Dmitriy Firtaş, Gazprom ve Ukrayna: Maydan darbesi kime darbeydi?
Ukrayna’nın en uzun gökdeleni Sails’in üst katındaki pencerelerden Kiev’in tamamını görebilirsiniz. Gökdelenin sahibi, 2014’te Maydan darbesiyle devrilen eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in “kingmaker”ı Dmitriy Firtaş.
Firtaş, kalantorlarla iş yapmaya yabancı biri değil. Ukrayna’nın 1991’den bu yana göreve gelen tüm devlet başkanlarıyla, “Türkmenbaşı” lakaplı eski Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov’la ve hatta İngiliz kraliçesiyle bile yakın bağları vardı.
Herkesin gözü önünde, yağmacılıkla koca bir imparatorluk kurdu. Firtaş’ı, diğer bilindik yağmacılar ve mafya eskileri İgor Kolomoyskiy ve Rinat Ahmetov’dan farklı kılan çok fazla şey var.
Ukrayna, Avrupa’ya satılan doğalgazın çıkış kapılarından biri olması nedeniyle Moskova için en kutsal toprak. Firtaş da en kutsal para babasıydı.
Firtaş nasıl zenginleşti?
Firtaş, uzun bir süre boyunca Rusya’nın Avrupa ile boru hattı gazı ticaretinde Ukrayna’daki kilit adamı oldu. İşi komisyonculuktan başka bir şey de değildi. Pahalı Rus gazının dörtte birini, ucuz Türkmen gazının dörtte üçünü bir araya getirip Avrupa’ya sattı ve fiyat farkı üzerinden milyarlar kazandı.
Firtaş’ın şirketi RosUkrEnergo (RUE), Maydan darbesine kadar Rus enerji tekeli Gazprom’un ortağı olarak çalıştı ve Avrupa ile Rusya arasında aracı vazifesi üstlendi.
Şirketin günlük geliri? Yaklaşık 1 milyon dolardı…
Sonra gün geldi; Washington ve Brüksel’in ortak operasyonuyla bir gece Yüksek Rada silahlı neo-Nazi gruplarca kuşatıldı, Yanukoviç anayasaya aykırı olarak azledildi ve Gazprom ile Firtaş’ın tüm işi baltalandı, ki Maydan’ın en önemli maksatlarından biri de buydu.
Eğitimi ve ticarete atılışı
Firtaş, 1991 yılında Çernivtsi’den Moskova’ya gelişini “hayatının en başarılı yatırımı” olarak nitelendiriyor.
Yüksek öğrenim görmedi, orduda zorunlu askerlik görevini yaptıktan sonra Ternopil oblastındaki memleketi Senkov köyüne de dönmedi. Çernivtsi’ye gitti ve itfaiyeci olarak çalışmaya başladı. Maaş alamayınca yaşadığı küçük kentte basit “al sat” işleri yapmaya başladı.
Hayatının o dönemine dair epey zaman önce Financial Times gazetesine verdiği röportajda Firtaş, ilk başta ticaretten 100 bin dolar kazandığını ve sonrasında Moskova’ya gitmeye karar verdiğini söylemiş.
Moskova’ya varışından bir yıl sonra Firtaş’ın serveti “1 milyar dolar” oluverdi. Bahsi geçen röportajda, “Artık kolay para kazanma devri kapanmıştı” demiş.
Büyük işler için Moskova’daki boynukalınlarla bağ kurmaya ihtiyacı vardı ve epey de şanslıydı. Rossiya Oteli’nde yatıp kalkıyordu ve burası şu an hem lobicilerin doluştuğu bir arı kovanı hem de borsa.
Şanslıydı; mesela buradaki görüşmelerinden birini, Türkmen Ticaret Bakanlığı’nda gıda tedarikinden bir yetkili ile yapmıştı. Yetkili, Firtaş’tan “binlerce ton mal almaya hazır olduğunu” söylemişti. Bu, yağlı sözleşmelerle kapattığı günlerden sadece biriydi.
Firtaş, derhal 10 milyon dolarlık bir sermaye topladı, nevaleler alındı ve Türkmenistan’a gönderildi.
Aynı dönem Aşkabat’ı ziyaret etti, Ukrayna’ya doğalgaz tedariki için kota almanın ve takas planlarından para yapmanın mümkün olduğunu öğrendi. Bu öyle çok çaba gerektiren işler de değildi, Türkmenlerle sıkı ilişkiler kurması onun için fazlaca yeterli oldu.
Ve o işi öğrendiği isim, Itera şirketinin başındaki İgor Makarov’du.
Firtaş’ın ilk dostları
1994 yılının başlarında Makarov, Türkmenistan’daki takas işlerini tekelinde tutuyordu. Aşkabat’taki yönetimde zaten çocukluk arkadaşları vardı ve en önemlisi, Türkmenbaşı ile çok yakın dosttu.
Makarov kudretli bir isimdi; Türkmenbaşı ile dönemin Gazprom Başkanı Rem Vyahirev arasındaki kavgayı tatlıya bağlayacak kadar… Aşkabat, o sıralarda Moskova’dan gazı daha ucuza satın alma konusunda diretmişti.
Vyahirev’in cevabı ise, “Gazı Moskova’nın çektiği fiyattan almazsanız, taş yiyip sürünün” oldu. Hatta bu açıklamayı kamuoyu önünde yapmıştı.
Vyahirev’in yardımcısı Aleksandr Ryazanov, bu hadiseden sonraki yıllarda Forbes’a verdiği röportajda, ihtilafı Makarov’un çözdüğünü dile getirmiş.
Gazprom ile olan yakın bağları sayesinde Itera, hızla büyüdü. Şirkette yapılan görev değişikliğinden sonra Vyahirev’in ekibinden iki üst düzey yönetici, Aleksandr Puşkin ve Vyaçeslav Şeremet, Itera’da çalışmaya başlamıştı.
Itera ile Gazprom arasındaki verimli işbirliği devam ederken Firtaş, Itera’ya ortak oldu. Firtaş, takas yöntemiyle yapılan ticaretten elde edilen net kârın yarısına ortaktı. Ve sadece gıda tedarikiyle başladığı takas işini sondaj kuleleri, demiryolu ekipmanları ve gübreye kadar genişletmişti.
Ayrıca 1998’de kendi mallarını üretmek için fabrikalar satın almaya da başladı. İç savaşta fazlaca zarar gören Tacikistan’da aldığı Tajikazot kimya fabrikası onlardan biriydi.
Ürünlerini satmak için ortaklar bulmaya devam etti ve Kiev’de, Reemtsma tütün şirketinin yöneticilerinden Andras Knopp ile bir araya geldi. Sonrasında Knopp ile beraber Avrupa’ya kot pantolon ihraç etmeye başladı.
Bu al sat işlerinden sonra Highrock Holding kuruldu; şirketin tüm resmi işleri Makarov’un avukatları tarafından yürütülmüştü.
Firtaş’ın yükselişi
2001 yılına gelindiğinde Firtaş’ın Makarov ile arası bozuldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Gazprom’un başına Aleksey Miller’ı atamıştı.
Miller, göreve gelir gelmez Vyahirev ekibinin dağıttığı varlıkların iadesini talep etti. Itera, çaldıklarını iade etmeye, Türkmenistan ile gaz sözleşmelerini iptal etmeye zorlandı. 2002’de ise Gazprom, Ukrayna’ya yönelik tedarik kotasını düşürdü.
Ve tam o esnada Firtaş, Makarov’u sırtından vurdu. Gazprom ve Ukrayna’nın devlet doğalgaz şirketi Naftogaz, Ukrayna’ya Rusya ve Türkmenistan’dan doğalgaz tedariki için başka bir şirketle, EuralTransGas (ETG) ile anlaştı. Şirket ne idüğü belirsizdi. Macaristan’ın Çabdi kentinde kayıtlı olan şirketin sermayesi sadece 12 bin dolardı.
Şirketin genel müdürü… Firtaş’ın kot pantolon işi yaptığı Andras Knopp’tu.
Daha sonra Firtaş, Gazprom’un üst düzey yetkilileriyle kısa zaman içinde tanıştı. Artık Vyahirev ekibinden geriye hiçbir şey kalmamıştı. Daha sözleşmenin ilk yılında ETG, Itera’dan çok daha büyük bir teslimat payı [13 milyar metreküp] aldı.
Bu gaz, Ukrayna’da 1000 metreküp başına 65 dolar fiyatla satıldı. Ve gazın 5,2 milyar metrekübü Almanya, Polonya ve Slovakya’ya — yani Gazprom’un ana pazarında — satılmıştı.
Gazprom, ETG’ye yardım etmek için elinden gelenin en iyisini yapmıştı; VEB bankası, tekel garantileri kapsamında ETG’ye 227 milyon dolar ve Gazprombank’a da 70 milyon dolar tahsis etti.
Firtaş’a göre Gazprom’un paraya ihtiyacı vardı ve kendisinden kredi ayarlaması istenmişti. Firtaş, sonrasında Forbes’a verdiği mülakatta iş ilişkilerinin her zaman “çıkar temelli” olduğunu ifade etmiş.
Şöyle ki; Ukrayna’nın ucuz gaza ihtiyacı vardı ve Avrupa fiyatlarıyla satın alamıyordu. Türkmenler, Vyahirev ekibinden bile daha yüksek fiyatlar çekiyordu. Firtaş, kendi ifadesiyle “tüm bu zaafları bilerek ve herkes için çözümler bulmaya çalışarak” parasını kazandı.
Firtaş, gaz savaşlarından muzaffer çıktı, hatta ortağına bu coğrafyanın en baba kazıklarından birini attı.
Fakat 2006’nın başlarında, Turuncu Devrim’in ardından Moskova ile Kiev arasındaki ilişkilerde yaşanan soğuma, Gazprom’u uygun fiyatlardan vazgeçmeye itti. Şirket zam talep etmeye başladı ve Kiev yönetimi bunu reddettiği anda — yeni yıl arifesinde — vanayı kapattı.
İhtilaf 4 Ocak’ta sona erdi ve Naftogaz Başkanı Yuriy Boyko’nun açıklaması televizyonda canlı yayınlandı. Boyko, gazın 230 dolardan satılacağını duyurdu. Ukraynalıların istediği fiyat 95 olsa da sorun çözülmüştü.
İddia edilen, Putin’in Ukraynalıları 230 dolar fiyat teklifini reddederlerse eli daha da artırmakla tehdit ettiği yönündeydi. Ukrayna’nın ödeyeceği 230 dolara gümrük vergileri ve nakliye ödemesi de dahil değildi.
Ve gaz pazarlığını yapan Firtaş’tı. Dönemin Batı yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, Firtaş’ı 95 dolar fiyatını kabul ettirmek için gönderdi ama Miller onu Moskova’dan 230 dolarla geri yolladı.
ETG’nin sonu
Aynı zamanda Gazprom, ETG ile iş yapması nedeniyle saldırıların hedefi haline gelmeye başladı. Bu kadar küçük çaplı bir firmayla milyon dolarlık sözleşmeler yapılması doğal olarak göze battı. Üstüne ABD’nin o dönemki Kiev Büyükelçisi William Taylor, ETG’yi yolsuzlukla suçladı.
Naftogaz, derhal tüm sorumluluğun ETG ile sözleşme yapan Gazprom’da olduğunu iddia edip sıyrıldı. Ve Gazprom, “itibar kaybına” uğradığını itiraf eden bir açıklama yayımladı.
Ancak her halükarda ETG’den kurtulmak icap ediyordu.
Ardından Moskova’da ETG’nin yerini alacak şirketle yeni sözleşmeler imzalandı. Sözleşme, RosUkrEnergo ile, yani yine Firtaş ile yapıldı. Şirketin kaydı İsviçre’deydi.
RUE, ortaya çıkmasından hemen sonra iyi paralar kazanmaya başladı. 2005 yılında Ukrayna’ya 8 milyar metreküp Rus gazı ve 36 milyar metreküp Türkmen gazı sevk etti. Ukrayna’daki depolama tesislerinden Avrupa’ya 150 milyar dolarlık satış yaptı.
O yıl geliri 4 milyar doları ve kârı da 700 milyon doları aştı.
Zula
Firtaş gibi kafası çalışan bir soyguncu için başarısızlık olarak sayılabilecek ne var? RUE’den daha büyük bir şirket kurmaksa, bunu beceremedi. Fakat yatırımlarını finanse edebilmek için şirketin hisselerini ustaca kullandı.
Mesela Macaristan’da kurduğu şirket Emfesz.
RUE’den gaz aldı, Macaristan’a satış yaptı ve kredi gelirlerini düşük bir faiz oranıyla Firtaş grubunun lokomotifi Mabofi’ye verdi. Mabofi’ye her yıl yüz milyonlarca dolar kredi aktı.
Firtaş’ın sayılamayacak kadar çok yatırımı var. 2003’te, yani RUE ortaya çıkmadan önce Rovnoazot’n yüzde 54’ünü aldı. 2004’te Estonya Nitrofert’in tamamını ve Kırım Soda Fabrikası’ın yüzde 90’ını aldı.
2005 yılında kimya şirketi Crimea TITAN’a 300 milyon dolar yatırım yaptı. Ve Firtaş, bugün Ukrayna ordusu ve neo-Nazi milislerin kimyasal saldırı provokasyonu hazırladığı iddia edilen, Lugansk yakınındaki Severodonetsk’te bulunan “Azot” fabrikasının bir zamanlar sahibiydi.
Gaz savaşlarından Maydan’a
2009 ve 2010 yıllarında doğalgaz savaşı sona erdi ve RUE’nin miyadının dolmaya başladığı fark edildi. Ve Moskova ile Kiev, RUE’yi ortadan kaldırma fikrini görüşmeye başladı.
Fakat bu, RUE’nin sonu anlamına gelmiyordu; iş modelini değiştirdi ve Gazprom ile Firtaş’ın para çantasına dönüştü. Gaz tedariki durduğunda RUE, halihazırda 11 milyar metreküplük bir rezerve sahipti.
2011’de RUE’yi tasfiye etmeye hazırlanan Firtaş, Ukrayna’ya 4 milyar metreküp gaz tedarik etmek üzere Türkmenlerle ayrı bir sözleşme yaptı. 2012 yılına gelindiğinde Gazprom, RUE’den kâr payı karşılığında 800 milyon dolar borç aldı. Tasfiye gündeme gelse de Firtaş, Moskova’dakilerle ilişkilerini her zaman diri tuttu.
2014’te gelen Maydan, Yanukoviç’ten ziyade Firtaş’ın imparatorluğuna karşı açılmış bir savaştı.
Firtaş, 2014’te ABD yönetimi tarafından rüşvet ve haraç almakla suçlandı ve Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC) listesine girdi. Maydan’dan bu yana Viyana’da ikamet ediyor.
Obama döneminde Ukrayna dosyasına bakan Joe Biden’ın Maydan darbesindeki hedeflerinden biri de Ukrayna doğalgaz piyasasını ele geçirmekti. Ve bunu başardı da. Aslında düşen Yanukoviç değil, Firtaş’tı. Hikayenin devamı için şuradaki yazıyı inceleyebilirsiniz.