Fransa'nın Batı Afrika'da nüfuz kaybetmesi Rusya'yla ne kadar alakalı?
"Ve şimdi Fransa'nın Nijer'deki askeri birliği, protestolara, Rusya bayraklı mitinglere rağmen sürekli büyüyor."
Çevirmenin notu: Son yıllarda birbiri ardına darbelerin yaşandığı Batı Afrika ülkelerinde “terörle mücadele” konusunda başarısız performans gösteren Fransa’nın varlığı sorgulanıyor. En son Burkina Faso’daki askeri geçiş hükümetinin lideri, bendini çiğneyip aşarak Macron’a ülkeyi terk etmeleri yönünde ültimatom gönderdi. Batı Afrika’da — özellikle paralı asker şirketi Vagner’in faaliyetleriyle — Rusya’ya karşı pozitif bir bakış oluşmaya başladı. Meselenin arka planına dair belki şuradaki başlık da bilgilendirici olabilir.
Rusya’nın başarısı Afrikalıları Fransa’ya ültimatom vermeye mecbur bıraktı
Yevgeniy Krutikov — Vzglyad
23 Ocak 2023
Emmanuel Macron, Fransa’nın Afrika’daki eski kolonilerinden biri olan Burkina Faso’nun Fransız birliklerinin ülkeden çekilmesini talep ettiğine inanmak istemiyor. Macron, “Açıklığa kavuşturulmasını bekliyoruz” diyor ve bu, büyük ihtimalle basit bir hile. Esasında Fransa Cumhurbaşkanı, kendisine verilen ültimatomun sebebini ve en önemlisi de Rusya’nın bununla ne ilgisi olduğunun fevkalade farkında.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’dan Fransız askeri birliğinin önümüzdeki ay içinde ülkeden çekilmesine yönelik olası taleple ilgili açıklama istedi.
Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Paris’te düzenlediği ortak basın toplantısında basında çıkan haberler hakkında yorum yaparak, “Geçiş hükümeti başkanı [İbrahim] Traoré’nin açıklama yapmasını bekliyorum. […] Bu mesajların, yayılan bilgilerdeki büyük karmaşıklıkların sonucu olduğu kanaatindeyim. […] Sayın Traoré’den açıklama bekliyoruz” dedi.
Yani Macron, Burkina Faso’nun başkenti Ouagadougou’da televizyon seyretmekle kalan Fransız bilgi kaynaklarının yanı sıra kulaklarına da inanamadı. Burkina devlet televizyonu RTB, Yüzbaşı İbrahim Traoré’nin geçici hükümetinin bu yıl 17 Ocak’ta Fransa’ya ültimatom verdiğini bildirdi: “Bir ay içinde, daha önce Batı Afrika’da cihatçılara karşı bir dizi başarısız operasyona katılan birlikten kalan son 400 Fransız askeri, Burkina Faso toprağını terk etmelidir”.
Bunun yasal dayanağı, Fransa ile Burkina Faso arasında Fransız birliklerinin statüsü ve ülkede kalma koşullarına ilişkin 2018 tarihli anlaşmanın feshedilmesiydi. Paris, Fransız paraşütçülerinin Burkina Faso’da kalmaya devam etme ve münhasır bölge dışı haklardan yararlanma hakkına sahip olduğu bu anlaşmaya sonuna kadar bağlı kaldı. Tahliyeleri, Fransa’nın 19. yüzyılın sonundan beri sömürgesi olan bu Afrika ülkesinden nihai olarak çekilmesi anlamına gelecek.
Macron kendince haklı, zira Paris’in diplomatik kanallardan henüz herhangi bir resmi belge aldığına dair emare yok. Şimdiye dek yalnızca Burkina haber ajansı ve televizyonunun kendini kaynak alan haberleri söz konusu. Burkina Faso’daki geçiş hükümeti, çoğunlukla diplomatik inceliklere aşina olmayan orta kademe subaylardan oluşuyor. Öte yandan Macron’un İbrahim Traoré’den kendisini bu konuda bizzat bilgilendirmesini istemesi yine sömürgecilik kokan bir hareket.
Ayrıca diplomatik çevrelerden, Burkina Faso geçiş hükümetinin Ouagadougou’da tam teşekküllü bir Rus büyükelçiliği açılmasını istediğine dair bilgiler sızmaya başladı. SSCB ile Yukarı Volta arasında diplomatik ilişkiler 1967’de kurulmuştu, ancak Burkina Faso’da önce SSCB’nin ve şimdi Rusya Federasyonu’nun ayrı bir büyükelçiliği olmadı. Burkina Faso büyükelçisinin görevleri “eş zamanlı” olarak yerine getirildi ve şimdi Rusya’nın Fildişi Sahili Büyükelçisi [geçen yılın yazından beri Aleksey Saltıkov] tarafından ifa ediliyor.
Bu, genelde teknik koşullardan [uzaklık, gerekli tesislerin olmaması veya mali sorunlar] kaynaklanan olağan bir diplomatik uygulama, fakat yine de, öncelikle bilgi ve operasyonel olmak üzere çalışma olanaklarını ciddi biçimde sınırlar.
Örneğin Burkina Faso’daki son darbe sırasında Büyükelçi Saltıkov, muhtemel Rus kurbanlarla ilgili soruları yanıtlarken Rusya Federasyonu’nun Ouagadougou’daki Fahri Konsolosu Anna Raçina’yı [eşinden aldığı öbür soyadı Coulibaly] referans göstermek zorunda kaldı. 2016’da Burkina’nın başkentinin merkezindeki Splendid Otel’e düzenlenen El Kaide saldırısından sonra rehineler arasında yer alan iki Rusun akıbetiyle ilgili esas bilgi kaynağı da Anna Raçina-Coulibaly’di. Bu arada 120 misafirle birlikte cihatçılar tarafından ele geçirilen bu otelin restoranı bir Ukrayna vatandaşına aitti.
Aynı zamanda Afrikalı yorumcular, Fransa ile diplomatik ilişkileri kesmenin — Veya hatta bu ilişkilerin feci şekilde bozulmasının — söz konusu olmadığını vurguluyor. Burkina Faso geçiş hükümetine yakın kaynaklar, bunun yalnızca askeri işbirliğini sona erdirmekle ilgili olduğuna işaret ediyor.
Mesele şu ki, Ouagadougou’dakiler Fransa’nın cihatçıları alt etme ve hatta bölgeyi koruma vaatlerini de yerine getirmediğine inanıyor. Tropikal Afrika’da bir dizi darbeye yol açan askeri meselelerde, Fransız birliklerinin ve diğer Avrupalı müttefiklerin ufak çaplı birliklerinin geri çekilmesi ve Rus birliklerinin gelmesi talepleri de göz önüne alınarak Rusya’nın — ya da en azından özel güvenlik şirketi “Vagner”in “Afrika birliklerinin” — etkili olduğu düşünülüyor.
Burkina Faso’nun Paris’e mesajı bu kadar sade: Sömürgeci Fransa, Afrika’da başka alanlarda kendini var edebilir, fakat askeriyede daha etkili olanlara yöneleceğiz. Örneğin, Rusya’ya. Bu acıtır. Özellikle de Fransa’nın dünyanın en büyük güçlerinden olma konumunu geri kazanmak isteyen bir liderse.
Ayrıca bu yola giren bazı ülkeler Fransa’nın sadece ekonomisi için değil, ulusal güvenliği için de kritik öneme sahip. Örneğin yalnızca Fransız nükleer silahları için değil, nükleer santralleri için de lazım olan tüm uranyumun çıkarıldığı, Burkina Faso’nun komşusu Nijer. Ve dünyada nükleer enerjinin en büyük yüzdesi Fransa’da.
Ve şimdi Fransa’nın Nijer’deki askeri birliği, protestolara, Rusya bayraklı mitinglere rağmen sürekli büyüyor. Bununla beraber Nijerya’nın başkenti Niamey’deki Fransız askerlerinin sayısı, özellikle komşu ülkelerden çekilen birlikler nedeniyle artıyor.
Niamey, en büyük Fransız askeri üssüne sahip, burası metropolün dışında. Başta buradaki asker sayısı 3 bin kadardı. Daha sonra, geçen yıl Mali’den çekilen 2 bin paraşütçü daha buraya eklendi. Ve aynı 2022 yılında Fransız birlikleri, yavaş yavaş Burkina Faso’dan buraya aktı. Şimdi 400 asker kaldı ve Macron, Yüzbaşı Traoré’nin kendisini bizzat ya da en azından mevcut diplomatik kanallar vasıtasıyla bilgilendirmesini istediği için henüz Paris’ten onlara çekilme emri gitmedi.
Bu tür ültimatomlar varoluşu itibarıyla güce yaslanmak zorunda.
Ancak Fransız paraşütçülerini bir aylık ültimatomun sona ermesinin ardından üslerinden “tahliye etmek”, Paris ile silahlı bir çatışmaya girmek anlamına gelir. Ve Macron, Burkinalıların ültimatomu yerine getirmede başarısız olmalarından istifade ediyor, zira bu, Paris’in Batı Afrika’daki imajını bir şekilde yeniden diriltecek.
Fakat Macron, Burkina Faso geçiş hükümetine manevra alanı bırakan medya kaosunun bir sonucu olarak hata yapıldığından, “telefonun bozulmasından” söz ediyor. Yüksek ihtimalle önümüzdeki haftalarda bir perde arkası müzakere oyunu başlayacak. Ve o zaman Moskova’nın Ouagadougou’da tam teşekküllü bir Rus büyükelçiliği açılmamasından hakikaten pişman olup olmadığı netleşecek.