CIA'in Hong Kong'daki ajitatörleri devrimi reddediyor — Kit Klarenberg
"Açıkça görülüyor ki, ABD'nin adamı olmak siyasi ve mali açıdan eskisi kadar kârlı değil."
3 Mart’ta Bloomberg, “Şi’ye Meydan Okuyan Genç Hong Konglular Artık Çin’de Partiliyor” başlıklı olağanüstü bir habere yer verdi ve “[Hong Kong] sakinlerinin rekor sayıda ucuz yemek ve iyi vakit geçirmek için Şenzen’e akın ettiğini ve durumun bir zamanlar kentin özgürlükçü gençliği tarafından reddedilen entegrasyonu hızlandırdığını” ayrıntılarıyla anlattı. Bunların arasında protesto eylemlerine katılan ve Batı destekli aktivist gruplara katılan, “Devlet Başkanı Şi’nin eski İngiliz sömürgesine tecavüzüne karşı çıkan” çok sayıda yurttaş da var.
Hong Kong’da yaşayan 40 yaş altı kişiler arasında yapılan bir kamuoyu yoklaması, yüzde 66’sının artık “sınır ötesinde” çalışmaya ve yaşamaya açık olduğunu gösteriyor; bu sayı 2020’de sadece yüzde 22 iken üç katına çıktı. Haberde, bir zamanlar kararlı olan diğer komünizm karşıtı aktivistlerin, daha önce Hong Kong’da Çinlilere ait restoranları boykot eden biri de dahil olmak üzere, “ideallerini bir kenara bıraktığı” ve şimdi “düzenli olarak komşu anakara kenti Şenzen’e gittikleri” kaydedildi.
Çin yapımı yüksek hızlı tren sayesinde işe gidip gelme süresi yarıya inen anakaradaki Hong Konglular, kısa bir yolculuktan sonra “devasa modern alışveriş merkezlerinin, hareketli gece pazarlarının ve eski fabrika binalarından dönüştürülmüş şık kültürel parkların sunduğu eğlence seçeneklerinin ve Çin’in Asya mali krizinden bu yana yaşadığı en uzun deflasyon serisinin de etkisiyle daha da aşağı çekilen düşük fiyatların” keyfini sürüyor. Öte yandan, Morgan Stanley’in eski Asya başkanı, “Hong Kong’un bittiğini” ve anakaranın sürekli gelişip büyürken “marjinalleşme riski” altında olduğunu savundu.
Bloomberg, 25 yaşındaki eski bir Hong Konglu aktivist ile kısa bir mülakat yayımladı. Kendisi “Şenzen’deki cazip düşük fiyatlardan” etkilenerek sınırı geçip “daha büyük bir daireye taşınmış” ve günlük olarak işe gidip geliyormuş. "Eski evindeki ifade alanının daralmasından” şikayetçi olsa da “siyasetin iyi bir yaşamın önüne geçmemesi gerektiğine” inanıyormuş.
“İnsanlar merkezi hükümete karşı çıkabilir veya siyasi özgürlük konusunda endişeleri olabilir ama bu endişeler günlük yaşamınızı nasıl etkiliyor? Aslında etkilemiyor.”
Daha yüksek standartlar, daha düşük yaşam maliyetleri, daha ucuz konut ve tüketim malları ile hareketli gece hayatının, aktivistleri demokrasiye olan bağlılıklarından vazgeçirmeye sevk etmesi oldukça inandırıcı görünüyor. Bununla birlikte, göreceğimiz üzere Hong Kong’daki “demokrasi yanlısı” hareket her zaman CIA ve onun “açık operasyonlar” birimi Ulusal Demokrasi Vakfı (National Endowment for Democracy) tarafından finanse edilen ve yönetilen, ABD destekli bir astroturf çabası oldu.
Şu anda Washington’un, Çin’de komünizm karşıtı duyguları körükleme kabiliyeti, ÇKP’nin kendi sınırları içinde “renkli devrimleri” körükleyebilecek karanlık STK’ları ve sivil toplum örgütlerini çökertme çabalarından dolayı büyük ölçüde kısıtlandı. Dolayısıyla protestocuların yeni yollara yönelmesi şaşırtıcı değil.
“Muhaliflerin Davos’u”
Kasım 2014’te, BBC Newsnight programından Laura Kuenssberg, Oslo Özgürlük Vakfı’nın (OFF) Norveç’te düzenlediği bir toplantıya katıldı. Toplantıda, dünyanın dört bir yanından gelen siyasi aktivistler, kendi ülkelerindeki yönetimleri değiştirmeyi amaçlayan bir dizi çalıştay ve brifing için bir araya gelmişlerdi. Kuenssberg, lüks bir otel ortamında “şampanya ve kanepeler eşliğinde fikir alışverişinde bulunan ve olumlu değişim için nasıl mücadele edeceklerini öğrenen” bu aktivistleri “aktivist aristokrasisi” olarak nitelendirdi:
“Bu dört yıldızlı otelin bodrum katında, insan hakları aktivistleri devrim için bir okul gibi hissettiren bir ortamda buluşuyorlar... Mısır’da, Ukrayna’da, Hong Kong’da veya Kuzey Kore’de olsun, mesajınızın nasıl yankı bulacağını öğrenmek için buradalar. Her ne kadar barikatların havasından uzak olsa da, buradaki eğitim, bir hükümeti kalıcı olarak değiştirmek için organize olmanın ve titizlikle plan yapmanın önemini vurguluyor.”
Kuenssberg, programında dikkat çeken bir ayrıntıyı da paylaştı: Çalıştayda bulunan bazı katılımcılar, o dönemde “Şemsiye Hareketi” adı altında Hong Kong'da devam eden protestoların organizasyonunda aktif rol almışlardı. Hong Kong’daki bu huzursuzluğun fitilini ateşleyen olay ise, kent liderinin seçiminde genel oy hakkı tanınması ancak adayların Pekin tarafından belirlenen bir listeden seçilmesi teklifiydi. Öğrenciler, bu teklifi protesto etmek amacıyla 79 gün boyunca hükümet binalarını ve finans bölgesindeki gökdelenleri işgal etmişlerdi.
Kuenssberg, programında “binlerce kişiyi sokağa döken planların aslında yaklaşık iki yıl önce yapıldığını” belirterek övünüyordu. Newsnight programı, daha sonra 1989 Tiananmen Meydanı protestolarına katıldıktan sonra ABD’ye kaçan ve 2002’de Çin’e döndükten sonra dört yıl hapis yatan Yang Jianli ile bir mülakata yer verdi. Yang, serbest kaldıktan sonra ülkeyi terk etmeyi reddettiği için bir yıl daha hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yang’ın mülakatta esnasında yanındaki masada bulunan bir dizüstü bilgisayarda ise, Şemsiye Hareketi’nin genç yüzü olarak bilinen Joshua Wong ile sohbet ettiği görüldü. Wong, Pekin’in Hong Kong ile suçluların iadesi anlaşmasını gözden geçirme teşebbüslerine karşı çıktığı için 2019 yılında uluslararası üne kavuşmuş ve bir yıl sonra Ulusal Güvenlik Yasası’nın çıkarılmasına yol açmıştı.
Washington’u, bölgedeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğu iddia edilen Çinli yetkililere yaptırım uygulamaya zorlayan Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası lehine Kongre’ye ifade veren Kuenssberg, aynı zamanda haziran ayında izinsiz protestolara liderlik etmiş ve bu nedenle hapse atılmıştı. Newsnight yayınında, Kuenssberg’in Yang’ın Hong Kong’daki öğrenci aktivistlerle “her gün, neredeyse saat başı” görüştüğünü belirttiği görülüyor.
Yang, 2014’teki ayaklanmaya katılan aktivistlerin “sokağa çıkmadan çok önce, şiddet içermeyen eylemleri kitle imha silahı olarak kullanmak üzere eğitildiklerini” yineledi. Bu bölüm, “şiddetsiz eylemlerle özgürlüğü teşvik eden” ve diğerlerinin yanı sıra NED’den de fon alan Albert Einstein Enstitüsü’nün icra direktörü Jamila Raqib ile yapılan kısa bir söyleşiyle devam etti. Raqib şöyle açıkladı:
“[Hong Kong] protestocularına bir protestoda nasıl davranacakları, saflarını nasıl koruyacakları, polisle nasıl konuşacakları, hareketlerini nasıl yönetecekleri ve gözaltın alındıklarında nasıl davranacakları öğretildi.”
Newsnight, oteldeki içkili after parti görüntüleriyle sona eriyor. Rus Pussy Riot üyeleri diğer katılımcılarla selfie çekerken, Kuenssberg “her iyi konferansta olduğu gibi, akşamları içkiler eşliğinde anlaşmalar yapıldığını” gözlemliyor. İzleyicilerin, OFF zirvesine katılanların çoğunu “asla tanıyamayacaklarını” ama “ülkelerini değiştirecek bir sonraki devrimcinin bu odada olabileceğini” de sözlerine ekliyor:
“Demokrasi gevezeliği! Bunun tuhaf bir etkinlik olduğunu söylemek bile yetersiz kalır... Kuzey Koreli sığınmacıların, Ukraynalı özgürlük savaşçılarının, hatta bilgisayar korsanlarının şampanya kadehleri eşliğinde bilgi alışverişinde bulunmasında son derece uyumsuz bir şeyler var. Buna ‘Muhaliflerin Davos’u’ denmesinin çok iyi bir nedeni var.”
“Daha çekişmeli”
Şüphe uyandırıcı bir şekilde, yayınlandıktan birkaç gün sonra İngiliz kamu yayıncısı eşine az rastlanan bir açıklama yaparak Newsnight’ın “Hong Kong demokrasi yanlısı protestolarının yabancı aktivistler tarafından planlandığı izlenimi vermiş olabileceğini” belirtti. Kanal, gösterilere yapılan atıfların, planlamanın Hong Kong’da yapıldığını, yurt dışından destek aldığını kastettiğini açıkladı.
Kuenssberg bariz biçimde çok fazla şey söyledi, zira Şemsiye Hareketi’nin Newsnight haberinin yayınlanmasından iki yıl önce “yumurtadan çıktığını” belirtmesi, Hong Kong’daki “demokrasi yanlısı” projelere NED fonlarının akmaya başladığı zamana tam olarak uyuyor. 2012 yılında harekete, “siyasi kurumlar ve anayasal reform konusunda farkındalık yaratmak, yurttaşların —özellikle de üniversite öğrencilerinin— kamusal tartışmalara daha etkin bir şekilde katılma kapasitelerini geliştirmek [ve] öğrencilerin ve yurttaşların genel oy hakkına yol açacak olası reformları keşfetmelerini sağlamak” amacıyla 460 bin Amerikan Doları yatırım yapıldı.
Eylül 2016’ya gelindiğinde NED, apar topar Hong Kong’un “demokratikleşme” çabalarının ilerleyişi hakkında bir rapor yayımladı; burada Wong’a, Scholarism olarak bilinen bir hareketten ve liderliğini yaptığı Demosisto adlı bir siyasi partiye defalarca atıfta bulunuldu. Bu arada vakıf bağışlarının boyutu kayda değer ölçüde artarak milyonlara ulaştı. Aynı zamanda adadaki siyasi huzursuzluk ve protestolar da giderek yoğunlaştı.
1991 yılında üst düzey NED yetkilisi Allen Weinstein, “bugün yaptıklarının çoğunun 25 yıl önce CIA tarafından gizlice yapıldığını” kabul etmişti. Teşkilat tarafından daha önce yürütülen gizli kapaklı işler arasında Newsnight’ın soruşturmasında da yer aldığı gibi Albert Einstein Enstitüsü’nün kurulması da vardı. Kurumun 2018 yılında ölen kurucusu Gene Sharp, 1965 yılında Harvard’ın “Harvard’daki CIA” olarak da bilinen Uluslararası İlişkiler Merkezi’ne katıldı.
Merkezin liderleri ve çalışanları, Amerikan ulusal güvenlik devletine sıkı sıkıya bağlı olan önde gelen soğuk savaş aktörleriydi. Örneğin, ilk eş direktörleri Henry Kissinger ve gelecekteki CIA Başkan Yardımcısı Robert Bowie’ydi. Burada Sharp, her kıtadaki protesto hareketlerini ve “devrimleri” etkileyen, şiddet içermeyen direniş ve rejim değişikliğinin pek çok yöntemini mükemmelleştirdi. 2000 yılında Slobodan Miloseviç’i deviren, NED tarafından oluşturulan bir gençlik protesto örgütü olan Yugoslavya’daki OTPOR! onun yazılarından büyük ölçüde etkilenmişti.
OTPOR!, modelini ve Sharp’ın yöntemlerini dünya çapında yaymaya devam etti ve bu amaçla Uygulamalı Şiddetsiz Eylem ve Stratejiler Merkezi’ni (CANVAS) kurdu. Oluşturduğu gruplar, 2000’li yılların başında ve ortalarında eski Sovyet coğrafyasında renkli devrimlerin ön saflarında yer aldılar ve Arap Baharı aktivistlerine de Miloseviç’in devrilmesini anlatan ve Martin Sheen tarafından seslendirilen çağdaş “belgeselin” başlığındaki gibi “bir diktatörü devirmek” öğretildi.
NED’in yönettiği 2004 “turuncu devrimin” merkezini oluşturan, Ukrayna’da CANVAS tarafından oluşturulan bir gençlik protesto hareketi olan Pora’daki bir aktivist olarak o dönemde şunu ortaya koymuştu:
“Pora’nın İncil’i Gene Sharp’ın Diktatörlükten Demokrasiye kitabı olmuştur... Pora aktivistleri bunu kendileri tercüme ettiler. Sharp’a ve ABD’deki Albert Einstein Enstitüsüne [yazdık] ve o da girişimimize oldukça sempati duydu ve Kurum, bu kitabın 12 binden fazla kopyasının ücretsiz basılması için fon sağladı.”
The Grayzone’un bildirdiği üzere, Ekim 2023’te CANVAS, Gürcü makamlarının yerel birimini, Ukrayna hükümeti adına çalışan ve aralarında hapisteki eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ve bednam Gürcü Lejyonu’nun komutanı Mamuka Mamulaşvili’nin de bulunduğu etnik Gürcülerle birlikte bir Maydan 2.0 planı yapmakla suçlamasının ardından tartışmalara karıştı. Bu çaba, sahtekâr Saakaşvili’yi hapisten çıkarırken, Rusya’ya karşı ikinci bir cephe açmaya daha istekli bir hükümet kurulmasını da sağlayabilirdi.
Saakaşvili, 2003 yılında NED tarafından finanse edilen “gül devrimi” ile, Batı’nın büyük tantanasıyla kuruldu. Dışişleri Bakanlığı’nın yayın organı Foreign Policy bile sonuçların “son derece hayal kırıklığı yarattığını”, zira büyük değişimin “hiçbir zaman gerçek anlamda gerçekleşmediğini” ve “seçkinlerin yolsuzluklarının tüm hızıyla devam ettiğini” kabul etti. Eski Cumhurbaşkanı 2021 yılında, diğer suçlarının yanı sıra siyasi rakiplerine karşı şiddet içeren saldırılar düzenlemek ve bakanlarından birinin bizzat yönettiği korkunç bir cinayeti örtbas etmesine yardımcı olmak suçlarından hapse atıldı. Mevcut Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, onu “asla” affetmeyeceğini açıkça belirtti.
Tiflis artık STK’ları ve diğer kuruluşları yurt dışı fonlarını açıklamaya zorlayacak bir yabancı acenta yasasını kabul etti. Mevzuatın Gürcistan’da başka bir renkli devrimin patlak vermesini önlemesi amaçlanıyor. Bu arada, Saakaşvili gibi Joshua Wong da hapishanede çürüyor ve yıkıcı faaliyetlerde bulunmak için komplo kurmaktan ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya. Haziran 2020’de tutuklanmasından önce Washington’daki Hong Kong konsolosluğuna sığındığı ancak Dışişleri Bakanlığı’nın girişine izin vermediği bildirilmişti.
Konuya aşina bir kaynak, “Bu, ABD-Çin ilişkilerini daha da tartışmalı hale getirebilirdi,” dedi. Açıkça görülüyor ki, ABD’nin adamı olmak siyasi ve mali açıdan eskisi kadar kârlı değil. Bir daha asla da olmayacak.
Kaynak: kitklarenberg.com/p/cia-hong-kong-agitators-reject-revolution