Fransa'da erken seçimler: İşin sonu ne olur? — Julien Robin
"Macron hem zayıflığını kabul ediyor hem de muhtemel bir güvensizlik oylamasını öngörüyor; ki bu, Meclis'teki bazı gruplar tarafından aylardır dile getirilen bir ihtimaldi."
Pazar akşamı beklenmedik bir şekilde ulusa seslenen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız vatandaşlarına “Parlamentomuzun geleceğine dair tercihi yeniden size devretmeye karar verdim,” dedi. Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin Avrupa seçimlerindeki tarihi yükselişine tepki olarak sarf edilen bu sözler, Fransa parlamentosunun feshini ve 30 Haziran ile 7 Temmuz tarihlerinde erken seçimlere gidilmesini tetikledi. The Conversation France’tan Clea Chakraverty, bu kararın Fransız siyaseti açısından ne anlama gelebileceğini anlamak için Fransız parlamentosu uzmanı Julien Robin ile konuştu.
Clea Chakraverty: Avrupa’daki seçim sonuçları Fransız parlamentosunu nasıl bu kadar etkileyebiliyor?
Julien Robin: Uzun süre boyunca, Avrupa seçimleri “ikinci dereceden” olarak kabul ediliyordu. Bu terim, ilk Avrupa seçimlerini tanımlamak için siyaset bilimciler Karlheinz Reif ve Hermann Schmitt tarafından 1979’da ortaya atılmıştı. Bu seçimler ulusal nitelikte değildi ve katılım oranı genellikle “birinci dereceden” seçimlere göre daha düşüktü.
Ancak 2014 Avrupa seçimlerinden bu yana, katılım oranı yükselişe geçti ve 2009’a göre 1,8 puan daha yüksek olan yüzde 42,43’e ulaştı. Bu eğilim, 2024 seçimlerinde de doğrulandı; 2019’a göre yüzde 50,12 olan katılım oranına kıyasla 2,5 puanlık bir artışla daha fazla seçmeni harekete geçirdi. Katılım oranı, şu anda 1994 Avrupa seçimlerinden bu yana en yüksek seviyede.
Avrupa seçimlerini güçlendiren bir başka unsur da 2019’da oy verme sisteminde yapılan reform. Fransa’da Avrupa seçimleri için milletvekilleri daha önce sekiz bölgesel seçim çevresine bölünmüşken, oylama sistemi artık yalnızca tek bir ulusal seçim bölgesini kapsıyor. Bu, seçmenlerin adayları ve söz konusu meseleleri daha iyi tanımlamalarını sağlıyor.
Her şeyden öte, bu seçimler artık Macron’a yönelik bir referandum ve siyasi güçler için bir sıçrama tahtası haline büründü (özellikle Ulusal Birlik, solcu siyasetçi Jean-Luc Mélenchon’un Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi ve hatta merkezci Rönesans hareketi açısından).
Son günlerde, televizyon tartışmaları formatı sayesinde seçimlerin daha da ulusal bir karakter kazandığını görebildik. Örneğin, 24 Mayıs’ta aşırı sağ aday Jordan Bardella ile Başbakan Gabriel Attal arasındaki karşılıklı tartışma veya Macron’un Avrupa seçimleri kampanyası kapsamında Marine Le Pen ile tartışma önerisi gibi. Bu olaylar, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlatıyor veya 20272deki seçimlerin muhtemel bir ön izlemesini sunuyor.
Fransız Parlamentosu en son ne zaman feshedildi ve bu durum Fransız siyasetinin mevcut durumu hakkında bize ne anlatıyor?
Son fesih, 1997’ye dayanıyor ve Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından başlatılmıştı. Amacı, 1995’teki emeklilik reformuna ve 1997’deki bütçe açığı azaltma planlarına karşı yapılan kitlesel gösterilerle zayıflayan Ulusal Meclis’teki cumhurbaşkanlığı çoğunluğuna yeni bir soluk getirmekti. O dönemde, Ulusal Meclis’teki çoğunluk, doğrudan Cumhurbaşkanı Chirac’ın çoğunluğu değildi. Bu çoğunluk, cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden iki yıl önce, 1993 seçimlerinden çıkmıştı. Chirac’ın kararı, nihayetinde seçmenleri sandık başında harekete geçirmeye çalışarak, Lionel Jospin liderliğindeki çoğulcu solun yükselişine yol açacaktı.
Siyasi açıdan, Ulusal Meclis'te azınlık hükümeti bulunan Macron için bağlam çetrefilliydi. Hükümet, halkın hoş karşılamadığı tedbirleri zorla geçirebilmek için giderek daha fazla parlamentoyu baypas ederek 49. Madde 3. Fıkrayı devreye sokmak zorunda kaldı. Bu arada, güven oylaması söylentileri giderek arttı. Ulusal Meclis’teki grup sayısının patlaması da —şu anda on tane var— hükümetin yasa teklifleri için istikrarlı çoğunluk sağlamasını zorlaştırıyor.
Macron’un Ulusal Meclis’i feshetme kararını, karakterine uygun olarak görebiliriz. Sonuçta cumhurbaşkanı, kargaşayı seviyor. Bu hamle, bir güç gösterisi olarak yorumlanabilir ve seçmenlere yasama seçimleri şeklinde yeniden söz hakkı veriyor.
Şu anda Ulusal Meclis’te durum ne?
Gözlemcilerin dikkatle izleyeceği konulardan biri, parlamentonun Haziran 2024 seçimlerinden Haziran 2022’de olduğu kadar parçalanmış bir şekilde çıkıp çıkmayacağı olacak. O dönemde, parlamentonun on parlamenter gruba bölünmesi, Beşinci Cumhuriyet için eşi benzeri görülmemişti. Yeni yapı, Meclis’teki iş akışı üzerinde gerçek bir etkiye sahip olacak.
Siyasi gruplar açısından çeşitli meseleler gündemde:
Solda: Bu seçimler, 2022’de kurulan Fransa’nın sol ittifakı Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği (NUPES) bünyesindeki çeşitli paydaşlar arasındaki yeni güç dengesini belirleyecek. Bu ittifak; Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Sosyalist Parti (PS), Komünist Parti (PCF), Yeşiller ve diğer küçük partileri içeriyor. Boyun Eğmeyen Fransa’nın Ekim 2023’te Hamas’ı terör örgütü olarak nitelendirmeyi reddetmesinin ardından ittifakın üzerine kara bulutlar çökmüştü. Avrupa seçimleri, güç dengesini Boyun Eğmeyen Fransa’dan sosyal demokratlara kaydırdı ve sosyal demokratlar üçüncü sıraya yükseldi. Öte yandan Yeşiller önemli ölçüde destek kaybetti. Sonuçların açıklanmasının hemen ardından, Yeşiller’in adayı Marie Toussaint ve diğer solcu figürler ortak bir liste için müzakereler çağrısında bulundu.
Ulusal Birlik (RN) açısından: Aralık 2023’te Cumhuriyetçiler tarafından yaptırılan gizli bir kamuoyu yoklamasında, erken genel seçimler olması durumunda RN’nin çoğunluğa sahip olacağı tahmin edilirken, asıl mesele RN’nin Ulusal Meclis’te hükümetin güvenoyunu alması için gerekli olan gerçek bir çoğunluğu elde ederek iktidara gelip gelemeyeceği. RN’nin Avrupa seçimlerinde aldığı olağanüstü sonu. —mevcut çoğunluğun 16 puan önünde—bu erken seçimler için gerçek bir sıçrama tahtası.
Rönesans (Renaissance) açısından: Macron’un 2022’de yeniden seçilmesinin hemen ardından “Macron sonrası dönem” sorusunun gündeme geldiği bir dönemde Rönesans, siyasi konumunu ve en önemlisi yerel düzeyde Les Républicains ile seçim ittifakları kurma ihtimalini değerlendirmek zorunda kalacak. Bu kaçınılmaz sonuç gibi görünebilir, zira Rönesans Genel Sekreteri Stéphane Séjourné, bu akşam AFP’ye, çoğunluğun “Cumhuriyetçi alana dahil olan” mevcut milletvekillerine karşı “aday çıkarmayacağını” bildirmişti.
Sorun şu ki, yedi yıl içinde cumhurbaşkanlığı partisi, 2017’de Beşinci Cumhuriyet altında Ulusal Meclis’te en büyük çoğunluğa sahipken, 2022'de göreli bir çoğunluğa ve ardından muhtemel bir muhalefete geçiş yaptı.
Ek olarak, Cumhuriyetçiler açısından zorluk, partinin Avrupa seçimlerinde en kötü sonucunu aldığı göz önüne alındığında, hala gerçek bir ulusal siyasi güç olarak kalıp kalmayacağını ve her şeyden önce bir sonraki yasama seçimlerinde RN’nin başarısı durumunda nasıl bir pozisyon alacağını görmek.
Cumhurbaşkanının Ulusal Meclis’i feshetme kararı bir zayıflık itirafı olarak görülebilir mi? Cumhurbaşkanlığı partisinin stratejisi ne olabilir?
Macron hem zayıflığını kabul ediyor hem de muhtemel bir güvensizlik oylamasını öngörüyor; ki bu, Meclis’teki bazı gruplar tarafından aylardır dile getirilen bir ihtimaldi. Bu aynı zamanda Cumhurbaşkanı Macron’un beşinci parlamentoda eşi benzeri görülmemiş tüm durumları —en büyük çoğunluk, ardından azınlık hükümeti ve şimdi fesih— yaşamış olduğunun bir göstergesi.
Ulusal Birlik ile bir ortaklık düşünülebilir mi? Ya da Fransız parti sisteminde köklü bir değişiklik tahayyül edebilir miyiz?
RN ile bir ortaklık düşünülebilir ama bu erken genel seçimlerden sonra ne olacağını görmek gerekecek. Siyaset bilimciler Bruno Jérome, Philippe Mongrain ve Richard Nadeau’ya göre, Fransız parti sistemi dört kutuplaşma sürecindeydi. Dört blok, geleneksel sol ve sağın yanı sıra Macron’un merkezciliği ve RN. Artık Avrupa seçimleri, her blok içindeki iç gerilimleri çözmüş oldu:
RN: Reconquête’e oy kaybetmek anlamına gelse bile bir “normalleşme” stratejisi mi izlemeli?
Sağ: Sadece siyasi olarak ayakta kalmak için değil, aynı zamanda parlamentodaki etkisini en üst düzeye çıkarmak için kiminle koalisyon kurmalı (ya da en azından bir anlaşmaya varmalı)?
Macron’cu merkez: Saltanatının sonu gibi görünen ikinci bir dönemde kendini nasıl yeniden keşfedebilir?
Sol (genel olarak): Sosyal-demokrat (PS) ya da radikal (LFI) çizgi mi hâkim olacak? Giderek daha popüler hale gelen François Ruffin’in ortaya çıkışıyla üçüncü bir yol var mı?
Avrupa seçimleri Fransız siyaseti üzerinde hiç bu kadar etkili olmamıştı.
Kaynak: https://theconversation.com/snap-elections-in-france-a-political-scientist-lays-out-whats-at-stake-232036