreklilikle şunu sormuş:
“[…] 6 Ocak’ta ABD Kongre binası önündeki protestoları Çin finanse etseydi hoşumuza gider miydi? ABD Maydan’a sponsor oldu ama bunu New York Times’ta okuyamazsınız. Yalanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz ve biri bir şey sızdırmadığı sürece ABD politikasını gizlilik içinde yürütüyor.”
Şu kısım da belki ilgi çekici olabilir:
“[…] ABD kibirli. Size bir sır daha verdiğim için üzgünüm. ABD dünyayı yönettiğine, tek süper güç olduğuna ve ne isterse yapabileceğine inanıyor. Ve bu Amerikan değerleri nedeniyle, yıkım, hükümetleri devirmek, yalan bahanelerle savaş başlatmak, Belgrad’ı ya da Libya’yı bombalamak gibi ne istersek yapabiliriz. Hiç fark etmez. Gerçeği öğrenmeyi beklemeyin zira kimse size gerçeği söylemeyecektir.”
Batı başkentlerinde şimdiye dek “Kremlin propagandası” olarak sayılan bir şeyin, yani savaşın geçtiğimiz yılın şubat ayında başlamadığı hakikatinin Sachs’ın ağzından çıkması da kayda değer:
“[…] Silahlı çatışmanın Şubat 2022’de Şubat 2014’te başladığını da anlamamız gerekiyor. Ve NATO Ukrayna’ya 2015’te silah tedarik etmeye başlamıştı. Putin, ittifakın genişlemesini durdurmak için Rusya ile ABD arasında güvenlik garantilerine ilişkin bir anlaşma taslağı önerdi. 2021 sonunda üst düzey Beyaz Saray yetkilileriyle görüştüm. Onlara şunu söyledim: ‘Yahu NATO’nun genişlemesini durdurun artık. Tüm sorunların kaynağı bu.’ Onlar da bana ‘Asla olmaz!’ dediler. NATO’nun kapısı açıkmış. Eminim ki Çin ile bir ittifaka girecek olsa Meksika’ya da aynı şeyi söylerdik.”
Tecrübe konuşmuş:
“Ukrayna hükümeti her şeyini Amerikalıların desteğine bağlamış durumda. Bu korkunç bir kumar. Onları uyarmaya çalıştım. Amerikalılarla aynı masada oturmanın nasıl bir şey olduğunu Vietnamlılara, Afganlara, Libya’ya ve Suriye’ye sorun. Bundan iyi bir şey çıkmaz.”