90'lar Moskovasını anımsamak: Hitler'in mirası kimde?
Adolf Hitler, Sovyetlere karşı başlattığı savaşı kazanmış olsaydı elinde verimli bir pazar ve tez zamanda uygulamaya koyacağı toprak reformu planı olacaktı. Hitler’in Sovyet coğrafyasına dair planlarının büyük ölçüde, birçoğu hâlâ Rus yönetiminde üst düzey görevlerde bulunan Yeltsin dönemi teknokratları tarafından uygulandığı da kuşku götürmez.
1988’de Oxford University Press’in bastığı “Hitler’in Masa Konuşması — 1941-44” kitabına göre Hitler’in generalleri ve planlamacılarıyla tartıştığı ve günlüğüne yazdığı parolalar; serbest ticaret, iskan ve depopülasyondu. Hitler, “Rus reformları” başlığı altında bahsettiği şeyleri hayata geçirme konusunda son derece ciddiydi.
Mesela, 1942’in şubat ayında “Ruslara aşı yok, onlara kirlerinden arınsınlar diye sabun da verilmeyecek. Ama diledikleri içki ve tütünü alabilirler” diye yazmıştı.
Ve Hitler, gizli sohbet ve tartışmalarının düşmanları tarafından yayımlanması bir yana, savaşı kaybedeceğini beklemiyordu. Yani son derece dürüsttü; 60 yıl sonra gelen Rus reformculardan çok daha cesur ve açık sözlüydü.
Hitler’in söylediği şey, büyük kentlerde pazarlar açıp Alman mallarının en ıskarta olanlarını Sovyet halkına satmaktı. Şunu söylemişti:
“[…] Kendi imal ettiklerimizden çok daha çöp sayılabilecek ürünleri satacağız. Tarım makineleri üreten fabrikalarımız, nakliye şirketlerimiz, ev eşyası imalatçılarımız vb., mallarını satmak üzere orada muazzam bir pazar bulacaklar”.
Sovyet halkına biçilen kader buydu ve 1945’te mağlup olan sadece Nazi ordusu değildi. Ve 1991’den bu yana Rusya’da yaşanan yağmanın, Hitler’in fantezilerinden çok daha kötü olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Yağmanın boyutuna dair çok şey yazıldı ama çoğunlukla gözden kaçan detaylardan biri de şu; 1991’den bu yana geçen yıllar, Rusya’da besiciliğin gördüğü en kötü dönem. Bu süreçte 25 milyondan fazla büyükbaş hayvan itlaf edildi.
Batı emperyalizminin çantacıları Anatoliy Çubays ve Aleksey Kudrin’in başardığı ama Hitler’in günlüklerine işlemediği çok şey var. En önemlisi Hitler, basını [ya da yeni dönemde televizyonu veya elektronik medyayı] nüfus kontrol enstrümanı olarak kullanmayı hiç aklına getirmedi.
Halkı kandırmak için seçimleri de alternatif olarak görmemişti. Basit anlamda Rusların “efendiye ihtiyaç duyan doğuştan köleler” olduklarını düşündü.
Hitler’in Masa Konuşması’nda Rusya için öngördüğü iktisadi model, İngilizlerin Hindistan’ı yönetme şekliyle tıpatıp aynıydı. Ki bunu dile getirmekten de çekinmemişti. Hitler, bir keresinde günlüğüne “Rus toprağı bizim Hindistan’ımızdır. Tıpkı İngilizler gibi, bu imparatorluğu bir avuç adamla yöneteceğiz” diye yazmıştı:
“[…] Çocuklarına dadılık yapmamıza gerek yok, söz konusu olan bu insanlarsa kesinlikle üzerimize vazife hiçbir şey yok. Ahırları ıslah etmek, pire kovalamak, Almanca öğretmenleri göndermek, gazete çıkarmak… Bizim için gereksiz. Otoyol işaretlerimizi anlayacak kadar bilgi verin ki arabalarımızın altında kalmasınlar”.
Fakat Nazi iktidarı, Kafkaslardaki Slav olmayan nüfusu kayırıyordu. Wehrmacht’ın 1941 tarihli bir talimatına göre askerler, “Kafkas halkına dost gibi davranmalı, özel mülkiyete saygı göstermeli ve talep ettiği malların ödemesini yapmalıydı”.
Diğer yandan Heinrich Himmler ve SS planlamacılarının hazırladığı iskan ve etnik temizlik planı, Rus nüfusunun azaltılmasını ve halk sağlığı tedbirlerinin durdurulmasını öngörüyordu. Böylece bebek ölümleri artacaktı. Ayrıca toplu kürtaj ve profilaksiyi de desteklediler.
1942’de Hitler’in liberal özelleştirme reformlarını Rusya’da uygulama fikri Nazi yönetimi içinde ihtilaflıydı. Nazi ordusu, Hitler’in Sovyet bürokrasisini dağıtma arzusuna hiç sıcak bakmamıştı; Rusya’dan bol ve düşük maliyetli hammaddeyi sorunsuz bir şekilde nakletmek için bu kurulu yapıya ihtiyaç vardı.
Ve Flick, Krupp ve Mannesmann gibi dönemin büyük Alman şirketleri, işgalin sonunda Sovyet işletmelerinin ve fabrikalarının devralınmasına ve yağmalanmasına sponsorluk etmek için birbirleriyle yarışa girdiler.
Tüm bunların bir yerlerden tanıdık geliyor olması lazım.
Çubays ve Kudrin’in kurduğu sistemde her biri Moskova’ya haraç ödeyen etnik grup liderlerinin başında olduğu federatif cumhuriyetler var. Ya da Kremlin’deki reformcuların sık sık dile getirdiği “Rusların efendiye ihtiyaç duyduğu” argümanına ne demeli?
Çubays, ülkede mali blok ile askeri blok arasındaki çatışma devam ederken ülkeyi terk etti. En son İstanbul’da bankamatikten para çekerken görüntülenmişti. Çubays’ın sürgünde olduğunu söyleyenler fena hâlde yanılıyor… Hem o hem Kudrin, 114-FZ sayılı yasanın 27. maddesiyle yargı süreçlerine karşı güvence altındalar.
Hitler’in tüm fantezileri ve hatta daha fazlası, 1991’den sonra gerçeğe dönüştü. Bu nesil, Hitler’in ruhunun nerede kol gezdiğini ve bugünkü ideolojik mirasçılarının kim olduklarını anlamak için Rusya’ya biraz daha yakından bakmalı.